Coşkuyla sürerken, bir anda kavga ortamına dönüşen, CHP İzmir İl Kongresi, kamuoyunda
tartışmalara neden oldu. İzmir’in ve Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü.
Birçok medya organları farklı görüşler ortaya sürerek, kongrede büyük olaylar yaşandı diye haberler yaptılar.
Ben bizzat kongreyi başından sonuna kadar yakından izleyen birisi olarak, izlenimlerimi okuyucularımızla paylaşmak istedim. Şunu hemen belirtmeliyim ki CHP kongreleri, CHP Kurultayları hareketlidir ve hep heyecanlıdır. Türkiye’nin sorunları tartışılır, siyaset kurumlarının icraatları konuşulur, eleştiriler yapılır.
Kongredeki olay şöyle gelişti: CHP İl Başkan Adaylarından Utku Gümrükçü henüz konuşmasının başındayken, divanın sol tarafında yer alan bir grupta hareketlilik gözlemledim. Olay yaratan Ozan Çelik’te o grubun içindeydi. Utku Gümrükçü konuşmalarını sürdürürken, Ozan Çelik, belli ki önceden hazırladığı bir bez pankartı divanın önünde açarak gerginliği başlattı. Pankartta, “Kerbela’nın hesabını vereceksiniz” diye yazıyordu. Mezhepsel bir pankartın açılması kongreyi karıştırmıştı ve partinin yetkili isimleri de bu kaos ortamının içinde kendini bulmuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır ve İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, sıcak ortamın içinde bulunuyorlardı. Ozan Çelik, daha önce de İzmir Milletvekili Atila Sertel’i şikayet ederek onun adaylığını düşürten ekibin içerisinde yer almıştı. İl Başkan Adayı Deniz Yücel, ilk konuşmacı olarak salonu dalgalandırmıştı. Aynı şekilde yine İl Başkan Adayı Utku Gümrükçü konuşmalarını sürdürürken, salonun o heyecanı sürüyordu.
Şimdi soru şu: Pankart açma eylemini Ozan Çelik’e acaba kim yaptırdı? Ozan Çelik’in arkasında kimler vardı? Çünkü bu olay CHP’ye zarar vermiştir. Kamuoyunda CHP’nin itibarı zedelenmiştir. İşte bu yüzden konu mutlaka araştırılmalı ve araştırma işini de CHP’nin yetkili organları yapmalı.
Her şeye rağmen, olay yaratan Ozan Çelik’in divan önünden uzaklaştırılıp, kongre salonunun dışına atılması gerekirken, onun tartaklanmasına katılanların davranışlarını da hiç doğru bulmuyorum.
Bir eleştirimde kongre salonunu hazırlayan yetkililere...
Böyle önemli bir kongrenin yapılacağı salonun düzenlemesi hiçte iyi yapılmamış. Kongre delegelerinin oturduğu alan, herkesin girip çıktığı bir alan olmuş. Yani kongre salonun güvenliği Allaha emanet edilmiş. Salonun ses düzeni, akustiği oldukça kötüydü, sesin yankılanması insanı gerçekten rahatsız ediyordu. Konuşmacıların konuşmaları net anlaşılmıyordu. Bu salon böyle önemli bir kongreye uygun değildi. Benim yeni CHP İl Başkanı Deniz Yücel'e söyleyeceğim şudur ki:
Bu kongre sonucundan herkes bir ders çıkarmalı. Tabanın beklentileri iyi anlaşılmalı. Kongre süreci artık geride kaldı. Artık kin ve nefret değil, birlik ve beraberlik içinde partizanca kavgalara bir son verilmeli. Şimdi artık, İnsanı her zaman siyasetin üstünde tutma zamanı. Seçimler geçici ilkeler kalıcı olmalı. CHP’nin ilkelerine topyekun birlikte kucak açmalı. CHP’nin menfaatleri için hep birlikte çalışıp mücadele etmeli. Esas ola bu süreçten sonra Deniz Yücel’in partideki birliği, bütünlüğü ve sevgiyi nasıl daha çok parti tabanına yayıp pekiştireceğidir. Benim buradan CHP İzmir İl Başkanlığı koltuğuna oturan genç Deniz yücel kardeşime sesleniyorum. CHP’nin her üyesi ve gençliği sarsılmaz bir inançla partiye hizmet etmelidir. Partinin her üyesi, cesur olmalıdır, sonuna kadar mücadele etmeye kararlı olmalıdır. Partinin bütün hareket ve faaliyetleri halk için, halk adına yürütülmelidir. Çünkü CHP’ ye hizmet etmek, kişisel çıkarlarını halkın çıkarlarına feda etmektir. Partinin ideolojik ilkelerini kendi çıkarları için kullanmayanlar, rant peşinde koşmayanlar, yalakalık etmeyenler, onurla ve gururla yaşamayı ilke edinenler bizim gözümüzde gerçek CHP’lidir.
Sayın Deniz Yücel, CHP’ de kavganın yanında olanlara, partinin bütünlüğünü bozanlara izin vermeyiniz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi onları bu partiden “silkeleyip atınız.”