Covid-19’dan etkilenme süreci ülkenin her yerine yoğun bir şekilde yayılan, Uganda seviyesinin altındaki demokrasi kalitesiyle ünlü ülkemizin… Gelecek sezona göre daha kaliteli olduğuna emin olabileceğimiz en üst fitbol liginde… İzmir’i bu ligde beş sezondur temsil etmekte olan Göztepe, İzmir’i bu sezon temsil etmeye başlayan Altay’a… Kendi sahasında, muhteşem bir tribün şova da imza atarak, sold-out maça neden olan bir stadyum dolusu taraftarı önünde, 0-2 mağlup oldu.
Altay maçı almak için kendi tarihinden islediğini bildiği bütün doğru hamleleri yaptı… Göztepe’yi germek, asabını bozmak, teknik direktör değişikliği, camia ve topçular ile yemek, taraftarı idmana getirmek, saha içinde maksimum sertlik ve öne geçince mümkün olduğunca yerde zaman geçirme (oyun 43-44 dakika oynanabildi) vs vs.
Türkiye’de 1000 kişiye sorsan Göztepe denince aklınıza ne geliyor diye ilk basta taraftar ve Efsane Takım gelir... Bazen çocuklar soruyor neden bizde takım simgesi sembol yok diye… Benim yanıtım Göztepe’de takımın simgesi taraftar… Göztepe ise taraftarı idmana bile almadı… Takımı bu sefer olabildiğince uzak tuttu. Ne yazık ki ve üzülerek bu sefer de olmadı.
Maç öncesi ön görülerimde Altay’ın tarihsel olarak Göztepe’ye ters geldiğini, buna karşı maçın Göztepe’nin avantajlı onların ise nispeten dezavantajlı olduğu bir dönemde oynanacağını, maç için en önemli değişkenin adil bir hakem olduğunu belirtmiştim. Maçta Göztepe açısından en önemli değişken video yardımcı hakem Hüseyin Göçek idi. 100 Göztepeliye sorsak beş istemediğiniz hakemi yazın diye, en az 90’ı ilk beşe Hüseyin Göçek yazar. Orta hakem Sarper Saka ve Hüseyin Göçek hem Altay’a verilen penaltıda, bence beyaza çok yakın gri pozisyondu yüz hakemin doksanı kaleci topa dokununca vermiyor penaltıyı… Hem Göztepe’ye verilmeyen penaltılarda, Atınç’a yapılan çok net penaltıydı, ikisi gri pozisyondu… Ve de vermediği kartlarla, Obinna’ya kırmızı verebilirdi, iki tarafa da ikişer sarı kart daha verebilirdi… Ne yazık ki hakemler maç sonucuna etki etti…
Göztepe açısından neden olduğu bilinmeyen, milli ara adı verilen şeye girmek kötü oldu… Rakiplere Göztepe’yi çözümlemeleri için şans verdi… Bu sonraki maçlarda da sıkıntı olacak… Göztepe’nin öndeki presten hızlıca çıkmayı başaran rakiplere karşı önlemlerini artırması gerekiyor.
Beraberlik bile önemliydi direkt düşme hattındaki rakibe… Maçın bir problemi mağlup duruma düşülmesi durumunda, takım ve tribünün yeterli alternatif plana sahip olmamasıydı. İki diğer önemli sorun… Saçma sapan hataları engellemek ve Göztepe’nin topa sahip olduğu oyunda skor bulma konusundaki varyasyonlarının artırılması…
Aslında kotu oynamadı takım, yediği absürt gole kadar... Maç sonunda Göztepe gol beklentisi 2.5, Altay’ınki 1… Göztepe 2 yedi, onlar yemedi... Skordaki en önemli değişken, kaleci performans farkı gibi duruyor. Ne yazık ki ve kahredici şekilde İrfan Can en iyi gününde değildi.
Tam Adis jahovic’in maçıydı keşke olsaydı. Buna karşı olanlardan kendi normallerinin üstünde olan hiç kimse yoktu takımda… Obinna’nın sarı kart görme isteği (pek çok Göztepeli durumu bu şekilde yorumladı) endişe vericiydi. Kırmızı kart da görebilirdi… Bir topu direkten dönse ve çok çabalasa da (o pozisyonun gol olmaması baht bağlanması olarak yorumlandı tribünün çokça üyesince), Göztepe’nin Çocuğu Halil Akbunar, İrfan Can Eğribayat, Kerim Alıcı, Dino Arslanagiç ve Soner Aydoğdu ise kendi normallerinin altındaydı pek çok taraftara göre. İrfan Can’ın reflekslerinin iyi olduğunu kabul ederek, penaltılarda topa vurulmasını beklemesi, kendi kişisel tarihinde bir devrime neden olabilir kanısındayım.
Sevgili Mustafa Dalyanoğlu'nun Nestor Biladerinin kritik maç karnesi iyi değil ne yazık ki... Bir Fenerbahçe beraberliği var... Azımsanmayacak sayıda taraftara göre Moubandje ile başlamaması hataydı... Ne kadar profesyonel olsa da iyi bir Altaylı olarak bilinen Aytaç’ı kurtarıcı olarak alması da pek çok taraftara göre hataydı... Neden iki kişi daha değiştirmedi? Bu da hataydı çokça Göztepeliye göre... Bir eleştirilen nokta da şu… Birinci kalecisi Türk olup, ikinci kalecisi yabancı olan takım var mı? Bu da pek çok Göztepeli tarafından anlaşılamayan absürt bulunan bir durum…
Beinsports istatistiklerine göre Göztepe’nin maçları, topun süre olarak en az oyunda kaldığı maçlar. Ama bunda ana sebep Göztepe mi tartışılır… Bu maçta da öne geçen rakip, çok da sürpriz olmayan bir şekilde, ellerinden geldiğince oyunu yavaşlattı.
Velhasıl kelam… Göztepe ne ilk kez ne de son kez derbi kaybetti. Halen matematiksel olarak Yeni Malatyaspor dahil herkes düşmeyebilir… 42-43 puan oluncaya kadar rahatlatılacak bir durum yok. Göztepe’nin acilen derbi kaybetme psikolojisinden kurtulması gerek. Göztepe camiasının maçlarına adil hakemler atanması için elden gelen her şeyi yapması gerek… Göztepe iç saha maçları puan durumunda düşme hattında… Göztepe, ligden düşme açısından direkt rakiplerine, iç sahada kesinlikle yenilmemeli. Takım geriye düştüğünde hem takımın hem de tribünün birbirini daha olumlu etkilemeye ihtiyacı var… Bugün Hüseyin Göçek yarın başkası… Hakemlerin maç sonucuna bu kadar etki etmediği ve Göztepe’nin ucuz penaltılar vermediği Türkiye Kupası ve lig diliyorum.