Geçtiğimiz haftalarda fayton atlarının zorlu yaşam koşullarını ve bu sorunun çözüm yollarını yazmıştım. Urla'dan bir okurumuz şehirde yük taşımada da atların kullanıldığını hatırlattı.
Doğrudur, sayıları artık çok az kalsa da halen şehir içinde tek tük atlı arabalar göze çarpıyor.
Onları bazen Alsancak'ın daracık sokaklarında, Konak'ta veya Karşıyaka'da görmek mümkün.
Tıpkı fayton atları gibi, bu atlar da genellikle çelimsiz, bakımsız durumda. Sırtlandığı, sağı solu eskimiş tahta yük arabası gibi bitik bir halde.
Hani "hayvanlar mal gibi görülmemeli" diyoruz ya hep. Bu atların çoğunun 'mal' kadar değeri yok sahibinin gözünde.
Oysaki faytoncular gibi yük taşıyanların da ekmek teknesi atları. Müşterinin bindiği faytonu ya da ağır yükü taşıdığı arabayı çeken o 'değersiz' görülen atlar.
Sorsanız, "gözümüz gibi bakıyoruz" derler. Ama atların hali maalesef o sözleri yalanlıyor.
Hz Muammed'in bir sözü var; "Hayvana binecekseniz tatlılıkla bininiz. Yük vuracaksanız takatinin üstünde yüklemeyiniz. Kesecekseniz en az ızdırap verecek şekilde kesiniz" der.
Arada sırada bu sözü hatırlamak, hatırlatmak lazım.
HAYVAN POLİSİ
Karşıyaka Belediyesi geçtiğimiz haftalarda güzel bir uygulama başlattı. Belediyenin veterinerlik işleri bünyesinde artık sadece hayvanlarla ilgili sorunların çözümünde hizmet verecek bir zabıta var. Hayvan zabıtası, aslında daha önce de yazdığımız, "olsa ne iyi olur" dediğimiz ABD'deki hayvan polisi gibi görev yapacak. Elbette uygulamanın doğru işleyip işlemediğinin takipçisi olacağız. Göreve başlayan hayvan zabıtasının gerçek bir hayvansever olması büyük önem taşıyor. Çünkü bu, ancak kalbinde hayvan sevgisi olanın hakkını verebileceği tarzda bir görev. Karşıyaka Belediyesi'nin hayvansever veterinerlik işleri ekibinin de bu konuda denetimi elden bırakmayacaklarına güveniyoruz.