"...Çanakkale, şanlı ecdadımızın yedi düvele karşı istiklal ve istikbal mücadelesi verdiği yerdir...’’ Tamam güzel de, Ata bu mücadelenin neresinde? Kemalyeri'nde, Anafartalar'da, Conkbayırı 'nda, Arıburnu'nda verilen mücadelede komutan kim?
"Kahraman milletimiz bütün zorluklara rağmen Çanakkkale'de hayasızca akınlara dur demiştir." Bu da güzel… Peki millet adına 'Dur' diyen kim? Mehmetçiğe 'Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum' diyen kim?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma Hutbesi’nde Çanakkale Savaşları ile ilgili her şey var, Ulu Önder Atatürk yok. Bu kadar mı zor Mustafa Kemal'in adını Cuma Hutbesi’nde anmak? Hutbe ne demek? Müminlere uyarı, hatırlatma ve nasihat değil mi? İmana, irfana, ahlaka ve gerçeklere çağırmak değil mi? Bu savaştaki Mustafa Kemal gerçeğini göz ardı ederek nereye varacaklar ?
Amaç, bu büyük dehanın savaştaki rolünü yok saymak mı? Çok iyi bilinmeli ki Mustafa Kemal olmadan bırakın Çanakkale savaşlarını, yirminci yüzyıl tarihini bile anlatmak mümkün değil.
***

Bakın emperyalist orduların temsilcileri neler söylemişler, bunların adını anmaktan çekindiği Mustafa Kemal için: İngiliz General Aspinal Oglander; 'Bir tümen komutanının üç ayrı yerde tek başına giriştiği hareketlerle bir savaşın, hatta bir ulusun kaderini değiştirecek yücelikte bir zafer kazandığı tarihte pek nadirdir.' Böyle demiş cepheye katılan İngiliz General...
'Umutluydum. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için askeri, parayı, cephaneyi her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız; Mustafa Kemal'i.' Bu da dönemin İngiliz Donanma Bakanı Winston Churchill'in söyledikleri.
Unuttukları bir şey var; Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı’nın her yerinde var. Savaş başladığında Sofya'da askeri ataşedir. Başkomutanlık Vekaletine ısrarlı mektuplar gönderir;
"Vatanın savunmasına ait faal görevlerden de önemli yüce bir görev olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hattında bulunurken ben Sofya'da ateşe militerlik görevinde bulunamam."
Başkomutan Vekili Enver Paşa önceleri bu talebi reddeder. Ancak Mustafa Kemal'in ısrarı karşısında Conkbayırı'nın güneyindeki Sel yatağına kurulan karargaha -ki sonraları Kemalyeri olarak anılacaktır- Yarbay rütbesi ile atanır. Kara savaşlarında askeri dehasıyla âdeta bir destan yaratır. Cephede şarapnel yarası alır... Yarbay olarak girdiği muharebeden Albay rütbesiyle Anafartalar Grup Komutanı olarak ayrılır.
***

Kemalyeri'nde başlayan oradan Arıburnu'na, Anafartalar’a, Conkbayırı'na ve sonunda Kurtuluş Mücadelesine uzanan yolculuğun önderidir Mustafa Kemal.
Diyanet'in Cuma Hutbesi’nde yer vermemesi çok da şaşırtıcı değil. Büyük Önder Atatürk Çanakkale destanıyla özdeşleşmiş bir şekilde milletin gönlünde yer almaya devam ediyor...