Pınar Karşıyaka Amath Mbaye, Tony Taylor, Dj Kennedy, Sek Henry, Raymar Morgan 5'lisiyle kemik bir iskelet kurdu. Tıpkı 2015'te şampiyon olan kadroyu ezbere saydığımız gibi bu takımın ilk 5'ini de rahatlıkla sayabiliyoruz. Bu sezonun en önemli test maçlarından birine geçtiğimiz hafta içi Bamberg karşısında çıktı Kaf Kaf. Ligde 3-5 takım dışında karşılaşmalar idman maçı kıvamında geçtiği için Ufuk Sarıca'nın öğrencileri akıllı tartıya Almanlar karşısında çıktı. Gösterişsiz ama basketbolun tüm doğrularını yapan eski koçları Trinchieri'den kalma bir ekol yaratan Bamberg karşısında eksiklerini görme fırsatı buldu Kaf Kaf. Evet grupta liderlik gitti ama çok önemli kazanımlar oldu bu 40 dakikadan. Tony Taylor kenarda dinlendiğinde iyi bir oyun kurucu yedeği olmadığını gördük Pınar Karşıyaka'nın. Onun kenarda dinlendiği dakikalarda oyunu forse eden Bamberg içeri gömülü savunmasına karşılık bulunca son 3 dakikada yakaladığı 8-0'lık seriyle maçı kopardı. Yedek oyun kurucu eksikliğiyle beraber saf şutör yokluğunun da bariz ortaya çıktığı görüldü. Brose'nin içeri gömülü savunması karşısında dışarıdan ceza kesecek ve Almanlar'ı tekrar dışa açacak şutu bulamadık. Onlardaki Vitali tarzı bir şutörü çok aradık. Basketbol Süper Ligi'nin kolay savunmalarına alışan oyuncularımız bir türlü rakip savunmayı aşamadı. Karşıyaka'nın tıpkı 2015 şampiyonluğundaki gibi Bobby Dixon'a yardımcı olacak bir Dj Strawberry'ye ihtiyaç var. Sek Henry evet ligde etkili oluyor ama zorluk derecesi yüksek kırılma maçlarında hala soru işareti. Basketbol Şampiyonlar Ligi bu sezona kadar Avrupa'nın 3 numaralı ligiydi ancak bu sezon yaptığı yatırımla Eurocup'la yarışır bir organizasyona döndü. Çok güçlü ekipleri bünyesine kattı. Kaf Kaf eğer ligde ve Avrupa'da sonuna kadar gitmek istiyorsa ya bir yabancı bütçesi daha oluşturup bir oyun kurucu daha almalı yada Sek Henry yerine bir oyuncu aramalı.

***


Karşıyaka'nın Taylor'undan Menemenspor'un Terzi'sine geçiş yapalım. Sarı lacivertlilerin 6.yabancıyı sahaya sürdüğü için hükmen yenildikleri Adanaspor karşılaşmasında günah keçisi olan Orhan Terzi'ye. O maçta tribünde olan Terzi'ye suç bilinmesi çok konuşuldu. Kulüp ise Terzi'nin gonderilme sebebinin maç içinde ahlaksız kelimeler sarfetmesi olduğunu dile getirdi. Eğer doğruysa Terzi'nin kovulması zamanlama olarak olarak çok mantıklı bir an olmasa gerek. Keşke Orhan Terzi'yle 2 hafta sonra vedalaşsalardı da üzerinde hiç bir şaibe kalmasaydı. Menemen'de sular hiç durulmadı son 1-2 hafta içinde. Takımın en iyilerinden Olatunbosun maddi sebeplerden ayrıldı. 2-2 biten Bursaspor-Menemenspor maçı için bahis soruşturması açıldı. Maç 2-2 iken bahis sitelerinde 4.5 üste yüklenme olduğunu öğrenen TFF Etik Kurulu soruşturma açtı. Keçiörengücü maçından bir gün önce futbolcular paralarını alamadıkları için idmanı boykot etti. Tüm bunlara rağmen bu takım TFF 1.Lig'in en tehikeli ekibi Keçiörengücü karşısında takır takır topunu oynadı. Kazanmayı hakeden taraflardı. 1 puanla yetinmek zorunda kaldılar. Bu alkışlanacak tablonun sahibi Cenk Laleci'nin ise görevine son verdiler. Saha dışı bu kadar sorunluyken saha içindeki mücadele, fizik kalite ve oyun içi planın işlerliğinden dolayı 1 yıldır takımın başında bulunan Teknik Direktör Cenk Laleci'yi kutlamak lazım derken onunla karşılıklı olarak yollar ayrıldı. Türkiye'deki diğer takımları katmayalım ama İzmir'in en başarılı, dahiyane, en zor işi başaran hocası olan, Taşkın Çalış'tan orta sahada regista yaratan, Serie A seviyesinde Sellmani gibi bir kaleci bulan ve geliştiren, Anane gibi Süper Lig seviyesinde kıvrak oyun zekası olan bir yabancı keşfeden ve piyasa yerli futbolcuları değil hangi ligden gelmiş olursa olsun isimsiz Türk gençlerini kadroya kazandıran Laleci umarım kulüpsüz kalmaz. Ümit ediyorum ki Menemen bu buhranlı dönemden kurtulur ve iç huzuru bulur. Huzur bulunursa bu takım oyunuyla, Cenk Laleci'nin oyun mantelitesini bozmayan bir teknik direktörle anlaşırlarsa ligde kalacaklarından hiç şüphem yok.