Hangi mahallede imam yok
Ben orada öleceğim,
Kimse görmesin ne kadar güzel
Ayaklarım saçlarım ve herşeyim.
Ölüler namına azade ve temiz
Mechul denizlerde balık;
Müslüman değilmiyim haşa
Fakat istemiyorum kalabalık
Beyaz kefenler giydirmesinler
Sızlamasın karanlığın havada
Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım
Ki bütün azalarım hülyada
Hiçbir dua yerine getiremez
Benim kainatlardan uzaklığımı
Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar
Çılgınca seviyorum sıcaklığı
Fazıl Hüsnü Dağlarca (1943)
Bildik birinin nasıl öldüğünü, son sözlerinin ne olduğunu merak eder misiniz?
Ben ederim.Bu konuda zihnimi açan iki kitap özel yer tutar bilgi kartoteksimde: Osman Çizmeciler’in “Meşhur sözlerin tarihçeleri” ile, Ergün Gözer’in “Meşhurların son sözü. Beni “ Oğul” seçen, fikrimin rehberi Halikarnas Balıkçısı, ölüme giderken demiş ki :
“Benim için tasalanmayın. Mavileri görüyorum. Burnuma çiçek kokuları geliyor.”
“Uygarlığın özeti BERGAMA” kitabını yazarken, bu Helenistik başkent kazılarına 30 yıl veren Wolfgang Radt, ölürken demişki;
"Biraz daha vaktimiz var sanıyorduk.”
İnsanoğlu, ömrünün son deminde nasıl davranacağını, son sözünün ne olacağını önceden tasarlar mı?
Bazı büyüklerin son davranış ve sözleri kayda geçirilmiş. Söz gelimi, El Beyruni, ölüm döşeğindeyken kendisini ziyarete gelen fikir yoldaşlarını:
Benim, bir meselenin cahili oalrak ölmemi mi istiyorsunuz, demiş.
Konfiçyus'un derdi başka ; diyesiymişki:
Beni kendisine danışman seçen hükümdar olmadı, ölüyorum!
Deha ile delilik arasında gelip giden Alexandros (Büyük İskender), kurduğu imparatorluğu kime bırakacağı sorulduğunda:
Diadoklara (12 Generale), demiş ve eklemiş:
Eminim ki; Generallerin, arkamdan kanlı bir cenaze töreni düzenleycekler…
Hazretin kehaneti gerçek olur ve 12 general, imparatorluğu paylaşma kavgasından imparatorluğu kana bular…
Antik çağ filozofları arasında, nasıl öldüğü en çok bilinenlerden biri, Sokrates’ dir. Platon ile Aristotales’in hocası oligark, Ksantip’in hocası olan Koca Bilgin, Atinalı yargıçların kararını infaz etmelerini beklemeden Baldıran ( Conium maculatum ) zehri içerek kendi hayatına son vermiştir.
Bu bilgiler içinde tavuk kovalarken ölende vardır; kaçarken girdiği bahçede, kutsal saydığı fasulyelere basmamak istemediği için, kendisini kovalayan düşmanları tarafından öldürülen de …
Günümüz atomistlerin babası sayılan Empodokles’in ölümü, tamamıyla kendisine yakışır şekilde olmuştur. Bu üstad, Etna Yanardağına atlayarak canına kıymıştır. Neden acaba? Kimilerine göre, bir görüşünü ispatlamak, bazı kaynaklara göre, tanrı olduğunu kanıtlamak için!
Staocı Chrysippus, kendi şakasına gülerken çatlayıp ölmüştür…
Çağdaşlarınca anlaşılamadığı için “Bay Karanlık” sanıyla anılan, Efesli Bloson oğlu Herakleitos’un acı sonu hakkında konuşmayı, yazmayı pek istemem: hakkında olumsuz düşünenlere siz de katılmayasınız diye. Bizimki; “ Aklın Devi”, “Diyalektiğin Babası “ sayıldığı halde, insanlardan umudunu kesip, ormana çekilmişir. Orada sırf otlarla, köklerle beslendiği için, vücudunu ödem kaplamış. Doktor tedavisine yanaşmadığı için, vücuduna sığır gübresi sürmüş, köpekler bu acayip yaratığı parçalamışlar…
Allah herkese normal ölüm nasip etsin…
ALIŞKANLIK
Daha bir zaman
Geçmiş yılı yazacaksın
Yanlışlıkla mektuplarına
Sonra alışacaksın
Daha bir zaman
Yeni giysiler içinde sıkılacaksın
Eskitip kendinle birlikte
Sonra alışacaksın
Daha bir zaman
Bir önceki sevgilinin adıyla
Sesleneceksin yenisine
Sonra alışacaksın
Daha bir zaman
Yadırgayacaksın sürüklemeyi
O inmeli bacağını
Sonra alışacaksın
Daha bir zaman
Hala sevdiğini sanacaksın
Yüreğindeki ihanet acısına
Sonra alışacaksın
Daha bir zaman
Alışa alışa böyle
Bitek kendinle kalacaksın
Ona da alışacaksın
Daha bir zaman
Yaşadığını sanacaklar
Bisüre sözedecekler senden
Sonra alışacaklar
Aziz Nesin- Nesin Vakfı 4 Ocak 1988