Bir önceki dönem CHP İzmir milletvekili Atila Sertel ile birlikte İzmir'in Kemalpaşa ilçesindeyiz. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çok sayıda açılış için Kemalpaşa'ya gelmişti. Kalabalık bir kitle konuşma alanını doldurmuştu. Kemalpaşa Belediye Başkanı Sayın Mehmet Türkmen ilk konuşmacıydı. Mehmet Türkmen aynı zamanda büyük bir hayırsever. 30 yaşında oğlu Hasan Türkmen’i trafik kazası sonucu kaybetmişti.

Başkan Mehmet Türkmen, oğlunun anısına Hasan Türkmen Anadolu Lisesi’ni kendi imkanlarıyla kurarak hizmete açtı. 800 öğrenci kapasiteli bu okul son derece donanımlı,  modern bir okul. Bu hizmet çok anlamlı ve değerli. Hasan Türkmen Anadolu Lisesi, açılış töreniyle ilçe kaymakamına teslim edildi. Açıkça söyleyeyim ki Mehmet Türkmen'i çok başarılı bir belediye başkanı olarak görüyorum. Okulun açılışı yanında hizmete açtığı rekreasyon alanları tam bir sosyal belediyecilik anlayışı. Kemalpaşa kent lokantası mükemmel bir sosyal proje. Vatandaşlar burada 4 çeşit yemeği 60 lira karşılığında yiyorlar. Kent lokantasının teras katında hizmete açtığı aşevi, imkanı olmayan vatandaşlar için çok iyi bir düşünce. Yoksul vatandaşlar,  kent lokantasında verilen yemeğin aynısını aşevinde ücretsiz yiyebiliyor. Mehmet Türkmen,  bununla da kalmıyor. Kemalpaşa ilçesinde ikamet eden 250 ailenin üniversitede okuyan öğrencilerine kendi hesabından burs veriyor. Teşekkürler başkan. Bu halk hiç unutur mu seni? Konuşma sırası CHP Genel Başkanı Özgür Özel'deydi. Kalabalık bir kitle konuşma alanında Özgür Özel'i dinlemeye gelmişti. Özgür Özel,  emekliye yapılan zammı eleştirdi: "Enflasyon rakamları TÜİK tarafından saklanıyor,  gerçek enflasyon gizleniyor. Halk,  bu iktidara 31 Mart Yerel Seçimleri'nde sarı kart gösterdi ve AKP 2. parti oldu. CHP 1. parti oldu. Bu başarı Türkiye İttifakı'nın birleşmesi sonucunda gerçekleşti. Toplum giderek yoksullaşıyor. Bir tarafta bir eli yağda bir eli balda yandaş kesim var. Nüfusun yüzde 90 kesimi ise aş ve iş derdinde. Köylü perişan, esnaf perişan, bağkur emeklisi, asgari ücretli perişan. Onun için erken seçim diyoruz. Türkiye iyi yönetilmiyor. Onun için bu iktidara kırmızı kart gösteriyorum." dedi. Sevgili okurlarım, Özgür Özel kırmızı kart gösterince Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ağırına gitmiş olmalı ki bir karşı hamle gecikmeden ondan geldi. Ne oldu diye merak ediyorsanız, açıklayayım. Hedefte İstanbul vardı. Hedefte Ekrem  İmamoğlu vardı. Cumhurbaşkanı İstanbul'un kalbi Beşiktaş'ı vurdu. Beşiktaş Belediyesinde bir AKP meclis üyesi bile yok. Cumhurbaşkanı bu yıkılmaz CHP kalesini özellikle seçmişti. Ve Beşiktaş'ı hedef aldı ve kırmızı karta bir karşı hamle yaparak yeni bir gündem yarattı. Ne oldu? Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Balıkesir'de baba ocağını ziyaret ettiği bir sırada "ihaleye fesat' iddiasıyla göz altına alındı ve İstanbul'a getirildi.

Sevgili okurlarım, bir AKP milletvekili ilginç bir söz etti. Bize itaat etmeyene hava bile yok,  diyerek büyük bir gaf yaptı. Şunu ifade etmek istedi: Yandaş olmayana, taraf olmayana yaşam hakkı yok demek istedi. İşin gerçeği şu: Ülke saraydan çıkan kararnamelerle yönetiliyor. Demokrasinin "olmazsa olmaz" temel prensibi olan kuvvetler ayrılığı olmayınca adalet ve yargı mekanizması bağımsızlıktan uzaklaşıyor ve bütün güç tek elde birleşiyor. Bir kişi düşünecek, karar verecek onu uygulayacak! Olmuyor işte...İşler yürümüyor ve yürümeyecek! Meclis'in Cumhurbaşkanı'nın kararlarını onaylamaktan başka bir görevi yok gibi. Kabinede 17 bakan var. Bunlar iyi veya kötü birtakım icraatlar yapıyorlar. Meclis onlardan hesap sorabilir mi? Hayır, böyle bir yetkisi yok Meclis'in. Yani yetkisiz ve etkisiz bir Meclis! Türkiye'nin gerçeği bu... Halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanları birtakım uyduruk gerekçelerle görevden alınıyor ve yerine kayyum atanıyor. Halkın iradesi yok sayılıyor. Hukuk ülkelerinde böyle bir şey olabilir mi? Asla...

Yargı buyruk altında olunca, hak, hukuk, adalet diye çığlık atsanız bir işe yarar mı? Olup bitenler milletin gözü önünde cereyan ediyor. İktidarın gözü mü döndü?