Türkiye’de bugün yaşadığımız sorunlar, 1920’li yıllarda yaşananlara çok benziyor…
O yıllarda sorunların kökenine inip, doğru tanı koyan ve başarıyla üstesinden gelen Atatürk’ün görüşleri bu nedenle çok önemli…
Çok okuyan; edindiği bilgiler üzerine kafa yorarak, sentezler oluşturan, çözüm odaklı bir dehaydı, Atatürk. Çok önem verdiği tarihten ders alınması gerektiğini düşünüyordu. Cımbızlayarak seçtiğim şu sözleri yaşadığımız sorunlara ışık tutup, çözüm yolları sunabilir mi? Karar sizin…
24 Nisan 1920, Meclis konuşmasından: “…düşmanlarımız kendi ihtiraslarını bizim yok olmamızla sağlamak için, ellerindeki güçlerden hiçbirini kullanmıyorlar. Tam tersine, amaçlarına ulaşabilmek için keşfettikleri en kuvvetli araç, bizi birbirimize çarpıştırmaktan ibaret...”
6 Mart 1922, Meclis’teki gizli oturumdan:
“…Avrupa’nın en önemli devletleri, Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır… …Türkiye’yi yok etmeye girişenler… …Türkiye’yi ıslah etmek, Türkiye’yi uygarlaştırmak gibi birtakım bahanelerle, Türkiye’nin iç hayatına, iç yönetimine işlemiş ve sızmışlardır.
…durumu düzeltmek, hayat bulmak, insan olmak için, mutlaka Avrupa’dan öğüt almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine uygun yürütmek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler ortaya çıktı. Oysa hangi bağımsızlık vardır ki yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.
…Türkiye’nin, Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan birtakım insanlar, galip düşmanlar karşısında, susmaya mahkummuş gibi, Türkiye’yi atıl ve çekingen bir halde tutuyorlardı… ...Türkiye’yi böyle yanlış yollarda boğulma ve yok olma uçurumuna sürükleyenlerin elinden kurtulmak gerekir. “
ÇÖZÜM YOLU
Bugün gereksinim duyduğumuz çözümü, 1931’de Vakit Gazetesi’ne verdiği demeçte belirtmiş, Atatürk:
“Ulusun tarihinde bazı dönemler vardır ki belirli amaçlara erebilmek için maddi ve manevi ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı yöne yöneltmek gerekir... Ülkenin ve devrimin içerden ve dışardan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gereklidir.”
Umudumuzu kaybetmeyelim; bakın 1933’te Mısır Büyükelçisi’ne nasıl seslenmiş:
“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerini, milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır.”
Özetle, dün de bugün de yaşadığımız sorunların beslendiği kök aynı:
‘Emperyalizm’
Bu illeti bir kez daha yenebilmek için tek yol var:
‘Milliyetçi ve cumhuriyetçi güçlerin Atatürk şemsiyesi altında birleşmeleri’
‘Çözüm: Atatürk’