Daha dün denilebilecek yakın zamana kadar Kahraman Mehmetçiklerimizin "Zeytin Dalı" adı ile Afrin'e huzur ve sükûnü götürme harekâtından bahsedip gün sayıyorduk... Yani, oraya "sükûneti" götürüp, ülkemizdeki sığınmacıları mutlu etmeye çalıştık. Tabii ki, başarılı bir harekâttı, mazlum halkın hayır duasını aldık...
Amma velakin, akabinde ülkemiz sınırları içinde durup dururken iktidar kanadı yandaşı ile "erken" ya da "Baskın seçim" kararı alınca zaten "fabrika ayarları" oynanan siyasetimize "zeytin dalı" yerine "kara çalı" uzatıldığını üzülerek takibe aldık. Kısacası Afrin harekâtında olduğu gibi, İktidarın "Baskın seçim harekâtı" için hep bir ağızdan gün saymaya koyulduk...
Bugün itibarıyla baskın seçime tam 58 gün kaldı...
***
İktidar Partisi AKP ve ortağı MHP ile sarmaş dolaş oldu.
Liderlerinin başlattığı seçim politikasındaki malum oyununu(!) muhalefet tarafından bozunca, işler tam anlamı ile "arap saçına" döndü. Artık ok yaydan çıktı. Ankara'nın siyasi ise atmosferi ortada... Ülkede 80 milyon 814 bin kişi de ister istemez demokrasinin ve de çocuklarının geleceği için uykusuz geceler geçirmeye mecbur kaldı...
***
Oysaki ben, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 88'inci yılında tüm çocuklarımızla birlikte kutladığımız 23 Nisan coşkusundan, Çanakkale Kara Savaşları'nın 103'üncü yıldönümü törenlerinde Anzak Askerleri adına konuşan Yeni Zellanda Valisi'nin "Türklere karşı derin saygı duyuyoruz" sözünden tutun, İzmir ve çevresindeki "kitap, çiçek, enginar bayramı ve benzeri fuar etkinlerinden" bahsetmek isterdim.
Bildiğiniz "emir demiri keser" misali, Son Başbakanımızın (!) veda sözleri ve Ankara'daki siyasi trafik ne yazık ki bu yazımın da önüne geçti!..
***
Evet, Ülke olarak yoğun bir gündemin içindeyiz. İnternet gazeteciliğinin yaygınlaşması nedeniyle de ülkenin içinde bulunduğu yoğun gündemi an be an takip etme şansı buluyoruz. Erken ya da baskın fark etmez, gerçek olan şu ki; Türkiye 24 Haziran’da çok önemli bir karar verecek. Bu seçimlerin bir başka özelliği de Türkiye’nin yeni bir sistemle tanışacak olmasıdır. Bir gazeteci olarak seçim sürecini sizler gibi medyadan takip etmenin yanı sıra eski dostlarımı da arayarak kulis bilgileri edinmeye çalışıyorum.
***
Erken seçim kararının ve tarihinin netleşmesinin ardından ilk işim meslektaşım, meclisteki temsilcimiz, değerli kardeşim CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’i aramak oldu. Ankara’da olan Atila Sertel vekilimizle sıcağı sıcağına bir telefon görüşmemiz gerçekleşti. Kararı nasıl değerlendirdiğini sorduğumda sevgili Atila Sertel, geçmişe dönük bir hatırlatma yaparak bana şunları söyledi:
“1999 yılı Genel Seçimi; MHP yüzde 18 oy oranı ile 2’nci parti. Devlet Bahçeli Başbakan Yardımcısı. Yıl 2002. Bahçeli, ayakta alkışlar arasında erken genel seçim istedi. 2002 yılında yapılan erken genel seçimde MHP yüzde 8.35 oy oranı ile Meclis dışında kaldı. AKP iktidara geldi.
2015 yılı 7 Haziran Genel Seçimi; MHP yüzde 16.9 oy oranı ile 3’ncü parti. MHP bu seçimde 80 Milletvekili çıkardı. Bahçeli, CHP’nin ‘Gel Başbakan sen ol, koalisyon kuralım’ teklifini reddetti. Erken genel seçim istedi. 5 ay sonra erken genel seçim yapıldı ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde MHP yüzde 11.90 oy ile 40 vekile düştü. AKP yine iktidardaydı.
Devlet Bahçeli, bugün yine erken genel seçim istedi ve 24 Haziran genel seçimleri AKP’nin iktidardan gittiği seçim olacaktır. Bu seçimler çok önemli. Çünkü; Türkiye diktatörlük ile değil demokrasi ile yönetilecek, hak, hukuk, adalet kazanacak. Parlamenter rejime dönecek ve tarafsızlığını koruyacak, halkımızı ayrımsız kucaklayacak Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Türkiye’de demokrasiyi tam anlamıyla yeniden kuracağız. Türkiye’yi Cumhuriyet’in kuruluş ayarlarına yeniden döndüreceğiz. Bunu ülkemizin geleceği için, torunlarımızın, çocuklarımızın aydınlık yarınları için yapacağız ve mutlaka başaracağız.”
Sevgili kardeşim İzmir Milletvekili Atila Sertel’in iyi dileklerine ve yürüttükleri mücadeleye katılmamak mümkün mü...