İran'da 22 yaşındaki Mahsa Amini, 2 yıl önce 13 Eylül 'de gerici tahakkümün muhafızı(ahlak polisi olarak bilinen irşad devriyeleri) polislerce "kıyafet kurallarına uymadığı" gerekçesiyle dövülerek gözaltına alındı. Komaya giren Mahsa, 16 Eylül'de de hayatını kaybetti. Bunun üzerine İranlı kadınlar başta başkent Tahran olmak üzere protesto eylemleri başlattı şehirlerde. Kadınlar saçlarını kesti, başörtülerini yaktı. Molla rejimini protesto ederken İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in fotoğraflarını, afişlerini duvarlardan indirmeye başladı.

xxxx

Kadın saçlarından oluşan bayrak yaptılar, ülkede gericiliğe karşı bir simge haline geldi bayrakları. Bir direniş ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Kadınlardan şeriat düzeninin baskılarına, dayatmaya karşı direniş her yerde şimdi İran'da. 26 kişi hayatını kaybetti. İran resmen ayağa kalktı. Tahran dahil bir çok kentte internet kesildi. Üniversite öğrencileri de isyan eden halka destek verdi. Sanatçılar-şairler meydanlarda şiirler okuyup, şarkılar söyledi. İran’da mecliste temsil edilen reformist Hizbi-i İtimad-i Milli Partisi, başörtü yasağının kaldırılmasını istedi. Bu, ilk kez oluyordu!

xxxx

Biz bunları ancak kendi gazete ve TV'lerimizden değil, dünya medyasından izleme olanağı bulduk. Dünya televizyonlarında günlerce ilk haber olan İran'da, halkın yönetime karşı isyan görüntülerine Türkiye'de ise yayın yasağı getirilmişti (!) O günlerde İYİ Parti İzmir Milletvekili Deneyimli siyasetçi Dr. Aytun Çıray da sormuştu: "Günün sorusu: İran'daki kadın isyanı bizde niye haber değil? Bu alınganlık niye?"

xxxx

"Kadınları kendi cennetinize zorla götüremezsiniz" sloganıyla direnmişti İranlı kadınlar. O kadınlar ölümü göze alıp, şeriata karşı çıktılar erkekleriyle... Dünyanın her yerinden de destek gördüler. "Mahsa Amini isyanımızdır”, “Diktatöre Ölüm” diyerek yürüyüşler, protesto eylemleri yapıldı. Bütün bunlar olurken, bakın İran Devrim Muhafızları Komutanı ne demişti?; "Bunlar dış güçlerin işi..."

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de New York dönüşü Mahrabad alanında patlak veren isyana ilişkin, "Düşmanlar kaos çıkarmak istiyor. Halkın taleplerini ve protestoları işitiyoruz ancak kimsenin kaos yükünün altına girmesine izin vermeyiz" dediydi(!)

Sonrasında binlerce muhalif kadın-erkek baskıcı acımasız rejimce idam edildi İran’da.

İranlı sanatçı Negin Parsa’nın Mahsa Amini protestolarında gündeme gelen şarkısı vardı; Reisi’ye yönelik. Türkçesi şöyleydi: “Çapkın sensin, sürtük sensin/ Özgür ruhlu kadın benim/ Canavar sensin fitne sensin / Özgür ruhlu erkek benim/ Bu artık efsane değil/ Bu devirdeki deccal sensin!”

xxxx

Tarih, büyük insanlık Mahsa Amini ve katledilen binlerce muhalifi unutmadı. Avrupa Birliği en büyük insan hakları ödülü sayılan Sakharov Ödülü’nü Amini’nin ailesine verdi. Mahsa’nın şu sözünü de: “Gün gelecek, katillerimiz de ölecek.”

Reisi ve yanındakiler bir helikopter kazasında öldü! Ölüm Komitesi'nin uyesi olarak binlerce idam kararinda imzası vardı ve son isyanda da sert ve acımasız tutumuyla tanınmıştı. Mahsa Amini’nin ahı mı? Baş eğmeyen, saçını rüzgara veren Mahsa Aminiler kazanacak!

“Saç teli kadar özgürlük isteyenler”e selam olsun. Yakarsa dünyayı, kadınlar yakar!