Meslektaşım Yaşar Gürsoy’un kitabı "Atatürk ve Berberi”, Büyük Önder’in - özel yaşamı da dahil- fazla bilmediklerimizi bizimle paylaşıyor.
“Atatürk’ün akıllara kazınmış fotoğraflarının çoğunda;
yanında, arkasında, çaprazında dikkatli bakanların gözüne ilişen biri vardır.
Herkes onu milletvekili ya da bir bakan sanır.
Oysa o kişi;
berberi Mehmet’tir! Atatürk’ü her adımında dikkatle izlemektedir...”
Milli Mücadele’nin Önderi, savaş alanlarının efsanevi komutanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu devrimci bir liderin yanı başında deyim yerindeyse -burnunun dibindeki o isim Berber Mehmet’tir. Tam ismi ise;
Mehmet Tanrıkut Mete. Lakâbı da
“Berber Memo”dur.
En Güvenilir İsimlerden biridir o!
Bilge der ya; güvenilir olmak parayla satın alınmaz!
xxxx
Berber Mehmet, -simaen- Atatürk’ü andırır.
1925’ten itibaren tam 13 yıl Atatürk’ün yanından hiç ayrılmamıştır.
O’nun neredeyse
bütün gezilerine katılmış, protokolde hemen yanında durmuş, aynı onun gibi giyinmiştir.
Atatürk’ün Selânik şivesiyle “çucuklarım” dediği kişilerdendir.
Yazara göre;
“O dönemde Çankaya Köşkü’nün müştemilatında kalanlar aynı zaman Atatürk’ün dublörlüğünü ve en yakın korumalığını yapmaktaydı.
Berber Mehmet ise aynı zamanda yakın korumasıydı...”
xxxx
Yaşar Gürsoy’un kitabı, Atatürk’le ilgili bilinmeyen bazı gerçekleri açığa çıkarıyor:
Örneğin;
Atatürk’ün hiç bilinmeyen hastalığı neydi?
(Atatürk kasık bağı kullanıyormuş.
Buna süspansuvar diyorlar.
İlgili kitaplarda buna karşılık gelen bir rahatsızlıktan hiç bahsedilmemiş.
Bir kasık fıtığı sorunu vs. olabilir.
Doktorlara göre testislerle ilgili bir problemi tedavi eden bir aparat da olabilir.
Ve bu aparatı
Salih Bozok'a, Kılıç Ali'ye, Nuri Conker'e
ya da doktorlara aldırmıyor;
berberine aldırıyor.)
Berber Mehmet, Atatürk’ü hüngür hüngür ağlatan Nuri Conker’in vefat haberini ona nasıl vermişti?
Atatürk kimi yaka paça sofradan kaldırmıştı?
Defalarca suikast girişimine maruz kalan Sarı Paşa,
“Elinde usturalı bir adama ne kadar ya da nasıl güvenilir?” sorusunu kendisine kaç kez sormuştur, bilinmez.
Ama soyadını bile verdiği Mehmet Tanrıkut Mete’ye çok güvenmiş olsa gerek, bazen giydiği kıyafetin aynısını giymesine dahi izin vermiştir.
(Aynı şekilde kütüphanecisi
Nuri Ulusu’ya da bu hakkı vermiştir.
Berber Mehmet ve Ulusu’nun suikastlere bir önlem olarak dublörlük yaptığı bile düşünülebilir.
Yorum artık okurundur bu konuda.)
Mehmet Tanrıkut Mete’nin kızları Buyan Rona ve Bilgen Nadar’la da uzun uzun görüşen Gazeteci Yazar Gürsoy devam ediyor:
“Berber Mehmet, minicik bir ustura hareketiyle Atatürk’ün hayatına kastedebilecek bir görevi yerine getirirken nasıl bir ruh halinde olabilir, o sorumluluk nasıl bir şeydir?
Bu hassasiyet,
Berber Mehmet’in istihbarat teşkilatında görevli biri olarak çalışmış olabileceğini aklıma getirdi.
Zira o denli yakın ve güvenilir kişilerin
‘özel seçilmiş’ kimseler olması doğaldır.
Berber Mehmet, Atatürk’ün ölüm yolculuğunda da başından sonuna kadar her an bulundu ve bu hizmetinden de Cumhurbaşkanlığınca bir onur belgesiyle ödüllendirildi.
xxxx
Kitaptan Müzeyyen Senar’lı bölümü alıntılayalım şimdi de;
“Genç kız tam Atatürk'ün karşısında durduğu vakit yaver, ‘Müzeyyen Senar hanım huzurlarınızda’ dedi. ‘Beyefendi de kocası’ diye ekledi.
Atatürk, ‘Öyle mi?
Pek güzel.
Gel bakalım hanım kızım.
Otur şöyle yanıma’ dedi.
Sağ tarafına bir sandalye çekti. Müzeyyen çekine çekine sandalyenin ucuna ilişti.
Heyecanını anlamış olacak ki ‘Otur bakalım. Çekinme. Eğer böyle yaparsan o güzel sesini nasıl dinleriz’ diye ekledi.
Atatürk bir an Müzeyyen'in yüzüne bakarak ‘Aaa! Bu saçlarının hali ne’ deyip yavere işaret etti. Kulağına fısıldadı. Yaver, ‘Lütfen beni takip ediniz Müzeyyen hanım’ dedi.
Salondan çıkıp siyah mermerlerle kaplı büyük bir banyoya gelindi.
Müzeyyen birden korkuya kapıldı.
Yaver, ‘Merak etmeyin efendim, berberimiz Mehmet sadece sizin saçınızı kesecek" dedi”...
xxxx
Bu hassas görevi aksatmadan yerine getiren Berber Mehmet, Dolmabahçe Sarayı’nda son günlerinde dahi Atatürk’ün en yakınındaydı.
Berber Mehmet, “Atatürk gittikten sonra burada kalamam” dedi ve görevinden ayrıldı, ailesiyle Yalova’ya yerleşti.
Emekli olana dek de Ziraat Bankası’nda çalıştı.
Oysa İsmet İnönü ve Celal Bayar, ona göreve devam edebileceğini söylemişti.
Mehmet Tanrıkut Mete, Atatürk’ün en son tıraşından hatıra olarak sakladığı saç ve tırnaklarını,
Celal Bayar’ın isteği üzerine 1953 yılında Anıtkabir’e emanet etti.
Berber Mehmet, sırlarıyla da 10 Ocak 1967’de aramızdan ayrıldı.
xxxx
Atatürk’ün ilk defa bu kitapta yayımlanan son fotoğrafında yine Berber Mehmet var, Ata’yı tıraş ediyor...
Yalın bir Türkçe’yle yazılmış 500 sayfalık kitap, her kütüphanede bulunması gereken bir biyografi.
Yaşar Gürsoy,
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması sürecinde yaşanan bazı çarpıcı olayları, kronolojik olarak -belgelere dayalı- içine berber Mehmet'i ve Atatürk'ü koyarak anlatmaya çalışmış; roman tadında...
10 bini aşkın fotoğrafı, bine yakın resmi belgeyi taramış.
İyi ki de yazmış…