90’lı yılların başı… Cumhuriyet Gazetesi’ne yararlı olmak adına düşünce üretmeye çalıştığım, öykü ve deneme karalamalarımın tavan yaptığı, sık sık Cumhuriyet’e gidip geldiğim günler… Bölge Temsilcisi Serdar Kızık ile yoldaşça ilişkiler içindeyiz. Eğitim ve öğretmenlik adına önemli bulduğum konuların gazetede haber olması için hem Serdar Kızık’a hem de rahmetli Necati Aygın’a katkı sunmaya çalışıyorum. Eğit-Der çatısı altında eğitim sendikalarının kurulması için Kemeraltı’ndaki Eğit-Der’de emekli öğretmen abilerimizle örgütlülüğü konuşup duruyoruz o günlerde.

***
28 Mayıs 1990’da ilk memur sendikası Eğitim-İş’in kurulmasıyla daha farklı bir örgütlülük heyecanı içinde buluvermiştik kendimizi. 95’lerde de Cumhuriyet Okurları ‘CUMOK’ çatısı altında bir araya gelmişti. İşte o günlerde İzmir’deki ilerici- demokrat Cumhuriyet dostları da bir araya gelmiş, Ankara’daki gibi bir oluşumu gerçekleştirmeye çalışıyorduk. O toplantıların ilkinde Serdar Kızık ile benim CUMOK Başkanı olmamı istemiş, ben de ‘Hayır’ diyememiştim. Toplantılarımız çok canlı geçiyordu. Bir de seçimle belirlenen yürütme kurulumuz vardı. Toplantılarımızı ve etkinliklerimizi İstanbul/Cumhuriyet’teki Deniz Som’a faks ile iletiyor, o da ‘İzmir Cumok’ adına yayımlıyordu. Görkemli Uğur Mumcu ve Ruhi Su gecelerini o günlerde düzenlemiştik. İİSM’yi tıka basa dolduruyorduk bu etkinliklerde. Gecenin bilet paralarını da Erdal Karademir, İstanbul’daki ilgili vakıflara gönderiyordu.

***
Vaziyet köşesinde ‘İzmir’den Recai Şeyhoğlu bildiriyor’ başlığı altındaki yazılarım da ilgiyle izleniyordu. Söyleşiler, paneller ve dinletiler ile İzmir’in dikkati çeken bir sivil toplum kuruluşu görünümüne bürünmüştük. İstanbul’a ikide bir faks çekmek için Cumhuriyet’e gidip gelmek yerine evime oldukça pahalı bir faks almıştım o günlerde.  Her yazı için eve gitmek zor geliyordu çünkü.

İşte o günlerde, “Benim büroyu Cumhuriyet gazetesi gibi kullanabilirsin” demişti Erdal Karademir. Erdal’ın harita mühendisliği bürosu vardı Çankaya’da. Ben de sık sık gidip hem telefon açıp Deniz Som ile konuşuyordum hem de fakslaşıyordum. Erdal Karademir daha sonraki günlerde de yürütme kurulunda yer alıp yardımcım olmuştu. İyi arkadaşlığımızı geliştirip ailece de görüşmeye başlamıştık. Hatta kiracısı olduğum evlerden birini de o bulmuştu. Zaman sonra milletvekili olduğunda Deniz Som’a takılmıştım: “Yardımcım milletvekili oldu. Ben hâlâ bir hiçim!”

Çalışkan da bir milletvekilliği dönemi oldu. 

***
Erdal, kim miydi?

İlk, orta ve liseyi Acıpayam’da bitirmiş bir Denizliliydi. İDMMA mezunu harita ve kadastro mühendisi.

Bolu, İstanbul, Aliağa/ PETKİM ve BOTAŞ’taki özel sektör deneyimlerinden sonra 1985’te kendi proje şirketini kurarak 2002 sonuna kadar işadamı kimliğiyle yaşamını sürdürmüştü.

Üniversite yıllarında İGD saflarında devrimci bir genç… 1985’te İzmir TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Temsilcisi. 2 dönem odanın şube başkanlığını yapmış biri.

1990-91 yıllarında TBKP çalışmalarında yer almış. 1992’de ise TÜSTAV’ın kurucuları arasında…

1992’de CHP’nin Konak ilçe örgütünde başkan yardımcısı. 1999’da Konak Belediye Başkan aday adayı. 2002’de de Denizlililer Derneği Başkanı olarak görüyoruz onu. 2002- 2007 yıllarında CHP İzmir Milletvekili. Uygar Eğitim Kooperatifi üyesi.

2010’dan bu yana da Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi. 2022’den beri de birliğin başkanlığını yapıyor. Çalışkanlık, işbitiricilik ve güven duygusu=Erdal’dı benim gözümde.

Onu yakından tanımak için Vekilliği döneminde TBMM’ye verdiği soru önergelerinin bazılarına bakmakta yarar var: Hele hele hemen aşağıdaki sorusu, benim için bambaşka bir öneme sahipti.