Geçen yazımda toplumda uzunca bir süredir metresliğin normalleştirildiğine vurgu yapmış; bu tür kadınların, birlikte oldukları adamlarla ilişkilerini gözümüze gözümüze sokmakta bir sakınca görmediklerini yazmıştım. Şöhretler dünyasından da örnekler vermiştim. Deniz Seki de onlardan biriydi...
Seki’nin ve daha birçok ünlünün menajeri, başarılı iletişimci Özgür Aras sitem etti... Üzüldüğünü söyledi...
“Yanlışım var mı? Hakaretim ya da yalanım? Ya da iftira mı attım?” diye sordum...
Sitemine devam etti: “Şu dönemde hatırlatmaya gerek var mıydı? Deniz tam ayağa kalkmak üzereyken” dedi.
Yazımın Deniz Seki’ye zararının olacağını düşünmediğimi ifade ettim...
Seki bir dönem söz yazarlığı, besteleri, güçlü yorumu ile konuşulmak varken, yasak aşkı ile anıldı... Kamuoyu önünde marka değerini düşürdü... Yanlış yaptı...İtibar kaybetti...
Sonrasında uyuşturucu ile başı derde girdi... Üstelik de yasaklı maddenin ticaretini yapmakla suçlandı ve hapse girdi... Ki bu ağır suçlamayı hiçbir zaman kabul etmeyen sanatçıya verilen ceza, ben dahil çoğunluğun vicdanını rahatsız etti....
”Bu kadarını da hak etmedi” dedirtti...
“Dışarıda onca hırsız, uğursuz, düzenbaz varken, reva değil” diye düşündürttü...
Seki özgürlüne tekrar kavuşup o kötü günleri geride bıraktıktan sonra müzik ve şov dünyasında tekrar kabul gördü... Çünkü o diyetini fazlasıyla ödemişti...
Mide ameliyatı olup 15 kilo veren, yaşına yakışır dinamik bir görünüme kavuşan sanatçı, şimdilerde hem popüler bir şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapıyor hem de yeni albümüne hazırlanıyor... Yurtiçi ve yurtdışında da konserden konsere koşuyor...
Yani eski Deniz’ine kavuşmanın tadını çıkarıyor... Bize de O’nu alkışlamak düşüyor...