İlkokullardaki ders programları bence tamamen değişmeli. Mesela Beden Eğitimi dersi tüm derslerden daha fazla yer almalı programlarda. Daha yeni eğitimle tanışmış tüm çocuklar önce sporun önemini öğrenmeli. Hareket etmeyi hayat felsefesi haline getirmeli. Hatta spor yapmanın, sağlığını korumanın hayattaki tüm derslerden daha önemli olduğunu daha küçücük yaşta keşfetmeli. Sporla birlikte disiplinli bir birey olacak, koordinasyonu gelişecek, sağlıklı bir bedene sahip olduğu için diğer tüm derslerinde daha verimli olacak.
***
Minik beyinler paylaşmayı da okulda öğrenmeli. Derslerde küçük etkinliklerle paylaşmanın önemi vurgulanmalı ve bu zorunlu olmalı. Mesela bazı derslerde 1 saatliğine herkes yanındaki arkadaşıyla eşyasını değişmeli. Hem eşyalarını, oyuncaklarını arkadaşıyla paylaşması gerektiğini öğrendikçe ona da doğrusu bu gelecek ve severek yapmaya başlayacak. Daha ona kimse bir şey söylemeden yiyeceğini bile ki bu en sevdiği şey bile olsa yanındaki arkadaşıyla, annesiyle, babasıyla hatta yolda gördüğü köpekle paylaşacak. Buna kendi bile engel olamayacak çünkü beyin daha küçücükken buna programlanacak. Ve işte asıl o zaman gerçek mutluluğu tadacak.
***
Okul gezisi kapsamında haftada bir hayvan barınaklarına ziyaret yapılmalı. Hobiler ve fobiler küçük yaşta gelişirmiş. Böylelikle hayvanlardan korkan bir birey yetişmemiş olacak. Onlarla vakit geçirmek, beslemek, oynamak birçok dersten daha çok şey katacak hayatına. Her hafta kendilerini sevgiyle karşılayan kedi ve köpekleri gördükçe sevilmenin ne kadar erdemli bir duygu olduğunu görecekler. Hayvanlarla vakit geçiren çocukların topluma daha duyarlı bireyler olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Çocuk, bu şekilde duygusal anlamda verici olmayı da öğrenecek.
***
Manevi mutluluğun, iç huzurun hiçbir parayla sağlanamadığı da derslerde yer almalı. Çocukları hayata hazırlayan öğretmenler, onları iyi meslek sahibi yapmak için uğraşırken asıl noktayı atlamamalı. Ne kadar çok para kazanırlarsa kazansınlar hangi mesleği seçerlerse seçsinler eğer mutlu oldukları şeyi yapmıyorlarsa başarıya hiçbir zaman ulaşamayacaklarını anlatmalı. Herkesin eşit olduğunu ne olursa olsun hayattaki en büyük başarının insan olmaktan geçtiğini belirtmeli. Param yoksa gezemem, eğlenemem, sosyalleşemem mantığı tamamen çökertilmeli. Çünkü hiçbir mutluluk henüz parayla satın alınamadı. İşte bu algı çocukların beynine yerleşmeli.
***
Ne söylediğin değil, ne şekilde söylediğin önemli demişler. Benim bu hayattaki en onayladığım cümlelerden biri. Bu da küçük yaşta öğretilmesi gereken şeylerden kesinlikle. Konuşma dersleri de eklenmeli bu miniklerin programına. Kalp kırmadan nasıl konuşur, bir şey istemenin doğru şekli nedir hepsi anlatılmalı. İnsanlarla iyi iletişim kurarak hayatlarında çok büyük şeyler değiştirebileceklerini fark etmeliler. Kendini iyi ifade edebilmek ve bir şeyleri sorgularken doğru şekilde yapabilmek belki de kapalı kapıları açacak onlara. İşte o zaman doğru bir şekilde konuşarak her şeyi çözebileceğini aklından hiç çıkarmayacak.
***
Hiçbir ders hayat okulu kadar iyi yetiştirmiyor.
Bunların hepsi asıl yaşayarak öğreniliyor.
Aslında en önemli şey insanın kendisini yetiştirmesinden geçiyor.
Ama daha küçücükken bazı şeylerin farkında olabilmek de çok şey değiştiriyor.