Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye genelindeki fayton atlarıyla ilgili 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında hayvan refahı ile ilgili denetimlerde yol gösterici olması amacıyla bir taslak çalışma hazırladı.
Taslağın içeriğine bakıyorum; müjde mi desem, hayal kırıklığı mı bilemedim?
Önemli düzenlemeler, atlara nefes aldıracak maddeler, yok mu? Elbette var.
Taslakta yer alan maddeler kısaca şöyle:
- Hayvanlar, günde en fazla 6 saat çalıştırılabilecek. Bu çalıştırılma süresince 2 saat arayla atlar dinlendirilecek. Sıcak havalarda çalışma saatleri daha da düşürülecek. Çalıştırılmak için bekleyen hayvanlar, gölgelikli ve sulukları olan yerlerde bekletilecek.
- Atlara günlük en az 4 kilogram konsantre olmak üzere 8-10 kilogramlık yem hazırlanacak. Periyodik olarak yemlere vitamin ve mineral karışımları da eklenecek.
- Bir hafta çalıştırılmış bir hayvan 1 tam gün izin yapacak şekilde dinlenmeye alınacak. 3 yaşından küçük hayvanlar kesinlikle çalıştırılamayacak.
- Atlar gebeliklerinin 3’te 1’lik dönemlerinde dinlenmeye alınacak. Doğumdan sonra da taylar 3 aylık olana kadar anne atlar çalıştırılmayacak.
- Her bir at için en az 3 metre genişliğinde padoklar hazırlanacak. Bu padoklarda bulunan yemlik ve suluklar, yerden 4 metre yüksekliğe yerleştirilecek.
- Atların tırnak, ayak ve bacak sağlıklarının korunması amacıyla kauçuk nallar kullanılacak ve aynı zamanda atların genel muayeneleri düzenli aralıklarla veteriner hekim tarafından yapılacak.
***
Bu maddelerin her biri, fayton atlarının daha iyi koşullarda çalıştırılması açısından önemli. Ama... Ama bu düzenleme bir anlamla da, 'atlar bizim keyfimiz için çalıştırılmaya devam edecek' demek oluyor.
Yıllardır dillendirdiğimiz, “akülü faytonlar” ile ilgili ise tek satır yok. Tavsiye olarak ya da akülü faytonları teşvik edici bir madde dahi yok!
Atları rahat bırakalım, kendi keyfimize daha fazla köle etmeyelim, diyoruz.
Faytonsa, akülü faytonlar hazırlayalım. Hem çevreci hem hayvan dostu. Faytoncu yine ekmeğini kazansın, atlarsa yüzyıllardır süren bu eziyetten kurtulsun, diyoruz. Ama olmuyor. Kimse umursamıyor.
***
Tabii bu taslak hayata geçirildiği takdirde bir de gerçekten uygulanıp uygulanmayacağı sorunu var. Biliyorsunuz Türkiye'de hayatın hemen her alanında, denetim eksikliği nedeniyle uygulanmayan kurallar var.
Mesela, caydırıcı hale getirilen trafik kurallarımız var. Ancak bunlara uyan pek yok. Geçen gün Çeşme'den İzmir'e dönüşte, İnciraltı-Güzelyalı yol ayrımına doğru trafikte ilerlemeye çalışıyoruz. İnanılmaz bir yoğunluk var. Şöyle ifade edeyim: İstanbul'da yağmurlu bir pazartesi sabahı 1. köprü trafiğini aratmıyor maşallah! Uyanıklık yapan onlarca araç, emniyet şeridinden basıp geçti. Yasak mı? Yasak. 235 TL cezası var. Bu yasak rahatça deliniyor mu? Deliniyor. Çünkü denetleyen yok. Trafik polisi yok, kamera yok. Dolayısıyla ceza kesen de yok. Ceza yoksa, kurala uyan da yok.
Yani diyorum ki; bu taslak hayata geçecek. Güzel. Peki Türkiye'nin her bir köşesinde faytonculuk yapan her bir kişi bu maddelere uyacak mı? Uyması için onu denetleyen olacak mı? Yoksa sadece göstermelik olarak fayton krizi ile gündeme gelen İstanbul Adalar ve Büyükşehirlerde hizmet veren faytonlar için mi bu kurallar geçerli olacak?