Ömrümüzden yedi gün daha geçerken, ülkemizdeki yıllık enflasyon Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yaklaşık %21 olarak açıklandı… Ülkenin azımsanmayacak kısmı bu enflasyon rakamı ne kadar doğru, bu açıklamalar yukarıdan bütün ülkenin hakkını yemek olarak kabul edilir mi acaba sorusunu sorarken… Ülkenin şampiyonunun Alman lig üçüncüsünden beş yediği ligimizin 15. haftasında, İzmir’i beş sezondur bu mecrada temsil eden, şehrin gözbebeği Göztepe, altıncı sezonda da temsil etmeye devam edebilme açısından son derece değerli bir galibiyet aldı.
Yaklaşık 100 dakika oynanan maçta, rakibin üç topu direkten dönerken… 15. haftada gelen bu çok kritik üç puan da, önceki iki galibiyet gibi 2-1 ve yine önceki iki maç gibi “Allah seviyor verilmiş sadakamız varmış” tadında, son dakikaları oldukça stresli şekilde geldi. Bu üç puan ile Göztepe 15 maçta 14 puana (maç başı 0.933), teknik direktör Nestor Sevtic de 12 maçta 12 puana (maç başı 1 puan) ulaşmış oldu.
Göztepe maça haftanın en kalabalık ve desibelli dördüncü tribününü oluşturan taraftarının yoğun desteği ile çok baskılı bir tempoda başladı. Baskıdan rakip topu sürekli dışarı atarken, taçlar ne yazık ki çoğunlukla verimsiz kullanıldı (bunun alt analizinin yapılmasını öneriyorum)… Goller ise baskı nispeten azaldıktan sonra geldi. İlk gol rakibin Adis’e yaptığı, Göztepe’nin önceki maçlarda rakipler için yaptırdıklarını aratmayacak şekilde net penaltı ile oluştu. Ardından devrenin bitimine yakın Göztepe’nin Çocuğu Halil Akbunar’ın güzel asistinde Adis Jahovic ikinci 45 dakikaya takımın sezon boyunca ilk kez iki farklı başlamasına neden oldu. Göztepe’nin puan puanlar alabilmesi için gol atması gerektiğini ve üstüne 23 maçtır kalesini gole kapatamadığını ön görürsek attığından az yemesi gerektiğini herkes biliyor. Mevcut kadroda bu gollerin atılabilmesi için en önemli aday Adis Jahovic’ti, çok şükür ki kendine bir miktar gelip iki haftada üç gol atarak skor katkısı yapabilir hale geldi.
Devre arasının ardından 2-0’lık bir rahatlık Göztepelilere çok diye düşünen oyuncumuz, kartları gördüğü esnada tribünden yoruldu izlenimi de veren Obinna oldu… İlk gördüğü sarı kart kadar (ilk sarı kartı daha 10. dakikada da görebilirdi) gereksiz bir sarı kart daha görerek takımı 10 kişi bıraktı. Takım iç sahadaki yedinci maçında dördüncü kırmızı kartı gördü. İkinci-üçüncü bölgede kontratak yok anlamlı atak namevcut iken ne kadar gerekli sarı kart olabilir ki… Göztepeli oyuncuların gereksiz sarı/kırmızı kart görme geleneğine son vermesi gerektiğini Nestor Hocanın ve yardımcılarının net bir şekilde vurgulaması gerek gözüküyor.
Kırmızı kart ile oyuncu değişikliği arasında, Nestor Sevtic Hoca değişiklik yapmaya fırsat bulamadan, durum 2-1 oluverdi. Buna karşı takım maçın kalanında son dakikadaki pozisyonun dışında fazla pozisyon vermeden geçirebildi bitiş düdüğüne kadarki süreyi… Maçın tamamında bağırmaktan, ıslıktan, protestodan topçulara yakın yorulan taraftar bir yandan, oyuncular bir yandan, direkler ve fitbol şansı öbür yandan, maç 2-1 bitti.
Adis iki golle haftanın karmasına girecek bir performans gösterdi. Dışarıdan giren Ndiaye, ikinci devre oyun sıkıştığında bolca faul/korner aldı ve oyunu soğuttu. Yalçın da kenardan gelip, takıma artı yazabildi bu sefer. İrfan Can Eğribayat (bebeklerini kaybetmelerinden dolayı geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum) atılandan az yemeyi başardı. Obinna gereksiz sarı kartlar ve kırmızı kart görmesi dışında gayet verimliydi. Atakan başarılı ve hırslıydı, bununla birlikte saha içinde hırsını ve aklını dengelemekte daha fazlasını bekliyor taraftar kendisinden. Geri üçlü yenen gol ve pozisyonlarda adam kaçırma dışında verimliydi. Soner, Atakan, Murat Paluli, Arslanagiç ve Berkan Emir takımın en çok mesafe alan adamlarıydı maçta. 6-8 numaralar beyinlerini de yoğun kullanmaları gereken konumlar, topu ne zaman tutacaklar ayaklarında, ne zaman garanti pas ne zaman riskli ama kilit ya da derin pas iyi düşünmeleri gerek… Lakin daha önce de belirttiğimiz gibi bu kadar çok koştuklarında kritik pas atma olasılığı azalıyor Soner’in/Obinna’nın/Yalçın’ın. Bir de şu var oyuna baktığımızda aslında geri üçlü beşlinin pas trafiğini kendi yapmasa da bayağı net şekilde yönlendiriyor Soner.
Hakem Ümit Öztürk iki takım adına da bazı sarı kartları kolay gösterirken, bazılarını da atladı.
Bütün bunlar olurken… Göztepe Kadın Voleybol Takımı, Ksk deplasmanında yoğun küfür ve özellikle son sette Göztepe’nin önde olduğu anlarda hakemler Duman Yılmaz ve Arslan Gani’nin futbol ligindeki türdeşlerinin aratmaz şekilde göremediği yabancı cisim sağanak yağmuru altında, zorlu bir mücadele verdi. Mağlup olsalar da, cesur mücadeleleri için takımı ve emek verenleri kutluyorum.
Velhasıl kelam… Sen kendin için çabalamazsan kimsenin çabalamasını beklememek gerek… Göztepe, takımın tamamının ve taraftarının Göztepe için çok yoğun çabalarının karşılığını şansının da yardımıyla yaşamsal düzeyde önemli üç puan şeklinde almayı başardı. Ama hala düşme hattının üstü ile arada 4 puan fark var. Bu hafta puan tablosundaki net rakiplerinden Çaykur Rizespor ile başka bir yaşamsal mücadele oynayacaklar. Kazanılırsa ballı börek olur… Ama alınan her puan olağanüstü değerli. Umarım futbol şansı yanlarında olmaya devam eder, takım maç boyu üst düzey konsantrasyon göstererek eksik kalmadan mücadele edebilir… Nestor El-Maestro Hoca dilerim ki Obinna ve Berkan’sız takım için iyi bir formül bulur… Ve Göztepe hakem faciasız bir maçın ardından, kendisi için yoğun çaba göstermeyi bir kez daha başararak puan puanlar alarak dönebilir Karadeniz’den…