“…
Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici-hep, hep acele işi! -
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezberledim gurbeti
…”
Geçtiğimiz günlerde, dünyamızdan ayrılışının altmış birinci yılında anılan, Köy Enstitülerinin kurucusu, Milli Eğitim Bakanlarımızdan Hasan Ali Yücel için yazılmış bir şiir, yazımın girişini süslüyor. Özlem dolu bu dizeler de, Hasan Ali Yücel’in oğlu, şiirimizin can’ı, Can Yücel’e ait. “Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim” adlı şiirin bir bölümünü birlikte okuduk…
Düşünelim; bin bir zahmet ve zorlukla kurulmuş olan Köy Enstitüleri kapatılmamış ve hatta çağa göre her geçen gün kendisini yenileyerek günümüze ulaşmış olsaydı; Türkiye’miz nasıl olurdu acaba? İnsan, bu soruyu sormadan edemiyor doğrusu… Özellikle de, eğitim seviyesinin yöneticiler nezdinde bu denli düşük olduğu bir dönemde…
Elbet ki, eğitim için çırpınan ve büyük bir özveriyle, üzerine düşeni yapan/yapmaya çabalayan kurumlarımız da yok değil; spor camiamızın güzide kuruluşlarından ve ülkemizin en büyük demokratik kitle örgütlerinden biri olan Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (Tüfad) bu savıma en yakın örneklerden…
Ve ilimizdeki temsilciliği yani Tüfad İzmir Şubesi, efsane olarak nitelendirdiğimiz şube başkanları Dr. Şaban Acarbay öncülüğünde Türk Sporuna, eğitsel anlamda katkı koymaya devam ediyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Futbol Gelişim Direktörlüğü (FGD) çatısı altında, salgın dönemindeki kısmen de olsa normalleşmelerle beraber, yenice beşinci Antrenör Eğitim Programına başladılar. Yani dört adet programı tamamlayıp, beşincisini organize etme başarısını gösterdiler bu zor dönemde…
Bir de, öyle bir konuda incelik gösteriyorlar ki, her eğitim programına, “insanlar, yaşarken de anılmalıdır” şiarıyla bir isim yakıştırıyorlar. Son dört eğitime sırasıyla, Ercan Ertemçöz, Orhan Özuğur, Erdem Özkayımoğlu ve Mustafa Güngören adlarını veren Tüfad İzmir, 02 Mart 2022’de başlayan eğitime de, Karşıyaka’da efsane olmuş isimlerden İlyas Sazalan’ın ismini verdi.
Ne büyük mutluluk ve ne büyük bir onur!
1970-1979 yılları arasında Karşıyaka, 1979-1980 yıllarında da Adana Demirspor formalarını kuşanan İlyas Sazalan; Metaş, Gökova, Bornova, Karşıyaka, Diyarbakır, Çaymahalle ve Çiğli Belediye ekiplerinde de antrenörlük görevlerinde bulundu. Üst düzey sporcu kişiliğinin yanı sıra, naif, alçak gönüllü ve hoşgörülü yapısı da, unutulmuş değil! Öyle ki, adının verildiği Antrenör Eğitim Programı açılış töreninde söz alan Gürsel Baliç, bakın İlyas Sazalan ile ilgili bir anısını nasıl dile getirdi; “İlyas Sazalan ile karşı karşıya kaldığımız bir maç anımı anlatmasam olmaz. Karşıyaka-İzmirspor maçı ve maçın son dakikaları oynanıyor. Yapılan bir ortaya, kafa vurmak için yükseldiğimi hatırlıyorum. İlyas ağabey de savunma oyuncusu olarak benimle beraber yükseldi ve biz çok kötü şekilde çarpıştık. Daha sonra fark ettim ki, aslında ben top yerine İlyas ağabeye kafayı vurmuştum. Maçtan sonra kafama pens atılırken, İlyas ağabeyin gözünü gördüğümde şoka girdim. Çünkü bir gözü neredeyse tamamen kapanmış ve mosmor şekildeydi. O an, O’nu, boks ringinden gelen bir boksör sandım. Durumu, aslına bakarsanız inanılmaz ciddiydi ama maçın ardından, sahadaki pozisyonu unutmuştu ve bir ağabeyin kardeşine sarıldığı gibi, dostça ayrıldık stattan…”
İlyas Sazalan özneli bir diğer anıyı da, uzunca yıllar Karşıyaka forması giyen ve yaşadığı sakatlık sonrasında futbol oyunculuğunu bırakıp, hakemlik yapmaya başlayan Yücel Çağatay anlattı; “İlyas ağabey ile yaşadığımız bir Karabük deplasmanını asla unutamam, çünkü, resmen dayak yemiş ve soyunma odalarında kısa bir süre de olsa mahsur kalmıştık. Kötü bir gündü bizim için… Ancak, günler sonra, o maçın rövanşında İzmir’e gelen Karabük takımını, kaptanımız İlyas ağabey, kin besler şekilde değil, tam aksine çiçeklerle ve inanılmaz dostane bir tavırla karşılamıştı…”
Spor camiasının örnek kişiliklerini, yeni kuşaklara tanıttıkları ve unutulmamalarına katkı sağladıkları için Dr. Şaban Acarbay başkanlığındaki Tüfad İzmir’e teşekkür ederken, İlyas Sazalan ağabeyimize de, sağlık ve mutluluk diliyorum.
Ne iyi ki varlar…
Dipnot; “İnsan olmak kuruş ile değil, duruş ile ölçülür.” Özdemir Asaf.