Iğdır, Doğu Anadolu’da Aralık, Tuzluca (Kulp) ve Karakoyunlu isimli üç ilçeden oluşan küçük ve yeni bir ilimizdir. Kars’a bağlı bir ilçe iken, 1992 yılında ‘il’ statüsüne yükseltilmiştir.
Iğdır ismi, önemli bir Oğuz boyunun ismi olan İgdir’den gelir. Kaşgarlı Mahmut, eserinde İgdir boyunu zikreder. Bazı eserlerde Yigdir şeklinde de geçer. Anlamı, ‘iyilik, büyüklük ve yiğitlik’ demektir. Onkunu çakır kuşudur. Bu boya mensup insanlara Türkiye, İran, Türkmenistan, Özbekistan ve Kafkasya’da rastlanır. Türkiye’de on altıncı yüzyılda Kastamonu, Muğla, Mersin, Antalya, Adana, Niğde bölgelerinde bu boya mensup insanlara rastlanmaktadır. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında, diğer Oğuz boyları gibi, bu boyun da önemi vardır. İgdir sözcüğü yerel halkın telaffuzunda Iğdır şekline dönüşmüştür. Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safevi, Osmanlı, Revan Hanlığı, Rus egemenliğinde kalan Iğdır, 1921’de Moskova ve Kars anlaşmalarıyla Türkiye hudutlarına dâhil edilmiştir.
Osmanlı kayıtlarına baktığımızda, 1726 tarihli bir belgede İgdir nahiyesi ve İgdir köyü geçer. Osmanlıların Revan kalesi komutanı Hacı Recep Paşa, 1726 yılında, İgdir köyünün gelirlerini, Bayezıt sancakbeyinin oğluna zeamet olarak vermiştir. Demek ki on sekizinci yüzyılda Iğdır’ın bir köy olarak mevcut olduğu belgelenebilmektedir. Iğdır, kalesinden dolayı, Osmanlı-İran harplerinde askeri önem kazanmıştır.
Aralık, tarihi bir ilçedir. Tuzluca’nın eski ismi ise Kulp’tur. Burası Diyarbakır’ın Kulp’undan farklıdır. 1922 yılında Türkiye Cumhuriyeti resmi belgelerinde Kulp olarak kullanılıyordu. Sonradan ismi değiştirildi. 1922’de Artvin, Iğdır, Kulp ve Ardahan’da kıtlık çıkınca, Türkiye Cumhuriyeti hükumeti buralara maddi yardımda bulundu. 1924’te Kulp’un su kanalları temizlendi. Karakoyunlu ise bir Türkmen konfederasyonunun ismidir.
Iğdır coğrafyası, Osmanlı ailesi açısından da önem taşır. Zira Kayı Boyu Anadolu’ya buradan Sürmeli Çukur’dan girmiş, Pasinlere buradan gitmiştir. Bu sebeple, pek çok Oğuz boyunun Anadolu’ya giriş kapısıdır Iğdır bölgesi.
Iğdır, Osmanlı idari teşkilatında, Revan (bugünkü Ermenistan’ın başkenti Erivan) vilayetinin sınırları içinde zikredilir. Iğdır, 1724’ten sonra, Kırkbulak, Kerpi, Şaraphane, Dere-i Çiçek, Abaran, Sürmeli, Aralık, Sadrak, Maku, Karni, Ordubad, Alınca, Şerur, Nahcıvan, Vadi, Garni, Melik Arslan, Gökçe, Dere-i Şahbuz, Hatun, Karabağ, Kışlağan, Dere-i Şam, Sisyan, Dere-i Alagir, Dere-i Türkan ve Şüregel (Kızıl Çakçak) bölgelerinin bir parçası olarak görülmüştür ve Revan’dan idare edilmiştir. Bu bölgelerin bir kısmı şimdi Türkiye hudutları dışında kalmıştır. Bu yıllarda Osmanlı-İran (Safevi) harplerinden dolayı, bu bölgedeki köylerin bir kısmı terkedilmişti. Yani boşaltılmıştı, meskûn nüfus yoktu.
Iğdır nahiyesine (bölge) baktığımız zaman, bölgeye ismini veren yerin Iğdır köyü olduğu anlaşılır. Bu köy bölgenin en kalabalık ve en zengin köylerinden biridir. 1724’de Iğdır köyünün yıllık vergisi 13 bin 500 akça idi. Onun etrafında 67 köy bulunmaktadır. Bu bölgedeki en kalabalık gayrimüslim köyü ise Billur köyüdür. Halifeli, İbrahim Abad, Kızıl Zakir ve Er Hacı köyleri, Iğdır’dan daha kalabalık ve zengin İslam köyleri olarak görünmektedir. İkliminin yumuşaklığından dolayı, bölge, aşiretler tarafından kışlak olarak kullanılmıştır. Cafer Kışlağı, Donuzlu Kışlağı, Durmuş Kışlağı gibi, birçok aşiretin burada kışlakları vardı. Arabgirli, Tecirli ve Şihablu aşiretleri bunlardan bazılarıdır. Köy isimlerinin hemen hepsi Türkçe’dir. Bu durum Türk aşiretleri tarafından iskân edildiğinin kanıtıdır. Ayrıca, Iğdır bölgesinde, kökenleri Ortaçağ’a kadar inen ahi teşkilatına mensup, ahi dervişleri tarafından kurulan köyler, on sekizinci yüzyılda mevcudiyetini koruyordu. Ahi Veyis ve Ahi Mehmed köyleri gibi. Âşık Hasan, Nevruzlu, Sarı Çoban, Öküzlü gibi Türkçe köy isimlerine rastlanır. Köy isimlerinin bazılarını verelim: Monla Ahmed, Arabgirli Maho (Söğüt), Kara Mehmed, Çarıkçılı, Yaycı, Kasım Han, Şeyh Hasan, Hoş-hayr, Çıraklı, Mağrib-abad, İbrahim Abad, Kazancı, Kızıl Zakir, Evci, Cafer Kışlağı, İmarat, Karaçarlu, Kürekli, Öküzlü vs. Bu köylerin bir kısmı zamanımızda kaybolmuştur Ancak bir yüzey araştırmasıyla bu köylerin yerleri kolaylıkla tespit edilebilir. Kırsal nüfusun bir kısmının Sünni mezhepten, bir kısmının da Alevi olduğu anlaşılmaktadır. Revan kalesi komutanı İbrahim Paşa, İbrahim Abad köyü halkının Sünni mezhepten olduğunu ifade ederek burada bir cami inşa ettirmiştir ve buna Makam-ı Mahmud ismini vermiştir (BOA, TT 898).
Iğdır ovasında, Osmanlılar devrinde, pamuk, buğday, pirinç, arpa gibi hububat tarımı yapılmıştır. Ayrıca on sekizinci yüzyılda Iğdır’ın kavunlarıyla (düğrek) ünlü olduğu anlaşılmaktadır. Iğdır nahiyesindeki gayrimüslim nüfusun Müslümanlara oranı, yaklaşık ¼ civarındadır. Bu durum, Iğdır bölgesinin çok erken bir tarihte İslamlaştığını ya da İslamlar tarafından iskân edildiğini gösterir.
1819’da Cünukanlı aşireti Kağızman’a saldırdığında Tuzluca ve civarı da yağmalanmıştır. Revan komutanı Hüseyin ve kardeşi Hasan bu aşiretin bu bölgedeki tahribatını önlemeye çalışmışlardır. 1828’de Rus işgalinden sonra Iğdır’ın nüfus yapısı değişmeye başlamıştır. Rus ordusunun himayesinde olan Ermeniler ve Rus Kazakları, Iğdır’da yerleştirilmiştir. Sünni Kürtler ve Türkler (Safevi taraftarı olan Alevi Türkler ile Osmanlı taraftarı olan Sünni mezhep Türkler (İslamlar) bu bölgenin en eski sakinleridir. Bunların bir kısmı Urfa ve Diyarbakır civarından Iğdır’a gelmiş olan Türkmen aşiretleridir. Ermeniler sonradan gelmişlerdir. 1920’den sonra Ermeniler, bu bölgenin tümünde olduğu gibi, Iğdır’dan Rusya’ya (Ermenistan ve Gürcistan) göç etmek zorunda kalmışlardır. Bundan sonra bölgede Ermeni nüfus kalmamıştır. 1849-1850 yıllarında Zilan aşiretin bir kısmı, Kars ve Iğdır’da iskân edilmeye çalışılmıştır. 1878-1879 yıllarında Kafkasya’da teşekkül eden Ermeni çeteleri Kars’a saldırdıklarında, Iğdır bölgesi de yağmalanmıştır. Rus Kazakları'nın da, bölgenin İslamlarına çok zararları dokunmuştur. 93 Harbi ile I. Dünya Harbi'nden sonra Kafkasya ve İran’dan gelen İslamlar, Iğdır’da iskân edildiler. Cumhuriyet devrinde de Balkan muhacirleri burada yerleştirildi.
2008 yılında Iğdır Üniversitesi kuruldu. Daha önce Kars Kafkas Üniversitesi'ne bağlı Iğdır Meslek Yüksek Okulu bulunuyordu. Zamanımızda Iğdır Üniversitesi, 9 fakülte 1 enstitü, 2 yüksekokul ve 4 meslek yüksekokulu ile bölge eğitimine katkıda bulunmaktadır. Iğdır, Aras, Aydın, Güven, Hudut, Iğdır, Iğdır Yaşar, 15 Temmuz ve Yeşil Iğdır başlıklı yerel gazetelere sahiptir.