Bucaspor 1928'de bir sayfa kapandı geçtiğimiz cumartesi günü. Dördüncü Tolga Doğantez dönemi 5-1 kaybedilen Kırklarelispor maçının devre arasında bitti. Kimi ilk yarıdan Doğantez'in ayrıldığını söyledi. Yönetim maç sonunda yolları ayırdıklarını açıkladı. Öyle ya da böyle Buca'da bir devir kapandı. Cihan Erdil teknik patronluğa geçti. Geçen sezon Uğur Balcıoğlu yönetiminde yakalanan hava, bakalım tekrar yakalanacak mı göreceğiz. Ancak görülen bir durum var ki, çoğu 3. ligden kalan oyunculardan kurulu Buca, 2. Lig'de oldukça zorlanıyor. Ortalama takımlar karşısında bile geçen seneki gibi fark yaratamıyor. Futbolda bazı ezberler, klişeler vardır sürekli kullanılan. 'Süper Lig ile TFF 1. Lig arasında çok fazla kalite farkı var' gibi. Bu sözü yıllar önce maç sonlarında herkesin ekrana kilitlendiği bir spor programında 4 takımın oyuncularından başka genel kültürü olmayan bir isim söylemişti. Ve yazısız dönemdeki destanlar gibi büyüye büyüye bugünlere kadar geldi. Süper Lig'in şu an son 6-7 sırasındaki takımlar kadro kalitesi itibariyle TFF 1. Lig'de vura vura şampiyon olacak kulüpler değiller. Ve yine aynı şekilde TFF 1. Lig'de, hadi isim de vereyim Ankaragücü, Erzurumspor, Ümraniyespor ve Samsunspor Süper Lig'de kendini orta sıraya atabilecek oyuncu derinliğine sahip kulüpler. Ziraat Türkiye Kupası maçlarında iki lig takımı arasındaki kapışmalarda güç farkının olup olmadığını rahatlıkla tartabiliriz. Peki hangi ligler arasında makas açık. Buca'nın mücadele ettiği 2. Lig ile 3. Lig arasında. 3. Lig tamamen Bölgesel Amatör Lig'in ön bahçesi olmuş durumda. Arka bahçesi ise Süper Amatör Lig. Çok ilginç ama merkezde BAL'ın olduğu bir alt lig iklimi içerisindeyiz. Bunun sebebi ödenen ücretler. 150 bin TL'ye, 200 bin TL'ye hatta ev parasına BAL takımlarının 1 oyuncuyu aldığını görüyoruz. Neredeyse TFF 1. Lig takımlarıyla yarışacak yıllık maaşlar bunlar.
***
Buca şu an 3. Lig ağırlıklı kadrosuyla 2. Lig'de bu sezon zorlanıyor. Bu kadronun mimarı olan geçen sezon Buca'yı şampiyon yapan Uğur Balcıoğlu da benzer bir açıklama yapmıştı taa ligin ilk haftasında. 1-1 biten Isparta maçı sonrası, 'Maçı berabere bitirmemiz mucizeydi. 1 puan için sevinçliyiz' diyerek gerçekleri su yüzüne çıkarmıştı yolun başında. Ve bu açıklama sonrası görevinden ayrıldı. Hemen bir çırpıda sayarsak kadroyu; Şener 3. Lig kalecisi ve çok zor duruma düştüğü pozisyonlar oldu. Defansta Gökhan Köseoğlu, Alper Duruk fiziken zayıf kalıyor. Bir tek sol bekte Enes Alıç her geçen maç kendini geliştirmeye devam ediyor ancak o da işin savunma tarafında soru işareti. Çünkü Galatasaraylı eski sol bek Albert Riera gibi hücum orjinli bir oyuncu. Kötü kademeye giriyor diye suçlayamayız, defanstan oyun kuran ve hücuma katılan tek isim o çünkü. Orta sahada Metin Yüksel ve Mustafa Seyhan evet üst lig tecrübeli yeni transferler ve ciddi katkı verdikleri ortada. Hücuma gelince Tunç Behram, Fuat Gölbaşı ve Berke Bıyık kariyerinin çoğunu 3. ligde geçirmiş isimler. Peki bu isimleri 3. Lig topçusu diye çöpe mi atacağız? Tabii ki hayır. Geliştirmek için çabalayacağız. Teknik direktörün asli görevlerinden biri budur. Oyuncudan maksimumunu almak ve eldeki malzemeden en iyi yemeği yapmak. Görünen o çok iyi pilav, çorba, salata yapan isimler var ancak ana yemek ve tatlıcılar konusunda eksik bir Buca var. Sanatçı oyuncu yoksunluğu çekiyor Fırtına. Öncelikle bir teknik direktör istikrarı sağlanmalı. Ardından fizik kalite ile topsuz oyundaki taktiksel ezberi ve bilgisi olan oyunculardan kurulu kadrolara karşılık verecek bir oyun sergilemeli. Olmuyorsa devre arasında takviye yapmalı.
***
Özellikle fiziksel olarak, stoper Onur Özcan dışında rakibi sindirecek 2. isim yok gibi. Yalçın Eycan Kaya'nın sakatlıktan dönüşü hem boy ortalamasını hem de mücadeleyi yükseltmek için çok önemli olacak. Taraftar ile de tekrardan pozitif bir kontak kurulursa, Buca'nın hala şampiyon olmaması için bir sebep yok. 1. Lig, futbolcuların vitrine çıkması demek. Elindeki genç yeteneklerin daha çabuk keşfedilmesi ve yüksek ücretlere satılması demek. Yayın gelirleri elde etmek demek. Her hafta bahis bültenine dahil olmanız sebebiyle ekstra maddi katkı demek. 3. ve 2. Lig'de cepten para harcadıktan sonra, kulübe girdi sağlanmasını istiyorsan bir şekilde 1. Lig'e kapak atılmalı. Altınordu bile TFF 1. Lig'den o kadar memnun ki Süper Lig'e çıkmayı tercih etmiyor. Aslında azımsanmayacak kadar değerli bir arena 1. Lig. Ve Buca, Mersin İdman Yurdu gibi, Kardemir Karabükspor gibi, 1. Lig denince akla gelen marka kulüplerden biri. Mersin ve Karabük maalesef tarihin tozlu sayfalarında kayboldu ancak Buca küllerinden doğarak 2. Lig'e kadar yüzmeyi başardı. Buraya kadar gelmişken, teknik direktör istikrarı, oyuncu gelişimi ve devre arası doğru takviyelerle 1. Lig çok zor değil.