Devalüasyon sarmalında kıvranmaya devam eden ülkenin üçüncü büyük şehri can-ı memleketimiz İzmir’i, süper sıfatlı ligde son dört sezondur tek başına temsil eden Göztepe, beşinci sezonun 16. haftasında Çaykur Rizespor’a 3-1 mağlup oldu.
Bu sonuç, Çaykur Rizespor’un lig sonuncusu olduğunu ve Göztepe’nin ligdeki konumundan bağımsız lig sonuncularının vaz geçilmez can dostu olduğu gerçeğini ve rakibini Süper Lig’deki son dört sezonda deplasmanda hiç yenemediğini düşünürsek beklenemedik değildi.
Nesnel bakarsak Göztepe çok da kötü başlamadı oyuna. Rakip ilk 10 dakika gelemedi Göztepe sahasına… Ama ceza sahası içi ve çevresinde ilk 10 dakikada buldukları önemli anları hemen her zamanki gibi kötü değerlendirdiler. Maç 10. dakikadan sonra dengede gitmeye başladı. Aslında Göztepe aynı noktadan dört korner vermese yine gol olacağı yoktu… Kahrolarak belirtmek gerekirse, Göztepe ardışık 24. Lig maçında da kalesini gole kapayamazken ilk golde hem İrfan Can hem, Atınç hatalıydı… Lakin golü yedikten sonra da özellikle ikinci devre durumu 1-1 yapana kadar hiç de fena değildi Göztepe… Gol öncesinde kendi adıma hamle denemesi olarak hep içimden geçtiği gibi Atınç’ı forvete çekti Nestor Hoca… Atınç ortalığı bayağı karıştırdı ve sonunda golü de attı omzuyla da olsa… Aslında oyun ondan sonra da fena gitmiyorken çok ağır bir kırmızı kart ile (Göztepe lehine de verseler aynı şeyi söylerdim ki bu kırmızı kart takımı iki maç üstüste eksik bırakacak) takım eksik kaldı. Artık beraberliğe oynanması gerekirken, zekice olduğunu söylemesi imkansız bir şekilde, penaltı aradığı net Omar Aminu’ya istediğini verdi Murat Paluli… Maç mantıken gitmiş oldu. Tijanic için bir cümle eldeki en kritik müdahale oyuncusu ama sert ve hızlı beklere/savunmacılara karşı zorlanıyor.
Göztepe’nin genç çocuğu Yalçın Kayan, enerji yetenek ve beynini harmanlamakta zorlanıyor izlenimi veriyor kendisini sevgi ile izleyen ve artı yönlerine bakarak kendisinin yalnızca kendisine bırakılamayacak kadar değerli olduğunu düşünen Göztepelilere. Üç ardışık çalımı atan da Yalçın sonra basit pası atamayan da… 6-8 numara oynarken, ne zaman sağına soluna bakıp ana kararı (pas ya da topla driplingi kast ediyorum dünyadaki önemli mevkidaşları bu kararı topu almadan verdklerini söylüyorlar), ne zaman adam geçerek ya da geçmeden dripling yapacağını, ne zaman adam geçmeden direkt pas vereceğini, bu pasın ne zaman kilşt pas ne zaman basit pas olacağını, adam geçecekse ne zaman sağına soluna bakıp hangi aşamada pas vereceğini daha iyi yorumlamayı öğrenirse Yalçın Milli Takımlık olur, Göztepe de kendisiyle çağ atlar. Aksi haliyle de belli bir çizgiyi aşamamaya devam eder.
Hakem Erkan Özdamar aslında kırmızı kart dışında çok da problemli maç yönetmedi. Ama kırmızı kart fazlasıyla yeterli bir olumsuz hamleydi. Haklı haksız bir kırmızı kart bir penaltıya dayanabilecek düzeyde kırılgan olmayan bir takım yok şu an ülkede. Heyhat, maçın video yardımcı hakemi Arda Kardeşler idi. Yüz Göztepeliye sorsak “Göztepe maçına hangi hakemi istemezsiniz?” diye, %100’e yakın olasılıkla ilk üç isim arasına girer Arda Kardeşler. Bu gibi hakemleri orta hakem ya da video yardımcı hakem olarak gördüklerinde, Göztepeli oyuncuların ellerine ayaklarına hatta dillerine kart penaltı açısından maç boyu dikkat etmeleri gerektiğini, sayısız kötü niyetli hakem yönetimi görmüş tüm Göztepeliler ön görebilmekte. Lakin takımın bunu ön görerek davranamaması, mevcut durumun en temel sebeplerinden.
Takımın en temel sorunlarından biri çok kart görmeleri. Bunun da en önemli nedeni çok temaslı oynamaları olarak gözüküyor dışarıdan. Pek çok Göztepeliye “Hayatımı …” diye giden eşsiz tezahüratı sıkça anımsattıran, bu derde nasıl derman olur bilmiyorum Nestor Hoca? Çift dalmalardan kaç gol pozisyonu engellendi, kaç gol pozisyonu verildi, kaç kart görüldüğünün sayılmasını öneriyorum.
Bir gözlem… Nestor Hocanın bütün kafası çok çalışanların (her sene üniversite sınavında yüzde 1’lik dilimin altına girmiş yüzlerce Tıp Fakültesi öğrencisine öğretim üyeliği yapıyorum) temel problemi olarak betimleyebileceğim, kafasındaki açıklamayı karşısındakine basit bir dille anlatamama problemi çekiyor olması olasılığı az değil. Bu konuda yanılıyor da olabilirim ama bu yorumu maç önü ve sonrası konuşmalarını çevirili ve çevirisiz şekilde dinleyerek ve üst üste koyarak söylüyorum… Ben yanılıyorumdur da onun söylediklerini tam anlayacak düzeyde 5-6’nın üstünde kişi dilerim ki vardır kadroda.
Velhasıl kelam… Göztepe, Türk futbol tarihindeki tarihsel yeri, taraftarı/camiası hatta şu anki maddi yapılanması ile Süper Ligdeki Dörtlü Oligarşi dışı takımların bana göre en önemli temsilcisi. Lakin kahrolarak kabul etmemiz gerek ki an itibariyle düşmenin en önemli adaylarından. Bir sonraki olası “o gece” için 14-18 sene beklemeyi kimsenin istediğini sanmıyorum. Kadro kalitesine genel olarak baktığımızda ligdeki en kötü dört kadrodan birinin Göztepe’de olduğunu söyleyemeyiz… O veya bu sebepten kadro kalitesini tam olarak sahaya yansıtamıyor takım. Sayın Başkan Mehmet Sepil’in ve teknik ekibin neyin sıkıntılı olduğunu neyin nasıl düzeltilebileceğini acilen çözebilmesi olağanüstü önemli gözüküyor… Sevgili Özkan Yıldırımkal’ın deyimi ile Göztepeli olmak imkânsız beklentiler gerektirir… Ligde kalabilmek için takımın maç maç önüne bakarak, maç seçmeden, her maçtan puan puanlar almaya çalışması gerek… Taraftarın maç seçmeden tüm iç saha maçlarında skordan da bağımsız 12. oyuncu gibi oynamaya devam etmesi lazım. Yönetimin ve Göztepe’yi tüm sevenlerin en birincil çabasının takımın adil bir hakem grubuna düşmesine sağlamak olması gerek. Oyuncuların her maç kariyerlerinin en iyi oyunlarından birini oynamaya çalışıp, kötü niyetli olduğu defaten test edilip öğrenilmiş hakemlere karşı olağanüstü dikkatli olmayı öğrenmesi lazım. Bu bağlamda topçuların El-Maestro’nun istediklerini daha iyi kavramaya çalışması, kırmızı sarı kart görerek cezalı duruma düşmemeye çalışmaları ya da anlamsız penaltı yaptırmamaya çalışmaları kadar yaşamsal zorunluluk. Göztepe kart cezaları 10 kişi kalmalar ve bir o kadar gereksiz penaltılarla ligde kalabilecek durumda değil… Bu çok net…
Not: Beinsports’un “Futbolun mabedleri” kapsamında Göztepe Gürsel Aksel Göztepe Stadı için yaptığı programı izlemenizi öneriyorum.