Gözüm bir yandan televizyondaki canlı yayında.
Ağlayan anneler kucaklarında henüz karınlarını doyuramadığı bebekler. Bir kente 25 kilometre uzakta bir benzin istasyonu önündeki kuyruklar.
Bir başka kentte sadece açık tek market. Bir başka noktada ise naylon çadır içerisinde sayısız insanın yaktığı odun ateşi ile ısınma çabaları. Muhabir arkadaşımız ise endişeli soruyor: “Bu duman çocuklarınıza zarar vermeyecek mi?...”
Vatandaşın feryatları çok büyük. Televizyonda morallerimizi bir parça yükselden enkaz altından çıkarılanlar.
Profesyonel kurtarma ekiplerinin bulunmamasını eleştirenler, su dahil bazı temel ihtiyaçların hala bulunamadığı yerlerden söz ediliyor. Bu vahim ve acı tablo yüreklerimizi karartan bur durum.
Bu yazıyı okuduğunuzda kurtarılabilecek yurttaşların belki de en son saatleri olacak. Yaşanan hava durumu zaten tabloyu zorlaştırıyor. Ve dehşet içinde Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın anlattıklarını dinliyorum.
Yüzde 2.5 kurtulabilir
Prof. Ercan canlı yayında yaptığı hesaba göre halen göçük altında 182 bin kişinin olduğunu hesapladığını söylüyor ve ekliyor:
“Şu anda depremden 41. Saatindeyiz ve bundan sonra göçük altından çıkarılabilecek yurttaşlarımız toplamda yüzde 2.5 oranında olabilir.”
Bu açıklamanın ne kadar büyük bir felaketin yaşandığını net biçimde ortaya koyuyor. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in bir ilçenin yarısının göçük altında kaldığı açıklamasını hepimiz okuduk. Hatay’da, İskenderun’da feryatlar büyük.
İzmir’de birçok dostumun yakınlarını depremde kaybettiklerini arka arkaya öğreniyorum. Türkiye’de arka arkaya neredeyse 7’nin üzerinde depremin yaşanması bu içimizi acıtan tablonun doğmasına sebep oldu.
Deprem değil bina öldürür
Daha önce de yazdım. Bornova Bayraklı aksında büyük bir deprem yaşadık. Burada can kaybı bu deprem kadar değildi. Ama binaların durumuna baktığımızda İzmir bu sorunu daha uzun bir süre çözemeyecek. Çünkü hasar durumu ağır olmayan yapıların hala durumu belirsiz. İnşaat maliyetlerinin enflasyon nedeniyle anormal artışı sebebiyle daha uzun bir süreyi işaret ediyor.
Ve yaşadığımız bu depremin can kayıpları ile ilgili tablo netleştikten sonra mağduriyetler için çok önemli bir kaynak ayrılması gerekecek. Ahmet Ercan’a göre bu kaynak 30-35 milyar dolar dolayında. Ve bunun ülkedeki büyüme hızını yüzde 2 oranında azaltacak olması. Bu da önemli bir tespit sanırım…