Sakarya Savaşı bitmiş, Yunan Ordusu Başkomutanı Papulas görevden alınmış, yerine Yunan hayalini askeri alanda uygulayabilecek bir kişi olarak tanınan Hacıanesti getirilmişti.
Yunan hükümetince bozgunun olumsuz etkilerini gidermek üzere İzmir'e gelen Hacıanesti, ellerinde Bizans bayrakları yüzlerce Ortodoks papaz tarafından karşılanıyor, Psikopos Hrisostomos'un elinden içtiği kutsal sularla adeta havarileşiyor, Karşıyaka'daki Rum Metropolitliğinin balkonundan ''Ankara'ya, Ankara'ya!'' diye naralar atıyordu.
***
Bu hadsiz adam daha sonra Eskişehir'e geçiyor, Afyon-Eskişehir arasında kendi ölçüleri içinde geçilmesi olanaksız bir savunma hattı kuruyordu. Türk Ordusu hakkındaki değerlendirmesi de şöyleydi; ''Berbat! Yürekler acısı. Yerinden kımıldamaya bile takati yok... Şayet Türk Ordusu taarruz etmeye kalkışacak olursa mağlup olacaktır.''
Gönül rahatlığı içinde İzmir'e dönen Hacıanesti, yandaş-yalaka gazetecilere röportajlar veriyordu. Bunların arasında bulunan Reuters muhabiri aynen bugün olduğu gibi çanak sorular soruyordu; ''Cepheyi gezdiniz. Mustafa Kemal'i gördünüz mü?''
Hacıanesti bu ahlaksız soruya, aynı ahlaksızlıkla cevap veriyordu;
''Ne? Mustafa Kemal mi? Kim bu adam? Ben böyle bir kumandan tanımıyorum!...''
Değerli okurlar bu küstah röportajı Mustafa Kemal duymuş, ancak cevabını ne zaman vermişti biliyor musunuz?
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun hemen sonrasında.
***
Yalaka gazeteciler bu kez saf değiştirmişlerdir. Hacıanesti'yle röportaj yapan Reuters muhabiri bu kez Mustafa Kemal'in dizlerinin dibindedir. Büyük Kumandan kendisine çok yakışan gülümsemesiyle muhabire döner;
''İki haftadır cephedeyim. Her tarafta Hacıanesti'yi arıyorum. Gördünüz mü?''
O sıralarda Yunanistan'a kaçan General Hacıanesti kendisi hakkında verilecek idam hükmünü beklemekteydi...
26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz Yirminci Yüzyılın en büyük zaferiyle noktalanmış, Yunanistan'ın yanında emperyalizme de tarihteki ilk dersini vermişti.
Şimdilerde bakıyorsunuz 'Keşke Yunan kazansaydı' diyen fesli hainler ve onların kuyrukları ortalıkta cirit atıyor. Yunan kazansaydı bunlar 30 Ağustos'u coşkuyla kutlayacaklardı.
Anlayamadıkları bir şey var. Yasaklamalarla, baskılarla bu milletin içinden 30 Ağustos'ları silmeleri mümkün değil. Onlara rağmen bu yıl , önceki yıllardan çok daha görkemli çok daha heyecanlı kutlanacak 30 Ağustos Zafer Bayramı...
Hacı Anesti'den Fesli Deli Kadir'e
Orhan Baykal
Yorumlar (2)