Güney Koreli bilim insanları lk kez 100 milyon°C’den fazla sıcaklıkta 30 saniye boyunca nükleer füzyon reaksiyonunu sürdürmeyi başardılar. Yani bir nevi Güneş yaptılar. Peki biz nelerle uğraşıyoruz? Uzağa gitmeye gerek yok gözbebeğimiz Atatürk Lisesi’nden örnek vereceğim size…
Öncelikle Korelilerin başarısından bahsedelim. Güneş’in çekirdeğinden yaklaşık yedi kat daha sıcak olan bir mini Güneş yaratmayı başaran bilim insanları Güneş’in çekirdeği 15 milyon derece kelvin sıcaklığa sahiptir . Bu çok heyecan verici gelişme sadece Kore’ye özgü değil dünya çapında bu çalışmalar gerçekleştiriliyor. Peki ne işe yarayacak? Tabii ki çok güçlü ve temiz bir enerji kaynağı haline getirilmesi planlanıyor. Bu çalışmalar dünya adına umut verici bu çalışmaları yapanlar da sizin bizim gibi insan evladı. Ancak biz bu tür büyük bilimsel çalışmalardan çok uzağız, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar bilim insanımız böylesine büyük projelerde görev alabiliyor. Nedenini ise didik didik araştırmaya gerek yok. Zira biz daha öğrencilerimizi bilime teşvik etmek bir yana onların karınlarını doyurmaktan dahi aciz bir durumdayız. Bakın İzmir’in en eski en önemli eğitim kurumlarından biri olan Atatürk Lisesi’ne…
dokuzeylul.com haber sitesinden dostum Kazım Bozkurt yaptığı ödüle layık haberle bu skandalı gözler önüne serdi. Büyük umutlar beslediğimiz lisenin öğrencilerine çok düşük bir bütçeyle yemek vermeye çalışan okul yönetimi, Kurtuluş Savaşı sırasında askerlerimizin yediği ve ancak ölmeyecek kadar beslenebilecekleri gıdalar verebiliyor. Bir parça ekmeğin yanında biraz çorba ve makarna en çok verilen menülerin başında geliyor. Çorba da, mercimek ya da ezogelin çorbası. Makarnada yerini bazen erişteye bazen de bulgur pilavına bırakabiliyor. Kahvaltı ise 3-4 zeytin ve yarım kibrit kutusu kadar peynir…
Şimdi bu çocukların başka ne sıkıntılar çektiğini de varsayarsak onlardan ne bekleyebiliriz? Nasıl bir dünya görüşüyle hangi meselelre odaklanabilirler? Durum gerçekten çok vahim. Fotoğrafları görünce öğlen yediğim yemek boğazımda düğümlendi. Atatürk Lisesi’nde yatılı bölüm var mı? bilmiyorum varsa vah kardeşlerim vah! Türkiye’nin evlatlarını bu şartlara layık gören kim varsa yazıklar olsun! İslamiyette, “ Boynuzsuz keçi, boynuzlu keçiden hesabını alacaktır” diye bir inanış vardır. Umarım bir gün bu dünyada ya da ahirette bu gerçekleşir ve o çocukların boğazından geçmeyen o yemeklerin hesabı alınır. Yazının sonuna elimize ulaşan fotoğraftan koyacağım ki bugün hepimizin iştahı biraz kaçsın.
