DİSK Devrimci Emekliler Sendikası, Ege Bölgesi’ndeki örgütlenmesini güçlendirmeyi hedefleyen bir seçimi geride bıraktı. Aydın, Denizli, Bodrum, Manisa ve İzmir şubelerinin katılımıyla yapılan Ege Bölge Baştemsilci Seçimi, sendikanın bölgedeki mücadele hattını yeniden şekillendiren bir adım oldu. Genel Merkez yöneticilerinin de yer aldığı toplantıda, bölgeyi temsil edecek isimler sandıkta belirlendi; birlik ve dayanışma vurgusu öne çıktı. Seçimde Hüseyin Özkaynak, Ege Bölge Baştemsilciliği görevine getirildi. Yardımcılıklara ise Ayşe Kırındı, Yunus Taş, Tümay Özgür ve Aydın Doğer seçildi.

Narlıdere Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya DİSK Devrimci Emekliler Sendikası Genel Başkanı Cengiz Yavuz, Genel Sekreter Fikri Kalender ve MYK Üyesi Ercan Çınarlı da katıldı. Sendika yöneticileri, emeklilerin artan geçim sıkıntısına karşı sahada daha görünür ve etkili bir örgütlenme hedeflediklerini dile getirdi. Katılımcı şubeler, bölgesel sorunların ortak bir zeminde ele alınması gerektiğini vurguladı. Emeklilerin karşı karşıya kaldığı ekonomik baskının Ege’de de derinleştiğine dikkat çekilirken, seçimin yalnızca bir temsil belirleme süreci olmadığı; aynı zamanda ortak bir mücadele takvimi oluşturma iradesi taşıdığı ifade edildi.

2-402

Buca’da emekçiler ayakta: ‘Namus mücadelesi veriyoruz’
Buca’da emekçiler ayakta: ‘Namus mücadelesi veriyoruz’
İçeriği Görüntüle

Emekliler geçim sınırının altına itildi

Seçim öncesinde sendika adına basın açıklaması yapan yeni baştemsilci Hüseyin Özkaynak, emeklilerin yaşadığı ekonomik tabloyu çarpıcı ifadelerle ortaya koydu. Özkaynak, milyonlarca emeklinin asgari ücretin dahi yanına yaklaşamayan aylıklarla yaşamaya zorlandığını söyledi. Artan gıda fiyatları, barınma giderleri ve temel ihtiyaçlardaki fahiş artışların emeklileri adeta nefessiz bıraktığını vurguladı.

Emeklilerin bugün geldiği noktada “mutfak yangını” ifadesi bir benzetme olmaktan çıkmış, günlük hayatın gerçeği haline gelmiş durumda. Emekli maaşları, açlık sınırının dahi yarısına denk düşen seviyelerde kalırken, sosyal devlet iddiasının bu tabloyla bağdaşmadığına dikkat çekildi. Özkaynak, emeklilerin sistematik biçimde yoksullaştırıldığını ve bunun tesadüf olmadığını belirtti.

Emeklilerin açlık sınırının yarısına mahkum edildiğinin altını çizen Özkaynak şu ifadeleri kullandı:
"Biz emekliler asgari ücretin yarısına dahi yaklaşamayan, açlık sınırının yarısına mahkum edilmiş aylıklarımızla yaşamaya çalışan milyonlarız. Resmi verilere göre yoksulluk sınırı 90 bin lirayı aşmıştır. Her geçen gün büyüyen mutfak yangınına, yok sayılan temel ihtiyaçlarımıza ve sistematik yoksullaştırmaya karşı hayatta kalma mücadelesi veriyoruz.”

3-236

Talep net: İnsanca yaşam

Önümüzdeki günlerde hem asgari ücret hem de emekli aylıklarına yapılacak zamların gündeme geleceğini hatırlatan Özkaynak, sendikanın talebini net bir rakamla ortaya koydu. Resmi verilere göre yoksulluk sınırının 90 bin lirayı aştığını anımsatan Özkaynak, emekliler için talep edilen en düşük aylığın bunun yarısı olması gerektiğini söyledi.

Emekli maaşlarının en az 45 bin liraya çıkarılmasının bir “lüks” değil, insanca yaşamın asgari koşulu olduğu vurgulandı. Konuşmalarda, yıllarca çalışıp prim ödeyen milyonların, emeklilik döneminde yoksulluğa mahkûm edilmesinin kabul edilemez olduğu dile getirildi.

Mücadele yalnızca maaş meselesi değil

Özkaynak, konuşmasının ilerleyen bölümünde sendikanın mücadelesini yalnızca ekonomik taleplerle sınırlı görmediklerinin altını çizdi. Emeklilerin, toplumun kenarına itilmiş “sessiz” bir kitle olmadığını belirten Özkaynak, tam tersine bu ülkenin hafızasını taşıyan, hak mücadelelerinin canlı tanıkları olduklarını ifade etti.
Onurlu bir yaşam için mücadele ettiklerinin altını çizen Özkaynak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bizim kavgamız yalnızca bir geçim kavgası değildir. Bizim kavgamız onurlu bir yaşamın eşitliğin ve geleceğin kavgasıdır. Bizi ununu elemiş, eleğini asmış bireyler sanarak bir köşeye çekileceğimizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Biz bu ülkenin hafızasıyız, mücadele ile kazanılmış hakların canlı tanıklarıyız, mücadelemiz yalnızca cüzdanımıza reva görülen üç kuruşluk sefalet zamlarına karşı değildir.

Tacizci ve erkek egemen zihniyetine karşı kadınların, sömürü düzenine karşı çocukların, iş cinayetlerine karşı yaşamın, talan edilen doğaya, zehirlenen toprağa, kirletilen suya ve gasp edilen geleceğe karşı çevrenin yanındayız. Torunlarımıza; ‘sizi sömürenlere karşı biz direndik ve bu karanlığı yırttık’ onurunu miras bırakacağız. Sermayeye köle, gericiliğe kul olmayacağız.”

Seçimle birlikte Ege Bölgesi’nde daha koordineli bir çalışma döneminin başlayacağı mesajı verildi. Yeni yönetim, şubeler arası iletişimi güçlendirmeyi, yerel sorunları daha görünür kılmayı hedefliyor.

Muhabir: Rojda Dolgun