Yılın son günlerinde hepimiz geriye dönüp bakıyoruz; neleri yaşadık, neler değişti, hangi anılar kaldı diye düşünüyoruz. Ben de bu yazıda markaların hayatımızdaki yerini, bize nasıl temas ettiklerini ve nasıl etkiler bıraktıklarını paylaşmak istedim. Çünkü markalar artık yalnızca alışverişin bir parçası değil, günlük yaşamımızın, hissettiklerimizin ve hatıralarımızın bir parçası oldular.

2025’i bitirmeye günler kala bu yazıyı bir değerlendirme gibi değil, karşılıklı sohbet ediyormuşuz gibi düşünmenizi isterim. Birlikte yaşadığımız yılın izlerini, markaların bize kattıklarını ve 2026’da bizi bekleyen yeni yolculuğu konuşmak istedim. Umarım bu satırlar bizi aynı ruh hâlinde buluşturur.

Markalar artık sadece ürün satmıyor; bir hatırlatma tasarlıyor. Bu yıl sadakat dediğimiz şey bir kart ya da puan değil, bize yaşattığı duygular oldu. Bir ses, bir yakınlık… Bizlerin zihninde kalan şeyler bunlar.

Dünya çapında Apple, Microsoft ve Google gibi şirketler bu yıl fark yaratan markalar arasında yer aldı. Apple, kullanıcı deneyimini görselden sese, temastan tasarıma kadar bütünleştirerek dünyanın değerli markalarından biri oldu. Microsoft, yapay zekâ ile iş dünyasında yeni bir dil kurdu. Google ve Amazon ise artık sadece teknoloji değil, yaşam tarzı markaları haline geldi. Samsung, elektronik alanında yenilikçi ürünleriyle öne çıkarken; Tesla sürdürülebilir enerji vizyonuyla dikkat çekti. Coca-Cola, duygusal bağ kuran kampanyalarıyla akıllarda yer etti. Nike ise spor giyimde yenilikçi tasarımlarıyla genç kuşakların tercihi oldu.

Türkiye’de ise Arçelik sürdürülebilirlik vizyonuyla öne çıktı. Migros, mağazalarında alışverişi duyularımıza dokunan bir deneyime dönüştürdü. Türk Hava Yolları yolculuğu, kültürel kimlik haline getirerek fark yarattı. Ayrıca Vestel, teknoloji ve tasarımı birleştiren ürünleriyle dikkat çekti.

2026’ya girerken markaların yeni bir yolculuğa çıkacağını düşünüyorum. Artık yalnızca gözümüze değil, kulağımıza, temasımıza, hatta hafızamızdaki kokulara ve tatlara seslenecekler. Hissettirerek bağ kuran deneyimler, markaların bizi kendilerine bağlamasının yeni yolu olacak. Bir melodiyi duyduğumuzda o markayı hatırlayacağız. Bir kokuyu hissettiğimizde geçmişten bir anımız canlanacak. Bir yakınlık bize güveni hissettirecek. Yalnızca görünür değil, hissedilir olacak. Sadakat dediğimiz şey bir alışverişten çok daha fazlasına dönüşecek. Bence, markaların gücü bize yaşattıkları küçük ama unutulmaz anlarda saklanacak.

******

Yeni yıl yaklaşırken, hepimize umut, sağlık ve birlik dolu günler dilerim. 2026 kalplerimize dokunan, bizi aynı hislerde buluşturan bir dönem getirsin.

Anılarımızda yer edecek markalarla dolu bir yıl olsun