Geçtiğimiz hafta, Suriye'nin Doğu Guta Bölgesi'nde bulunan cihatçı militanların Suriye Rejimi ile anlaşarak İdlib'e gideceklerini yazmıştım.
Hafta sonu beklenen gelişme oldu.
Suriye ordusu başkent Şam'ın dışındaki Doğu Guta'da kontrol altına aldığı bölgelerin sayısını artırırken, hükumet güçleri ile varılan anlaşma kapsamında silahlı cihatçılar bölgeyi terk etmeye başladı.
Gelen bilgilere göre, hafta sonu yaşanan tahliyelerle Doğu Guta'daki 7 bine yakın cihatçı, otobüslerle ülkenin kuzeyindeki bölgelere hareket etti.
Teslim olmayı reddeden, Doğu Guta bölgesindeki üçüncü ve son büyük grup olan Ceyş-ül İslam'ın (İslam Ordusu) da tahliye anlaşmasına yakın olduğu belirtiliyor.
Hükumet güçleri ile silahlı muhalif örgütler, otobüslerin güvenli şekilde İdlib eyaletine götürmeleri koşuluyla anlaşmaları çok önemli.
Artık cihatçıların toplandığı İdlib hem İran'ın hem Rusya'nın hem de Suriye hükumetinin hedefinde.
***
Burada sıkıntının en büyüğü Türkiye'de.
Suriye'nin tamamına yakınında kontrolü Rusya ve İran'ın desteği ile sağlamaya başlayan Suriye rejimi, İdlib'in Türkiye sınırına yakınlığını hem leyhte hem aleyhte kullanıyor.
Cihatçılara Türkiye üzerinden kaçış yolu bırakılmıyor.
Ama aynı zamanda Türkiye üzerinden geçişlerinin Türkiye'yi sıkıntıya sokacağı bilinerek uzun vadede top Türkiye'nin üzerine atılıyor.
***
İdlib'de toplanan cihatçıla hafife alınacak türde değil.
İçinde her milletten militan var ve hepsi bu güne kadar acımasızlıkları ve katı tavırlarıyla biliniyor.
İçlerinde Çeçenler var.
Rusya'nın gözü kulağı onlarda.
Asla Çeçenistan'a dönmelerini istemiyor.
O yüzden “kimin başına bela olursa olsunlar” tavrı içinde.
Avrupa'ya geçebilirlerse, ne kadar tehlikeli olabileceklerinin farkında.
Bunu bir tehdit olarak da kullanabilir.
Ancak şu anda Rusya'nın bu yönde tavrı net değil.
İngilizlerin ardından AB'nin de Rus diplomatları sınır dışı etme kararını uygulamaya koyması durumunda, Rusya'nın bu cihatçı militanların Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmelerine göz yumması hiç de olmayacak seçenek değil.
***
Suriye satranç tahtasında, operasyon alanını geniçleten Türkiye'nin, Rusya ve Suriye hükumetinin böyle bir tavır takınması durumunda işi gerçekten zor.
Bir yanda Avrupa Birliği ülkeleri, diğer yanda Rusya ve Suriye hükumeti.
Bu cihatçıların Türkiye üzerinden AB'ye dağılması Türkiye'nin işine gelir mi?
Asıl sorulması gereken soru bu.
***
Suriye hükumeti ile pek de geçimli ilişki kurmayan Türkiye'nin, Rusya ve İran'ın baskısıyla cihatçı militanlara yol açması demek, AB ve sonrasında ABD ile ilişkileri tamamen gerdirmek anlamı taşıyor.
Türkiye'nin Suriye topraklarının bir bölümünde yaptığı operasyon ile kontrol altına aldığı toprakları da göze alırsanız, bundan sonrasında koruma, lojistik ve alt yapı hizmetlerini Rusya, İran ve Suriye hükumetine rağmen nasıl başarabileceği en büyük sorun.
Bütün açmazlar Türkiye'yi zorlayacak gibi görünüyor.
Karar vermek de zor, uygulamak da.
Türkiye'nin sınır güvenliği, AB için de büyük önem taşıyor.
2012'den bu yana ilmek ilmek Doğu Guta Bölgesi'ni kuşatan Suriye ordusu, bundan sonrasında bölgenin tamamını ele geçirerek rahatlayacak.
Peki biz?
Diktatör dediğimiz Esad ile nasıl uzlaşacağız?
Ya da Esad ve Putin'le bozuşup İbdib'deki cihatçıları mı koruyacağız?
***
Suriye'de politik ve askeri dengeler hızla değişiyor.
En karlı çıkan da Esad.
Savaşın kazananı olmaz derler ama, bu kez kaybedeni Türkiye mi olacak?