92 yıl önce ne ozon tabakasının delinmesi, ne küresel ısınma, ne global kirlilik, ne asit yağmurları, ne orman katliamları konuşuluyordu. Askerlik, liderlik ve devlet adamlığını, dünyanın saygın insanlarının övgüyle konuştuğu Mustafa Kemal Atatürk, ulu bir çınar ağıcının dalını kestirmeyip yaşadığı evi 4 metre 80 santim uzaklaştırdı.
30 Ağustos Zafer Bayramı, Türkiye’nin bağımsızlığını ilan ettiği çok önemli bir gündür. Bu zaferi günlerce kutlayıp kahramanlarını minnetle, şükranla ansak azdır. Ben de bu ‘KUTLU GÜNÜ’ ve onun kahramanı Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, çevre ve doğaya olan düşkünlüğünü yazarak anmak istiyorum. 30 Ağustos benim için de çok önemli bir gündür. 1912 yılında Balkan Savaşı’nın başlamasıyla Üsküp’ten gelip İzmir’in Bergama ilçesine yerleşen Cemali Kurt’un kızı annem Sevdiye, “Sen Zafer Bayramı çocuğusun, 28 Ağustos’ta dünyaya geldin ve fener alayları ile bandoların geçişlerini hastanenin penceresinden izledim” derdi. Atatürk’ün başarılarını bana sık, sık anlatırdı. Ne mutlu ki dünyanın saygın insanlarının övgüyle söz ettiği bir büyük liderin ülkesinde dünyaya gelmişim.
ATATÜRK VE ÇINAR AĞACI
Atatürk’ün, askerlik, liderlik ve devlet adamlığı konusunda gösterdiği başarıları defalarca yazıldı ancak çevre ve doğaya olan düşkünlüğüne çok az değinildi. Bir iğde ağacının kesilmesine, bir tayın ölümüne ağlayan büyük önder, bir çınar ağcının dalının dahi kesilmesine karşı çıkmıştır. Büyük önder bundan 92 yıl önce tüm dünyaya örnek olacak bir çevre dersi verir. Çünkü, o yıllarda dünyada ne ozon tabakasının delinmesi, ne küresel ısınma, ne global kirlilik, ne asit yağmurları, ne orman katliamları konuşuluyordu. Atatürk’ün 21 Ağustos 1929 günü Bursa’ya gitmesi gerekir. Bu gezisinde ilk defa Mudanya karayolunu kullanmak istemez. Ertuğrul Yatıyla İstanbul’dan hareket ederek Marmara kıyılarını seyrede, seyrede yol alırken, Yalova’nın sahil kenarında dallarını özgürce uzatmış, başı dik ve asırlık o çınarı görür ve dakikalarca hayranlıkla izler. Atatürk, yatından iner ve ulu çınar ağacının yanına gider. Gövdesi ve kollarıyla insanlara güven veren ulu çınara sırtını dayayıp uzun süre oturur.
TOPRAK VE BİR TUTAM YEŞİL
Ayağa kalktığında çınara daha yakın olmak istediğini ve hemen yakınına bir ev yapılması ister. Çünkü, Atatürk için hayatı boyunca çınarlar, kayınlar, meşeler, çamlar, salkım söğütler en kutsal değerlerdir. Atatürk’ün dev çınar ağacının hemen yanına yapılmasını istediği ev 13 Eylül 1929 tarihinde bitirilir. Atatürk bir gün, dev çınar ağacının yanına yaptırdığı köşküne geldiğinde çınar ağacının dalını kesmeye çalışan bahçıvanı görünce “Ne yapıyorsun orada” diye sorar, bahçıvan, “Ağacın dalları uzamış, binanın duvarlarına dayandığı için kesecektim efendim” yanıtını alınca Atatürk o yıllarda düşünülmesi bile imkansız olan bir emir verir “Ağaç kesilmeyecek bina kaydırılsın” der. Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte kardeşi Makbule Atalan, Vali Vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş Muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4 metre 80 santim kaydırılarak çınar ağacının bir metrelik dalı kesilmemiş olur. Atatürk, yalnızca ülkenin kurtarıcısı, milletini özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşturan bir lider değil, aynı zamanda bir karış toprağın, bir tutam yeşilin önemini de milletine anlatmaya çalışan bir lider olmuştur. Şu anda Yalova’da müze haline getirilen Atatürk’ün köşkünün adı günümüze kadar “Yürüyen Köşk” olarak gelmiştir.
İBADETİ AĞAÇ DİKMEK OLSUN
Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerinden ve Atatürk’e yakınlığı nedeniyle çok önemli olaylara tanıklık eden Falih Rıfkı Atay, “Atatürk’ün dayısının yanındaki çiftlik hayatı, doğa ve hayvan sevgisinin temelini oluşturmuş. Büyük önder dağlarının ormanlaşması için bizzat uğraştı. Hemen, hemen her ağaçta hakkı vardır. Nerede birkaç söğüt görse pikniğe giderdi. Söğütözü, pek sevdiği köşelerinden biri olmuştur. Kendi ağzından bizzat dinlemiştim. Bir gün Genelkurmay Başkanı İsmet Bey’le Diyarbakır çöllerinde atla gidiyorlarmış. Mustafa Kemal demiş ki: “Çabuk bana yeni bir din bul. Ağaç dini. Bir din ki ibadeti ağaç dikmek olsun. Atatürk’ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden biri Atatürk Orman Çiftliği'dir. Yalova kaplıcalarının yeşil cennet diyarı çam ormanları atamızın katkılarıyla gerçekleşmiştir. Ankara Gazi Orman Çiftliği, Yalova Baltacı Orman Çiftliği, Tarsus Piloğlu Çiftliği, Silifke Tekir ve Şövalye Çiftliği, Dörtyol Portakal Bahçeleriyle Karabasmak Çiftliği de”. Ülke yönetenlere örnek olsun.
BRAVO
100’ncü yıl Kocatepe’den Zafer Yürüyüşü
Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürlüğü’nden arayıp davet ettiler ancak yeni zatürree rahatsızlığı geçirdiğim için üzülerek olumsuz yanıt verdim. Bir an 20 yıl öncesine gittim. Üzerimde İzmir Gazeteciler Cemiyeti logolu tişörtüm ile 26 Ağustos’ta Afyon Kocatepe’den çıkıp İzmir’in kurtuluşu olan 9 Eylül kutlamalarında kortejden geçmiştik. Türkiye Dağcılık Federasyonu İzmir İl Temsilciliği, 80’nci yılında Afyon Kocatepe’den İzmir’e “Zafer Yürüyüşü” düzenlemişti, ben de katılıp TRT Radyosu’ndan yürüyüş boyunca canlı bağlantılar yapmıştım. Amaç, o zorlu günleri yeni nesillere aktarmak, büyük zaferi yaşatan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve bu ülke için canını feda edenleri anmaktı. 1922 yılı 26 Ağustos tarihinin üzerinden 100 yıl geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin kurtuluşunun 100’üncü yılı anısına düzenlenen Zafer ve Anma Yürüyüşü'ne çok yoğun katılım oldu. 9 Eylül'de İzmir'de son bulacak 400 kilometrelik tarihi yürüyüşün Çakırözü-Kocatepe etabına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Milletvekilleri, meclis üyeleri, dağcılık grupları ve halktan binlerce kişi vardı. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Yüzüncü yılda burada olmaktan son derece mutluyum. Artık önümüzdeki yüzyıla bakmalıyız. Güzel bir Türkiye'de, bağımsız ve demokratik bir Türkiye'de yaşamak için insanlar hayatlarını verdi. Bize düşen görev; ikinci yüzyılda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmaktır. Onun için de her birimiz daha güzel bir gelecek inşa etmek için mücadele etmeliyiz. O mücadelenin başlangıcı da burası olsun diyoruz” dedi.
Haftanın Sözü: “Tabiatı Saygı aklın icabıdır” ve
“Ormansız ve ağaçsız toprak vatan değildir”
Mustafa Kemal Atatürk