Bir otomobil 80 kilometre hızla duvara çarpıyorsa olayın seyri şöyle devam ediyor:
Çarpışmadan 26 milisaniye sonra ön tamponlar araca gömülüyor, araç kendi ağırlığının 30 katı kadar bir kuvvetle frenleniyor.
Sürücü ve yolcular emniyet kemeri ile bağlı değillerse 80 kilometre süratle araç içinde harekete devam ediyorlar.
39 milisaniye sonra sürücü, koltuğuyla beraber 15 santim öne doğru fırlıyor.
44 milisaniye sonra sürücü göğüs kafesiyle direksiyona,
68 milisaniye sonra 9 tonluk bir kuvvetle gösterge paneline çarpıyor.
92 milisaniye sonra sürücü yanındaki yolcuyla beraber aynı anda kafasını ön cama çarpıyor, yolcu bu çarpmayla kafasına ölümcül bir darbe alarak camdan dışarı fırlıyor.
100 milisaniye sonra direksiyon tarafından tutulan sürücü tekrar aracın içine düşüyor, o anda da ölüyor.
110 milisaniye sonra araç yavaşça geriye çekilmeye başlıyor.
113 milisaniye sonra sürücünün arkasında oturan yolcu, sürücü seviyesine yükseliyor ve kafasından ölümcül, sert bir darbe alıyor.
150 milisaniye sonra sessizlik...
Cam, çelik, plastik parçaları yere düşüyor.
200 milisaniyeden daha kısa bir süre içerisinde her şey bitiyor.
İstatistiklere göre ölümlü kazalarda emniyet kemeri kullananların %24,8 ‘i hiçbir zarar görmezken, emniyet kemeri kullanmayanların sadece %6,3’ü yara almadan kurtuluyor.
Emniyet kemeri insan hayatı için bu kadar önemli işte...
Erkek sürücülerin çoğunluğu bu konuda deyim yerindeyse tam bir vurdumduymaz...
“Ben ustayım, kaza yapma ihtimali olan düşünsün”mü diyorlar, erkekliğe mi yidiremiyorlar bilemem de, ölüme davetiye çıkarıyorlar.
Öyle otomotiğe bağlamışım ki, park yerinde aracımın yerini değiştirecek olsam bile hiç farkında olmadan bağlanıyorum ben.
Sanatında, özel yaşamında hep güldüren kadın olan Demet Akbağ büyük bir acı yaşadı.
Aşk evliliği yaptığı 20 yıllık eşi Zafer Çika, trafik kazasında yaşamını yitirdi. 19 yaşındaki oğulları Ali, idolüne veda etti.
Tedbirsizliğin adına kader denilemez...
Sanat, spor ve sosyal yaşamın sevilen ismi Zafer, emniyet kemerini takmış olsaydı kuvvetle muhtemel yaralanacak, ama sevdiklerini O'nsuz bırakmayacaktı.
Henüz 58'inde, çok yazlar göreceği Alaçatı'da, toprağa girmeyecekti... Allah rahmet eylesin...