1963 yılının sonlarıydı. Kıbrıs'ta Kanlı Noel olayları yaşanmış, Türk Jetleri Ada üzerinde uçuşa geçmişti.

Bıyıkları yeni terlemeye başlamış liseli delikanlılardık. Okul idaresinden güçlükle sağladığımız iki bayrağı kapmış, soluğu Taksim meydanında almıştık. 300 kadar öğrenci meydanı inletiyorduk;

Bombala Tansel bombala!”

Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel'di. Kıbrıs Rumları'nın zulmüne karşı çıkıyor, haksızlıklara isyan ediyorduk.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Erkek Lisesi'nde başlayan ve 380 kadar liseye yayılan protesto eylemleri beni o yıllara götürdü.

Liseli gençlerimiz bugün de haksızlıklara karşı çıkıyor, çağdışı eğitimin karşısına dikiliyor, ülkeyi karanlılara taşıyacak, molla yetiştiren eğitim sistemine 'dur' diyor.

Bu güzel ülkenin bir yüzü ayın karanlık yüzü gibi meteorlarla delik-deşik edilmiş. Baskılarla, zulümlerle, çağdışı eğitim sistemleriyle, gerici, yobaz idarecilerle aydınlık yüzünü de karartma çabasındalar.

Siyasi partilerin ve birçok sivil toplum örgütlerinin aksine liseli gençler olayların bilincinde.

Sırtımızı karanlığa, yüzümüzü aydınlığa döndük” diyorlar.

Karanlıktan aydınlığa kızlı-erkekli yürüyoruz” diyorlar.

Değişik talepler dile getiriyorlar. Türkiye'nin en değerli eğitim kurumlarının 2015 yılından bu yana proje okullarına dönüştürülmesinin yarattığı sakıncaları ortaya koyuyorlar. Okul müdürlerinden, öğretmenlerine kadar tüm atamaların idari hiyerarşiden çıkarılıp, doğrudan Milli Eğitim Bakanı'na bağlanmasına karşı çıkıyorlar.

İktidarın kurguladığı eğitim sistemine, dayattığı yaşam biçimine karşı çıkıyorlar.

Okullarıyla özdeşleşmiş etkinliklerin engellenmesine, Kutlu Doğum Haftası dayatmalarına, bir takım gerici sempozyumların düzenlenmesine karşı çıkıyorlar.

Okullardaki cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkıyorlar.

Eyleme katılan okullar arasında İmam-Hatip liseleri de var.

Aslında ortak bir noktaları var; Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerinde birleşiyorlar.

İşte iktidar da en çok bundan korkuyor. Milli Eğitim Bakanlığı,Valiliklere gönderdiği yazıda liselerdeki fiil ve davranışları yapanlar ve bunlara katılanlar hakkında işlem yapılmasını istiyor. Bakan eylemleri geleneklerimize ve değerlerimize uygun bulmadığını söylüyor.

Tayyip Erdoğan ise birilerinin liseleri karıştırdığını iddia ediyor.

Bu iddialara liseli gençler “Bizi o kadar birey olarak görmüyorlar ki bunun bile arkasında başkalarını arıyorlar” cevabını veriyor ve şöyle devam ediyorlar;

Biz dikkat çekmeye, haksızlıkların önüne geçmeye çalışıyoruz. Kullanıldığımız söyleniyorsa dikkat dağıtılmak isteniyordur. Bizden itaat eden, sorgulamayan bir nesil yaratmak istiyorlar.”

Evet aynen öyle. Bütün amaçları kendilerine biat eden bir nesil yaratmak. Bakın TEOG'da öğrencilerin en başarılı olduğu alan Din Kültürü. En zayıf oldukları alan ise Matematik.

Yayınlanan bir raporda eğitim sisteminde 64 ülke arasında 45. sırada olduğumuz belirtiliyor. OECD'nin bir araştırmasında ise 15 yaşındaki Türk öğrencilerin 'eleştirel düşünce ve problem çözme becerilerinin' yüzde 2.2 olduğu belirlenmiş. Bu oran Güney Kore'de yüzde 28.

Bu kafayla 21 yüzyıla nasıl yetişeceğiz? Donanımlı, çağdaş nesilleri nasıl yetiştireceğiz? Teknoloji üreten, sorgulayan, özgür, yaratıcı nesiller nasıl oluşacak?

Samsun'da bir okulda başarılı öğrenciler karne hediyesi olarak 'Umre Turu' ile ödüllendirilmişler. Kafa bu kafa.

İstemiyorlar. Araştıran, sorgulayan, eleştiren bir nesil istemiyorlar. Hayatla ilişki kuran, haksızlıklara karşı dik duran, özgüveni olan, özgür bir nesle tahammülleri yok. Onlar ayın karanlık yüzünün temsilcileri.

Önceki gün Çorlu'da meydanlara çıkan Lise öğrencileri ne diyor;

Buradan sesleniyoruz. Bu karanlık günlere inat dirençten, umuttan şevk alıyoruz. İstanbul Erkek Lisesi'nden başlayıp, Türkiye'nin her yerinde direniş meşalesini yakan aydın, özgürlükçü, çağdaş ve laik sistem isteyen tüm liselere selam olsun.”