Dünyanın birçok ülkesinde tanınmış yazarlar ve şairler adına edebiyat evleri, anı evleri ve müzeler kuruluyor.
İranlı Şair Şehriyar’ın Tebriz’deki müze haline getirilmiş evi ile ve Frankfurt’taki Goethe Evi buna örnek gösterilebilir.
Türkiye’nin gönlünde taht kurmuşken ve üstelik köşkün üçüncü katında ismiyle/cismiyle (!) durup ziyaretçileri karşılarken Bornova’daki köşkün Attilâ İlhan Edebiyat Müze Kütüphanesi olarak hizmete girmemiş olması düşündürücü!
2022 Şubat’ında aralarında Hidayet Karakuş, Osman Akbaşak, Ahmet Gürel, Nüket Hürmeriç ve emekli vali yardımcısı Ardahan Totuk’un da bulunduğu bir grup sanat ve sanatçı dostu İzmirli, Bornova’da açılan Edebiyat Müze Kütüphanesi önünde basın açıklaması yaparak kurumun adının ‘Attilâ İlhan Edebiyat Müze Kütüphanesi’ olmasını istemiş ve imza kampanyası başlatmıştı. Basın açıklamasına İzmir gazeteleri ve ulusal basın da yeterince yer vermişti.
*
Öncelikle söz konusu kültür mekânıyla ilgili bilgi verelim:
Bornova’nın Erzene Mahallesi’nde bulunan yaklaşık 540 metrekare kapalı alana sahip ve eskiden Böcek Müzesi olarak bilinen Tristramp Köşkü’nde 8 Eylül 2021’de açılan Edebiyat Müze Kütüphanesi’nde 1965’i Dünya Edebiyatı, 661’i çocuk edebiyatı, 2846’sı Türk Edebiyatı, 100’ü de İzmir Kent Kitaplığı Koleksiyonu’ndan olmak üzere toplam 5 bin 108 kitap bulunuyor. Ayrıca Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış yazarların ve şairlerin kitapları da raflarda…
Bunların yanı sıra, İzmir’de doğmuş ya da uzun yıllar İzmir’de yaşamış, İzmir’le bütünleşmiş yazarların ve şairlerin yapıtları ile kişisel objeleri de müzenin materyalleri arasında. Özel koleksiyonlar ve müze kütüphaneciliği felsefesine uygun kitapları da bu listeye eklemek mümkün.
1904 yılında İngiliz bir aile tarafından yaptırılan, 13 oda ve üç kattan oluşan, Levanten mimari örneklerinin en güzellerinden biri olan köşk, engelli dostu olarak restore edilmiş. Binanın birinci katı, eski işlevine uygun olarak Böcek Müzesi olarak kullanılmakta.
Üçüncü kattaki bir oda ise Attilâ İlhan adını taşıyor ve ünlü kasketinin burada sergileniyor olması çok hoş.
Kütüphanede Samim Kocagöz, Turgay Gönenç, Muzaffer İzgü gibi yazarların kullandığı gözlük, yüzük, tarak, büyüteç, daktilo, saat, çay fincanı, cep telefonu, masa saati, kendi el yazılarıyla yazılmış özel eşyaları da bulunuyor.
Birçok yazarın ve edebiyatımıza katkısı olan kişinin ismi de kütüphanenin zemin ve giriş katındaki panolarda yer alıyor, ayrıca kısa yaşam öyküleri duvarlardaki ışıklı panolarda sergileniyor. Oda duvarlarındaki ışıklı panolarda İzmirli şairlerin şiirlerini okumak, son derece keyif verici.
*
Edebiyat Müze Kütüphaneleri, bulundukları ilin kültürel dokusunu ve mimari özelliklerini yansıtan, estetik niteliği yüksek bağımsız binalarda hizmet veren, bulundukları kentin edebiyat ve estetik kültürünün yaşandığı ve geliştirildiği kültürel ortamlar olarak biliniyor. Buralarda edebiyatçıların, yayıncıların, çevirmenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının edebiyat merkezli çalışmaları düzenlenilebileceği gibi benzer etkinlik ve sergilerin yapılabilmesi de olası… Nitekim kütüphanenin sorumlusu Yılmaz Baran önderliğinde bu türden etkinlikler düzenleniyor da…
*
Dünyanın birçok ülkesinde tanınmış yazarlar ve şairler adına edebiyat evleri, anı evleri ve müzeler kuruluyor. İranlı Şair Şehriyar’ın Tebriz’deki müze haline getirilmiş evi ile ve Frankfurt’taki Goethe Evi buna örnek gösterilebilir.
Edebiyat Müzeleri ve ülkemizdeki örnekleri nelerdir diyecek olursanız…
Bu proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2010 yılında başlatıldı. İstiklal Marşı’nın kabulünün 90. yılıydı. Aynı zamanda 2011 yılı Mehmet Akif Ersoy Yılı olarak belirlenmişti. İlk edebiyat müze kütüphanesi Ankara’da Mehmet Akif Ersoy Edebiyat Müze Kütüphanesi adıyla 12 Mart 2011 tarihinde açıldı.
Adana Karacaoğlan Edebiyat Müze Kütüphanesii 26 Mart 2011’de hizmete girdi.
Ardından Diyarbakır’da Ahmed Arif Edebiyat Müze Kütüphanesi, 1 Haziran 2011’de…
İstanbul’daki Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi, aynı yılın 12 Kasım’ında açıldı.
1 YILDA 4 MÜZE!
Erzurumlu Emrah adına açılan ise 29 Haziran 2012’de Dadaşlar diyarında hizmete girdi.
2013’te Kütahya Evliya Çelebi Edebiyat Müze Kütüphanesi, 2018’de Trabzon Muhibbi Edebiyat Müze Kütüphanesi, 2021 yılında Hatay Edebiyat Kütüphanesi açıldı. 2022 yılı başlarında ise Ankara’da Nuri Pakdil adına bir edebiyat müze kütüphanesi açıldı.
Daha başkaları açıldıysa da haberim yok doğrusu…
*
Görülüyor ki bu kütüphaneler açılırken o kentin en bilinen şairi ya da yazarının adının verilmesine özen gösterilmiş. Sıra İzmir’e geldiğinde ise nedense bu politikadan vazgeçilmiş. Gibi...
Attilâ İlhan’ın adı körfez vapurlarından birine verilmişken, şiirleriyle sadece İzmirlilerin değil bütün Türkiye’nin gönlünde taht kurmuşken ve üstelik köşkün üçüncü katında ismiyle/cismiyle (!) durup ziyaretçileri karşılarken Bornova’daki köşkün Attilâ İlhan Edebiyat Müze Kütüphanesi olarak hizmete girmemiş olması düşündürücü!
Kimin ayıbı bu? Kültür Bakanlığı'nın mı, başka bir yetkili kurumun mu? Merak ediyorum doğrusu.
*
Cemil Meriç Antakya için neyse Attilâ İlhan da İzmir için odur oysa.
Rıfat Ilgaz Cide için neyse Attilâ İlhan da İzmir için odur.
Eminim ki Erzincan’da açılacak olursa Cemal Süreya’nın, Manisa’da açılacak olursa Yusuf Atılgan’ın, Tokat’ta açılacak olursa Cahit Külebi’nin adı verilecektir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü'nce yürütülen ‘Edebiyat Müze Kütüphaneleri Projesi’ kadirbilir bir politika izleyip Trabzon’dakine Muhibbi’nin, Adana’dakine Karacaoğlan’ın adını vermişken İzmir’de açılmış olana Attilâ İlhan adını neden vermemiştir, anlamak zor!
Diyelim ki İnebolu’da açacaksınız, Oğuz Atay’ın dışında bir kişinin adını verebilir misiniz? Gaziantep’te açılacak olsa Ülkü Tamer ya da Bekir Yıldız’ı aklınıza getirmez misiniz?
Şanlıurfa’da açılacak olsa Yılmaz Karakoyunlu’nun adı yakışmaz mı?
*
2022 yılı Şubat ayında gazeteler bu konuyu “Müzenin adı Attilâ İlhan olsun!” diye haber yapmışlardı. İzmirli şair, yazar, eğitimci, gazeteci ve sanat dostu 212 kişi bu kampanya için imza vermişti.
CHP İzmir Milletvekili Kâni Beko da haykırmıştı: “Müzenin adı Attilâ İlhan olsun!”
Bakanlık eleştirilere kulak verip bu hatasından vazgeçecek olursa doğru olanı yapmış olacaktır. İnatlaşmanın gereği de yoktur zaten. İzmirliler heyecanla bu düzeltmeyi bekliyor.
*
Bina içi düzenlemeye gelince…
“İzmir Edebiyatına Katkı Sağlayanlar” başlığı altında sıralanan isimler konusunda belli ki Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği gibi yazar örgütlerinin görüşü alınmamış.
Yücel İzmirli, Asım Gönen, Gülce Başer, Hasan Efe, Tacim Çiçek, İlhan Soytürk, Bülent Habora, Ş. Avni Ölez, Savaş Ünlü, Ferhat İşlek, Vicdan Efe adlarının unutulması bundan olsa gerek…
Yıllarca edebiyat öğretmenliği yapmış şair- yazar Hamdi Topçuoğlu da hakeza…
İl Kültür Müdürlüğü'ne rehberlik yapmış olanların ihmalkârlığı mı, yoksa başka bir şey mi?
*
Şu var ki İl Kültür Müdürü Murat Karaçanta ile kütüphane sorumlusu Yılmaz Baran, bu kültür mekânının gelişmesi için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Köşke sık sık yolum düştüğünden bunun tanığıyım. Arada bir gereksinim duyduğum semt/ilçe kitaplarını buradan edinip bilgileniyorum çünkü. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü bu projeyi akıl etmiş ve hayata geçirmiş. Düşünen, emek veren herkese teşekkür borcumuz var.
*
Adı değiştiğinde, Karşıyaka Kent Konseyi Eğitim Çalışma Grubu adına burada iki etkinlik düzenleyebileceğimizin müjdesini şimdiden verebilirim.
Geçenlerde düzenlediğimiz ve büyük ilgi toplayan “Şarkılarla Şiir Dinletisi” gibi… Bu tür etkinliklere omuz vermeye gönüllü dostlarımız var: Yusuf Alper, Hidayet Karakuş, Nüket Hürmeriç, Aslıhan Tüylüoğlu, Mehmet Büyükçelik, Fahrettin Koyuncu, Duygu Kankaystın Çelenk hep yanımızda. Günü gelince daha niceleri... Yeter ki adım atılsın.
Beni duyuyor musun sayın Bakanım?