8 Eylül’de başlayan yeni eğitim yılında, çocukları için okul servislerini kullanan veliler, tanık oldukları fiyatlar karşısında adeta şok oluyor. Özel okullarda iki sömestr için servis ücretleri, ev ve okul arasındaki mesafeye göre değişecek şekilde 100 bin TL’den başlıyor, 200 bin TL’ye kadar yükseliyor. Veliler ile servis şirketleri arasında yapılan sözleşmelerde anlaşılan fiyatlar, dönem içerisinde akaryakıt fiyatlarındaki değişime göre en az iki kez zamlanıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2025-2026 eğitim öğretim yılında velilerin okul servis ücretlerini hesaplayabilmeleri için bir web sitesi hazırladı. Buna göre öğrencinin alınacağı konum, gideceği okul ve mesafeye göre servis ücretinin hesaplanabildiği https://servisucrethesaplama.izmir.bel.tr web sitesinde veliler, ödeyecekleri ücretleri görebiliyor.
// ÜÇ KATA YAKIN FARK!
Web sitesinde bulunan haritadan konum önerisi de görülebilirken, hesaplama sonucu aynı sayfada yer alıyor ve toplam mesafeye göre olması gereken aylık servis ücreti belirleniyor.
Ancak asıl büyük soygun, Büyükşehirlerde servis ücretlerinin belirlenmesinde yetkili olan Ulaştırma Koordinasyon Merkezlerinin (UKOME) kilometre başına ilan ettiği servis ücretleri ile gerçekte uygulanan ücretler arasında üç kata yakın fark olmasında görülüyor.
Yaşadıkları durumu Dokuz Eylül Gazetesi ile paylaşan veliler, yaşadıkları somut örneklerden hareket ederek başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm yetkilileri göreve çağırıyor.
Çiğli Sasalı’da ikâmet eden ve iki çocuğunu Karşıyaka’daki özel okullardan birisine gönderen veli M.A.T, web sitesinde hesaplanan servis ücretinin aylık 5.131 TL, yıllık bazda ise 61,572 TL olarak hesaplanmasına rağmen, okulun anlaşmalı olduğu servis şirketinin kendilerinden aynı mesafe için 151,000 TL talep ettiğini belirtti. İki çocuğunun sadece ulaşım masrafları için yıllık 300 bin TL’nin üzerinde mali yükle karşı karşıya olduğunu belirten veli M.A.T, şu dikkat çekici değerlendirmeyi yaptı:
// İKİ ÖĞRENCİ İÇİN 302 BİN TL
“İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı bilgilendirme sayfası, biz velilerin servis şirketleri tarafından nasıl soyulduğunu adeta kanıtlıyor. Benim önüme çıkan maliyetle benden istenilen meblağ arasında yüzde 250 fark bulunuyor. Geçen yıl istenen servis ücretinin 91 bin TL olduğunu düşündüğümde, bu yıl artış oranımız yüzde 57 seviyesinde. Ancak geçen yıl ile bu yıl arasında başta akaryakıt olmak üzere maliyet artışları bu rakamın çok gerisinde. Ayrıca yıl içerisinde yapılan akaryakıt zamları sözleşmeye yansıtılırken, olası indirimlerde hiç ses seda çıkmıyor. Yaşadıklarımız, okul ücretlerine belirli yüzdelerde zam yapabilen okulların, aradaki açığı servis ve yemek gibi hizmetlerin fiyatlarını fahiş şekilde artırarak kapatma yönüne gittiğini gösteriyor.
Benzer durumda olan binlerce veli hakkını mahkemelerde aramak yerine, kendi imkanlarını kullanarak çocuğunu okuluna götürmek zorunda kalıyor. Bu durum trafikte çok daha fazla aracın yer alması ve trafik sıkışıklığı sonucunu da doğuruyor. Başta Valilikler, yerel yönetimler ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere yetki sahibi tüm kuruluşları göreve davet ediyoruz.”
Velimizin görüşleri ve önerileri bu şekilde…
Öğrenci servisi hizmetinde yaşanan bu büyük soyguna karşı vatandaşın hakkını hukukunu kim koruyacak, yaşayarak göreceğiz…
++++++
İzmir için enfes bir
veri seti: Data İzmir
Çalışmalarını yakından izlediğimiz İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), önemli bir yeniliğe daha imza atarak, kentin kanıta dayalı politika ve araştırma süreçlerine yönelik geliştirdiği Data İzmir Açık Veri Platformu’nu kullanıcılara sundu.
6 tema ve 20 kategori altında sınıflandırılan 402 veri seti ile kullanıma açılan Data İzmir; yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekte İzmir’i konu edinen politika, tasarım, karar alma ve araştırma süreçlerinde İzmir için kanıta dayalı bir çalışma pratiğinin hayata geçirilmesine yönelik ihtiyaç duyulan veri setlerini içeriyor.
İlk aşamada 29 veri paydaşının kamuya açık verileriyle oluşturulan Data İzmir’in ilerleyen dönemde yeni veri setleriyle zenginleştirilmesi ve harita ile yapay zeka entegrasyonlarıyla mekân odaklı çalışmaları destekleyecek şekilde geliştirilmesi planlanıyor.
Data İzmir, başta gazeteciler gibi doğru veriye en hızlı şekilde ulaşmak isteyen herkesin başucu kaynağı olma yolunda ilerliyor.
Emek veren herkese gönülden teşekkürler.
++++++
Yerel Kalkınma Hamlesi
proje başvuruları için
son gün 30 Eylül 2025
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından geçen Temmuz ayında açıklanan “Yerel Kalkınma Hamlesi Programı”, 81 ilin potansiyelini harekete geçirmek, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak ve her ili kalkınma seferberliğine dâhil etmek amacını taşıyor.
Bu kapsamda her il için 4 öncelikli yatırım konusu ilan edilirken, İzmir için teşvik kapsamına alınan yatırım konuları;
-
Rulman Üretimi
-
Yüzer Deniz Üstü Rüzgâr Türbini Platformu Üretim Tesisi
-
Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) için Bitkisel Atık Yağdan Hammadde Üretimi
-
Tarımsal Atıklardan Selüloz Üretimi olarak belirlendi.
Bu programa başvurular ve ilk değerlendirme süreçleri Kalkınma Ajansları tarafından yürütülecek.
Desteklenecek yatırım konularında yatırım yapan firmalara KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, yatırım yeri tahsisi ve sigorta primi desteği gibi avantajlar da sunulacak.
30 Eylül’e kadar www.yatirimadestek.gov.tr adresinden devam edecek başvuruları, ilgilenen şirketlerin kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum.
++++++
Maraton, bisiklet, koşu…
Aman kardeşim bıktık!
İzmir’in kent merkezi, yıl içerisinde pek çok spor organizasyonuna ev sahipliği yapıyor.
Bu türden etkinliklerin kentlerin ve ülkelerin tanıtımlarına katkısı olduğunu elbette yadsımıyorum. Ancak İzmir gibi son derece sıkışık merkeze sahip olan ve alternatif güzergâhların üretilmesi neredeyse mümkün olmayan kentlerde; ana arterleri kapatarak bisiklet, maraton ve sair organizasyonları düzenlemek İzmirlileri adeta canından bezdiriyor.
Hasta olan hastaneye gidemiyor, işine gitmek isteyen yollarda sürünüyor.
Son olarak Mayıs ayı başında yapılan Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, iki gün boyunca kenti tam anlamıyla ablukaya almış, insanlar mis gibi havada adeta evlerinden dışarı çıkamamıştı.
Şimdi sırada 21 Eylül’de yapılacak Maraton İzmir var.
Maraton, koşu ve bisiklet tutkunlarının kalbini kırmak istemem ama kent merkezinde üç buçuk milyon kişinin yaşadığı İzmir’de…
İnciraltı’ndan Bostanlı’ya kadar 30 kilometrelik sahil şeridinin kapatıldığı organizasyonları kent merkezinden olabildiğince uzaklaştırmak gerekiyor.
Vatandaşın çektiği sıkıntı ve verdiği tepki, yapılan işin güzelliğine de gölge düşürüyor.