“Adı İsmail Devrim. İsmini hepimiz unuttuk. Yedi yıl önce intihar etti. Kocaeli’nde yaşıyordu. Uzun süredir işsizlikle, yoksullukla boğuşuyordu.Tek tutunduğu dal, iki çocuğu bir de Fenerbahçe sevgisiydi.

Organize Sanayi’de tornacılık yaparken motosiklet kazası sonrasında kolu ezildi. Çalışamaz oldu. Bu kolla nasıl çalışırdı. Zaten yoksuldu. Geçim mücadelesi psikolojisini daha da yıprattı. Evin kredi borcu da vardı.

Eşine sürekli ‘Ben size bakamayacaksam niye yaşıyorum?. Çocuklarıma bakamıyorsam niye yaşıyorum. Ölseydim bundan iyiydi’ diyordu.

Bir gün lisedeki oğlu okula gitmek için evden çıktı. Okul kapısında durduruldu. Ayağındaki pantolon okulun istediği değildi. Derse alınmadı. Evine gönderildi. Anlaşıldı ki ailenin yeni pantolon alacak parası yoktu.

İsmail Devrim bunu duyunca üzüntüsünü saklayamadı. Borç harç oğluna bir pantolon aldı.

Bu durum babayı normalden daha fazla sarstı. Gururu kırılmıştı. Artık çıkış yolu olmadığını düşünmeye başlamıştı.

O akşam erkenden yattı. Sabah eşi Hafize kalktığında banyonun ışığının hala yandığını fark etti. Açık kaldı sandı önce. Işığı kapatmak için kapıyı açtığında o acı görüntüyle karşılaştı.

İsmail, içine düştüğü uzun süreli bunalımdan kurtulamamış, kendini asmıştı!

Valilik intiharın gerekçesini saklamaya çalıştı; ‘Yoksulluktan değil psikolojik’ açıklaması yapıldı.

Bu yaşananlardan iki gün önce ülkenin lideri, ‘Kriz falan yok ha bunlara sakın aldırmayın, bunların hepsi manipülasyondur; bizde kriz filan yok. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz’ demişti.

Halbuki 2018’de Türkiye derin krize doğru sürükleniyordu. Aileler borç batağına doğru sürükleniyor, gençler suç ve kumar ağlarına teslim oluyordu.

Yıllar sonra bugün geldiğimiz noktada, o gün okumak umuduyla yaşayan genç kızlar arasından birçoğu cinsel içerikli sitelerde hesap açarken, genç erkekler de sanal bahis ve çeteleşme yolunu tercih ediyordu.

Şairin dediği gibi; buğday bizimdi, ezilen biz olduk. Un olan bizdik ama gel gör ki aç kalan yine biziz…”

F2B69Fc6 8B62 40E6 Bbc8 08D660995278

xxxx

Murat Ağırel, Kırmızı Kedi etiketiyle yayımlanan “Kirli Çark’’a böyle başlamış. “Sanal bahis özelinde Türkiye’nin nasıl bir çarka dönüştüğünü anlatmaya çalışmış” kendi iafeadesiyle.

“Kirli Çark”, Murat Ağırel’in “ Sarmal”, “Vurgun”, “Parsel Parsel”, “Yağma-Sayıştay Belgeleri”, “Havala”dan sonra çıkan kitabı .

Yasadışı bahis baronlarının yaptıklarını, tamamı resmi belgeler ile “Kirli Çark”ta anlatmış yazar. 

Kitapta. Baronların tamamı var. Para aklamak için alınan evler, kulüplere sponsorluk adı altında akıtılan paralar, paraları taşımak için ayarlanan “özel güvenlik” sertifikalı araçlar, aracılık yapan meşhur emlak şirketleri, güzellik merkezleri, film yapım merkezleri... İsim isim, belge belge anlatılıyor.

Kitap kapsamında “konuların açığa çıkması ve gerçeği öğrenmek için “Acun Ilıcalı, Erden Timur, Sedat Peker gibi isimlerle de konuşmuş Murat Ağırel. Açıklamalarına  da kitapta yer vermiş.

xxxx

“Ülkemiz insanının kültürünün nasıl yozlaştığını, toplumsal çürümüşlüğün nasıl adım adım kılcal damarlarımıza kadar işlediğini göstermiş yazar kitabıyla.

“Ahlakın, erdemin, doğru sözün yerini nasıl zenginleşme hırsı, birbirinin üzerine basarak yükselme duygusunun” aldığını da…

“Yasa dışı bahsin ‘Kirli Çarkı’ yüzünden aileler dağılıyor, çocuklar yetim kalıyor, toplum çöküyor. Artık bu çarkın dişlilerine bir insanımızı daha kaptırmayalım.” demiş Murat Ağırel.

Bu ülkede on binlercesi bulunan İsmail Devrim’lerin hayatlarının nasıl çalındığını da haykırmak istemiş 352 sayfalık kitabıyla…

Bu “kirli çark”ın bozulması dileğiyle…