Eskiler Mart ayı dert ay'ı derlerdi. Kışın uzun sürmesi, ekonomik sıkıntıların artması bu sıfatı yakıştırmıştı Mart ayına. Son 15 yıldır yalnızca Mart ayı değil, 12 ay da dert ayı oldu ülkemizde.
Bakın neler-neler oldu Mart ayında ülkemizde;
Dolar 4 liraya, Euro 5 liraya, benzin 6 liraya dayandı. Elektriğe 2.9 oranında zam geldi.
Satışına karar verilen şeker fabrikalarının ardından, KHK ile şeker üst kurumları kapatıldı. Karara karşı toplanan 1 milyon 600 bin imza Başbakan'a verildi.
Büyüme rakamı 7.4 olarak açıklandı. İşsizlik ve enflasyon çift hanelerde üretim yerlerde sürünüyor. İthalat, ihracatı ikiye katlamış. Dış ticaret açığı korkunç boyutlarda. Esnaf, üretici, işçi, memur, emekli perişan. Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde ekonomi okudum, anlamakta zorlanıyorum. Biri bana bu büyümeyi izah etsin. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maliye Bakanı Şimşek'in dövizle borçlanma konusunda uyarısına karşılık;
“Bir insan kendi ayağına kurşun sıkar mı? Bu psikolojik üstünlüğü uluslararası camiaya vermesi gereken arkadaşlarım bu tür yanlısı yaparsa bunun affedilir yanı olmaz” dedi.
80 bin kişiyi 511 milyon lira tokatlayan uyanık tosuncuk Uruguay'a tüydü.
İttifak yasası AKP-MHP işbirliğiyle bir gecede kavga-dövüş Meclis'ten geçti. Yasaya mühürsüz zarflar ve oy pusulalarının geçerli sayılmasını öngören madde konuldu.
Doğan medya grubu bütün kurumlarıyla iktidar yandaşı Demirören Grubuna satıldı. AİHM Türkiye'yi medya ve yargı bağımsızlığı konusunda uyardı.
Hakim ve savcılar için kura töreni yapıldı. Ataması yapılan 1236 isimden 113'ünün daha önce AKP'nin çeşitli kadrolarında görev aldığı söylendi. Yargı üyeleri törende Erdoğan'ı ayakta alkışladı. Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'un kızı Gonca Hatinoğlu kurada Elazığ'ı çekmesine karşın ertesi gün 'eş durumundan' Ankara'da Yargıtay Tetkik Hakimi yapıldı.
Cumhuriyet Gazetesi Yönetici ve yazarlarına yönelik davada, 13 sanık hakkında 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istendi.
Oyuncu Hülya Koçyiğit bir süre önce “Bu ülkede kimse baskı altında değil,bilakis herkes fazla özgür” demişti. Damadı Ender Alkoclar adrese teslim ihaleyle Konyaalti işletmelerini tek başına kiraladı.
Meydanı boş bulan yobazlar yine esip gerilemeye devam etti. Bartın Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir “Başı açık kız görünce sinirleniyorum. Atatürkçüler terörist yetiştiriyor” demişti. Şimdi de Atatürk'ün adını 18 Mart Şehitler Günü'nden çıkardı.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Abdullah Akın, “1924 yılında Camiler, kapatıldı. Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler vardı” dedi. Kimse de “Nereden duydun? Orada çalışan bir yakının mı vardı?” demedi.
İsmail Kahraman, manevi değerlere uygun değil diye TBMM'deki tiyatro gösterisinde Anadolu kıyafetleri giydikleri halde sanatçı kadınların sahneye çıkmasına izin vermedi.
Daha neler neler... Açılım sürecinde Barzani'nin huzurunda “Megri megri” şarkısını söyleyen adam karakolda Yaylalar türküsünü klarnet eşliğinde Afrin'e uygulayarak söylerken yurdun çeşitli yerlerinde şehit cenazeleri kaldırılıyordu.
Ve son olarak. Erdoğan “Eğer Türkiye'de yaşamayı yük sayanlar varsa, aradıkları dünya burası değil. Bunları bilet paralarını verip göndermek lazım” dedi. Bir dostum “Eğer 'oturma izni' de alırsa Erdoğan'a ömür boyu dua edeceğim” dedi.