CHP’nin mağdur olduklarını düşünerek sahip çıktığı ve partide yetişmiş çok iyi isimlere rağmen milletvekili seçilmelerini sağladığı üç isim oldu. Üç kuşak CHP’de mücadele vermişlerin bir kalemde silindiği ve anlık tepkilerle toplumun önüne konulan üç milletvekili eskisi.

Kahraman Türk evladı  Öztürk Yılmaz bunlardan birisiydi. Dışişleri’nde parlak bir geçmişe sahip Öztürk Yılmaz. 15 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye'nin Musul Başkonsolosu olarak atandı. 11 Haziran 2014 tarihinde IŞİD tarafından Musul Başkonsolosluğu'na yapılan baskın sonrası 43 kişiyle birlikte 101 gün boyunca alıkonuldu. 20 Eylül’de 43 personeli ile birlikte serbest bırakıldı 2015’te Türkiye'nin Duşanbe Büyükelçisi olarak atandı. Duşanbe Büyükelçiliği görevinden 3 Eylül 2015 tarihinde istifa ederek, 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Ardahan 1. sıra milletvekili adayı oldu ve milletvekili seçildi. CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi ve bu görevi 10 Nisan 2018 tarihine kadar sürdürdü. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan genel seçimlerde tekrar Ardahan'dan milletvekili seçildi. Katıldığı bir televizyon programındaki açıklamalarının ardından CHP Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Disiplin sürecinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan açıklamaları nedeniyle  2018 tarihinde CHP'den ihraç edildi.

Öztürk Yılmaz daha sonra hiç kimsenin bir daha hatırlamayacağına inandığım bir partinin kuruluşuna öncülük etti. Belki de hak etmediği değer ile onore edilen  Yılmaz,  CHP’ye önemli bir ders verip gitti.

Gözünü kırpmadan Erdoğan dedi

CHP”nin ne yazık ki İzmir’e reva gördüğü bir başka isim Teğmen M. Ali Çelebi oldu. CHP’nin daha sakalı terlemeden milletvekili yapılmasını sağladığı M. Ali Çelebi, kumpas davası mağdurlarından.

Çelebi’nin çarpık davranışlarını görenler Zaman zaman “Ben niye hapse girmedim bin de milletvekili olabilirdim ”  diyebilir.  Çelebi de CHP’yi anında terk edenlerden ve yeni yuvası AKP’ye katılanlardan.  “Kullan At” telefonları gibi kısa süre sonra atılacağını bile göremeyecek kadar düşkün. 

Çelebi’nin İzmir seçmenine ihanetini CHP her yerde dillendiriyor.  Muharrem İnce de kendisine parti kurarken sarıldı. Ama ona da ihanet etti. Vatensever Muharrem İnce’yi de  kazıkladı. 
Ve bana göre Çelebi tarihin tozlu sayfalarında bir daha anılmayacak bir isim olacak. Kahraman Türk askerinden sıradan bir yurttaşa dönüşecek. Hem de kendisine kol kanat geren CHP seçmeninden bir daha yakınlık göremeyecek. 

İhanetin son halkası Purçu

Eskisi diyorum CHP’da baş tacı yapılan Roman milletvekili Özcan Purçu’nun kendisine sağlanan temsil olanaklarını yeniden bulamayınca neredeyse bütün parti kitlesine hakaret ederek istifa etti.

Şimdi sosyal medyada Purçu için de CHP’liler “Verdiğimiz oyları helal etmiyorum” duygularını dile getiriyorlar. Purçu kendisi için yeniden adaylığı yakalayamadığı için istifasını dile getirmediğini önü sürüyor.Romanların tümünü ortaya koyarak hiçbir ismin milletvekili listelerine konulmamasını bahane ediyor. 

TİP’te Barış Atay’ın bir başkası için 1. Sıra adaylığını bırakması gibi bir fedakarlık söz konusu değil. Purçu “Ben yoksam CHP’de yok” duygusallığı içinde.Oysa Purçu, Roman yurttaşlar için geçmişte olduğu gibi STK’larda mücadele edebilir. Ama o CHP’yi suçlamayı tercih etti. Hem de uzun süre kendisini önemli yerlere taşıdığı halde. 

Öyle bir ruh hali içinde ki aday olamayacağını önceden bilseydi belki de Mehmet Ali Çelebi’nin yolunu izlemesi söz konusu olabilirdi. Yani AKP ile pazarlık yapmak gibi.

Şundan eminim. Dönemsel çıkışlarla  sadece seçmene sempatik görünmek için gösterilen adaylar yerine;  parti içinde yetişmiş insanların bu kesimleri temsil etmesi daha doğru olmaz mı?