Ticaret ve sanayi odaları ile borsalarda kıyasıya seçimler var. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) merkez yönetiminin seçimleri öne çektiği, 2023 genel seçimlerine hazırlık yapıldığı söyleniyor.
TOBB merkez yönetiminin seçilmelerine türlü yöntemlerle etki ettiği kişiler “büyük bir ihtimalle” yönetici ve TOBB delegesi olarak seçilecekler ve daha sonra “büyük bir ihtimalle” TOBB başkanını ve yönetimini yeniden seçecekler. TOBB başkanının 20 seneden fazla bu görevde kalması bu dediğimi ispata yeterlidir. Dobra bir oda başkanı, bu seçimden sonra da TOBB'dan aranacağını, mevcut TOBB yönetimini desteklediğine dair bir mektup yazmasının isteneceğini, içinden gelmese de yazıp göndereceğini söyledi. Zira birliğin desteğinin kısılması bile yeterince etkili bir yaptırım olur.
Siyasi partilerde lider ve merkez yönetim sultası olarak yaşanan bu durum, barolar ve diğer meslek kuruluşlarında da aynı. Ankara'daki birlik ve merkezi kurumların yönetimini bir kere ele geçirmiş olan zamane padişahları, merkezdeki birliğin imkanlarını kendilerini yeniden seçtirmek için kullanıyorlar.
Bu nahoş tiyatroda en pespaye yöntem, kapalı kapılar ardında hazırlanan blok liste seçimleri. Amaç karşıt ve farklı düşünenleri yönetimden uzaklaştırmak, kurumları ele geçirmek, iyi çalıştırmak değil. İkinci bir liste çıkarsa bir yanda her şeyi alan kazananlar diğer yanda her şeyi kaybedenler kutupları ortaya çıkar. Seçimlere siyasilerin ve birlik merkezlerinin karışması mesleki konularla sınırlı kalması gereken seçim yarışını adeta siyasi bir kan davasına dönüşür.
İstanbul Barosu’nda önceki seçimlere sekiz farklı liste katıldı. İkinci turda 45 binden fazla avukatın 8 bin küsurundan oy alan liste kazandı. 37 bin avukat yönetimde temsil edilmedi, hepten baronun ve birliğin yönetiminden dışlandılar. Azınlığın çoğunluğa tahakküm edebileceği bir yönetim oluştu. Avukatların sorunlarını ortak akılla ve uzlaşma ile çözecek bir yönetim kompozisyonu oluşmadı.
Demokratik yönetim, farklı ve karşıt düşünenleri bir araya getirip uzlaştırarak ilerlemeye dönüştürme sanatıdır. Demokratik devlet kurumları ise farklı ve karşıt düşünenleri bir araya getiren, herkese ve her kesime ait olan kurumsal platformlardır.
Demokrasi, siyasi partilere çöreklenme, kurumları ele geçirme, kilit mevkilere kendi adamlarını getirme, devasa devlet gücünü ele geçirerek keyfince kullanma, her şeyi tasdik eden notere döndürülen TBMM'de sayı üstünlüğü ele geçirme, dalaşan kerli ferli siyasilerin birinci çıkacağını tahmin veya manipüle edebildiği zaman seçim sandığını halkın önüne koyma oyunu değildir.
Bütün paydaşları bir araya getirmesi, herkesin görüşünü değerlendirerek ortak akıl yoluyla karar almayı ve kararları herkesin benimsemesini sağlaması nedeniyle kurumlaşmış bir demokrasi kocaman bir devlet için de küçük bir kurum veya şirket için de olabilecek en iyi ve ileri bir yönetim sistemidir.
Mensuplarına mesleki konularda yönetime katılma imkânı veren meslek kuruluşları, demokrasinin başladığı, demokratik yönetim kültürünün serpildiği kurumlardır.
Uzmanlığı gereği hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını savunabilmesi sebebiyle demokrasinin teminatı olan yargı meslek kuruluşlarının siyasilerden ve sair iç ve dış güç odaklarından tam bağımsızlığının sağlanması diğer meslek kuruluşlarına göre çok daha özel ve önemlidir.