İftarda şöyle bir mönüye ne dersiniz; Önce bir şehzade aşı çorbası, ardından mantarlı bonfile sarma, yanında birkaç çeşit zeytinyağlı.Tatlı olarak da saray bohçası ve sütlaç, ayrıca şambaba tatlısı. Meşrubat olarak da demirhindi şerbeti...
Nasıl? Beğenmediniz mi?
O zaman şöyle bir mönü sunalım; Antep usulü kuru dolma, kereviz salatası, talaş böreği, kuzu incik kızartma, mevsim sebzeleriyle bademli basmati pilav. Finaldeki tatlı ise tahinli profiterol...
Üç gün sonra Ramazan... Her halde bu menülerin vatandaşın iftar sofrasında olacağını hayal dahi etmiyorsunuz.
Birinci mönü, Saray'ın geçtiğimiz yıllardaki bir iftar mönüsü. Diğeri ise birkaç gün önce, AKP'de görev yapan insanlara yine Saray'da verilen 'Vefa' yemeğinin mönüsü...
Peki vatandaşın iftar mönüsünde neler olacak? Bakmayın siz televizyon kameraları çağrılarak, vatandaşın evinde göstermelik iftar yemeğine katılacak siyasilerin iftar yemeklerine.
'Geçinemiyoruz' , 'Açız' diyen vatandaşın iftarında ne olabilir ki bu pahalılıkta? Zeytinin kilosu bir yılda yüzde 93 artarak 50 lira olmuş, nohut yüzde 133 artmış 18 liraya yükselmiş. Bulgur 6 liradan 16 liraya gelmiş. Geçen Ramazan 50 lira olan peynir bugün 90 lira. Kavurmadan, pastırmadan hiç söz etmeyelim. Hepsi gözden uzak, evlerden ırak. Boş baklava, boş mantı, boş içli köfte derseniz, onları almak da mümkün değil.
Peki ne olacak vatandaşın iftarında?
Belki bir bulgur çorbası, patates yemeği ki onun da kilosu bugünlerde 10 liraya çıktı. Eğer şeker kuyruğuna girdilerse bazı günlerde kuru üzüm hoşafı... Bir de halk ekmekten alınan ucuz ekmekler. Ramazan pidesini bile sofraya koymak mümkün değil. Minnacık pidenin tanesi 6 lira.
İşte vatandaşın hali bu.
Bir de Erdoğan'ın 'şifa' önerisi var; “Her akşam yatarken manda yoğurdunun içine Medine Hurması doğrarım, 3 ya da beş tane. Ona biraz çay kaşığı kestane balı ve bir de içine yulaf ezmesi atarım. Karıştırarark yer yatarım. Adeta şifa.”
Vatandaşın 'Şifayı kaptım' demesi için önce kilosu 400 lira olan kestane balını edinmesi gerekiyor. Medine hurmasının kilosu yüz liradan fazla. En büyük sıkıntı(!) manda yoğurdunun bulunmasında. Her yerde yok. İnteretten alsanız kilosu 100 lira civarı. Yine de en ucuzu yulaf ezmesi. Kilosu 40 lira. Islat ye, 'şifa' olsun.
Türk-İş araştırmasına göre 12 aylık mutfak enflasyonu yüzde 66. Siz bunun üzerine 40 puan daha ekleyin. Tüketici Hakları Derneği araştırmasında ise 16 milyon kişinin açlık sınırının, 50 milyon kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşam savaşı verdiği belirtiliyor. Türkiye Kamu-Sen ise yoksulluk sınırını 5 bin 878 lira olarak açıkladı. Yani asgari ücretin bile 1625 lira üzerinde...
Adama yoksuluz diyorsunuz 'Bayrak inmeyecek' diyor. Açız diyorsunuz 'Ezan susmayacak' diyor. 'Geçinemiyoruz' diyorsunuz “Türkiye ekonomisini kurtardık Elhamdülillah” diyor.
Milyonlarca kişi kurtarılmış ekonomide orucunu nasıl bozacağını düşünüyor.
Bakın gözlerindeki ışıltıya, iştahınız kapansın. İftarı da, sahuru da en az maliyetle kapatın.