Mustafa Kemal Atatürk, öngörüsü ne kadar yüksek bir insanmış ki bu gün değeri daha iyi anlaşılan yukarıdaki bu sözleri 90 yıl önce söylemiş. 5 Aralık Dünya Toprak Günü, 11 Aralık Dünya Dağlar günüdür
Bu gün değeri daha iyi anlaşılan derken, uzmanlarının söylediğine göre Türkiye’nin yüzde 71'i çölleşme riski altında. Çölleşme bir bölgenin çöl olması değil, bölgedeki toprağında üretkenliğini kaybetmesi olarak tanımlanıyor. Bu nedenle yaşanan toprak kayıpları, çölleşmeyi arttıran en önemli etken.
-açıklamasında, çölleşmenin en büyük nedeninin erozyon olduğunu açıklamıştı.
Türkiye'de tarım arazilerinin yüzde 59'unda, meraların yüzde 64'ünde, orman arazilerinin yüzde 54'ünde çeşitli şiddette erozyon görüldüğüne dikkat çeken
Öztürk, “Türkiye’de yılda 640 milyon ton verimli toprak yok oluyor. Toprağın üst kısmını kaybettiğinizde toprak giderek verimsizleşir. Üretimi artırmak içinde sürekli kimyasal gübre kullanmak zorunda kalırsınız. Onunda doğal olarak toprağa ciddi zararları var'' diyor. Türkiye 1998 yılında Birleşmiş Milletler "Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi"ni imzalayarak programa dahil oldu.
ORMAN, TARIM VE MERALAR YOK EDİLİYOR
Ancak Türkiye, hem BM hem de NASA raporlarında, çölleşme riski notu "yüksek" ve "çok yüksek" ülkeler arasında sayılıyor. NASA araştırmalarında, önlem alınmazsa, Türkiye'nin büyük kısmının 2040'ta çöl olacağı bildiriliyor. Yani 27 yıl sonra. Türkiye her yıl Kıbrıs büyüklüğünde verimli toprağını, erozyonla kaybediyor. Yani her gün 150 bin kamyon dolusu ve yılda 640 milyon ton verimli toprak akarsularla, deniz, göl ya da barajlara karışarak yok oluyor. Uluslararası Toprak Bilimleri Birliği, 2002'de toprağın insan sağlığı ve doğal hayatın devamı üzerindeki önemine dikkat çekmek amacıyla 5 Aralık'ı Dünya Toprak Günü ilan ediyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü de (FAO) 2013 yılında 5 Aralık tarihinin dünyada toprak günü kutlanmasını kabul ediyor. 20 yıldır dünyanın her yerinde insan hayatı için çok değerli ve vazgeçilmez olan toprağın önemini vurgulamak ve farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli aktivitelerle kutlanıyor.
İÇTİĞİMİZ SUDAN YEDİĞİMİZ BESİNE
11 Aralık Dünya Dağlar Günü de insan yaşamı ve canlılar için hayati bir konu. Dağlık alanlar, endemik bitki türleri, böcekler, kuşlar, sürüngenler, memeliler yani yaban hayatı için sığınak vazifesi görmektedir. Biyolojik çeşitliliğin devamı için dağlar müthiş bir korunaktır. Eteklerinde yaşayan insanlar başta olmak üzere tüm canlılar için temiz hava, su, gıda ve diğer doğal kaynaklar açısından da hayati bir önem taşımaktadır. Dağlar, ekosistemler sıcaklığını, yağışı ve dolayısı ile su döngüsünü belirleyerek, tarım, ormancılık ve turizm gibi sektörleri besler. Küresel ısınma dünyamızı hızla tehdit ediyor. İklim değişiklikleri öncelikli olarak dağlık alanları etkilemekte ve bundan dolaylı olarak tüm canlılar da etkilenmektedir. Dünyada yaklaşık 900 milyon insan dağlarda yaşamını sürdürüyor. Dağlardan sağlanan temiz su pek çok tarımsal alanda çiftçiler tarafından kullanıldığı için, dağ kaynaklı sular besin güvenliğinin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir. Dağlar özellikle güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve biyogaz yoluyla yenilenebilir enerji sağlamada anahtar rolü var. Eğer gerekli tedbirler alınmaz ise milyonlarca canlının temel ihtiyaçlarını karşılayan dağlık alanlarımız hızla yok olacak ve hayat bitecektir. Gelecek nesiller için dağlarımızı korumak zorundayız.
10 YILIM DAĞLARDA GEÇTİ
İnsan yaşamında dağların ne kadar önemli olduğunu sıralamadan önce Türkiye’nin büyük şairlerinden Sabahattin Ali’nin, satırlara döktüğü o müthiş şiirini bir kez daha yazmak istiyorum; “Başım dağ saçlarım kardır/ Deli rüzgarlarım vardır/ Ovalar bana çok dardır/ Benim meskenim dağlardır/ Şehirler bana bir tuzak, İnsan sohbetleri yasak/ Uzak olun benden, uzak/ Benim meskenim dağlardır/ Kalbime benzer taşları/Heybetli öter kuşları, Göğe yakındır başları/Benim meskenim dağlardır”. Dağlar, insan yaşamının en önemli kaynağıdır. Türkiye’min dağları güz mevsimde ayrı, kış mevsiminde ayrı, ilkbaharda ayrı güzelliklerle doludur. 2000 yılında dağ yürüyüşleri (trekking) ile başlayan dağcılık serüvenim aralıksız 10 yıl, kamplı yüksek dağ tırmanışlarına kadar sürdü. Türkiye’nin en yüksek dağı Ağrı (5137m.) dahil pek çok dağ sporları faaliyetlerine katıldım. Dağcılık sporu konusunda İzmir en fazla kulübü ve sporcusu olan öncü bir kenttir. Hafta sonu başta Konak, Karşıyaka, Bornova, Üçkuyular gibi merkezi yerlerden yaklaşık 30 dernek ve kulübün otobüsleri binlerce dağ sevdalısını yürüyüş ve tırmanış için değişik parkurlara taşır. Bir gün de olsa kentin stresinden kurtulmak için önemli bir sığınaktır. Tavsiye ederim.
BRAVO….TEMA 7 bölgede 7 orman kuruyor
Öncelikle 2 yıl önce ocak ayında kaybettiğimiz Hayrettin Karaca’yı yani toprak dedeyi rahmetle anıyorum. Erozyona karşı başlatıp sürdürdüğü mücadele sebebiyle “Toprak Dede” olarak bilinen, kısa adı TEMA Vakfı olan Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın kurucusu ve onursal başkanı Hayrettin Karaca “Param var ama tüketmeye hakkım yok” derdi ve üzerindeki kırmızı kazağını hiç çıkarmadan 20 yıl kullandı. Ağaç sevdalısı olduğu gibi aşırı tüketime de karşıydı. Kuruluşu 1992 yılından bugüne kadar yaklaşık 27 bin futbol sahası büyüklüğü alanda 22,3 milyon fidanı toprakla buluşturdu. Bunun 22 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alanda 700 milyon meşe palamudu var. 312 kırsal kalkınma, koruma ve ağaçlandırma projesi gerçekleştirdi. doğa eğitimlerinde 5 milyon öğrenciye ulaşıldı doğayı korumak için 283 dava açıldı 166’sı kazanıldı. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç “Halkımızın desteği ile daha çok çalışarak, TEMA Vakfı’nın kuruluşunun 30 yılında güzel vatanımızın 7 bölgesine 7 Orman oluşturacağız” diyor.
OKUR MEKTUBU..Foçalı kadınların örnek davranışı
Konya ve Ankara Mamak’ta sokak hayvanlarının katledilmesi üzerine Türkiye ayağa kalktı. Konya Belediyesi hayvan barınağına kameralar taktı, Orman Bakanlığı sokak hayvanlarıyla ilgili çalıştay düzenleyecek. Foçalı Kadınlar ekteki fotoğrafı gönderip şu notu düşmüşleri; “Ahmet Aydın Bey sizin köşenizi yakından takip ediyoruz hayvanların korunmasına çok yer veriyorsunuz, çok teşekkür ederiz. evlerimizde yaptığımız börek, poğaça, tatlı kurabiyeler, muhallebileri hafta sonu Foça meydanında satarak elde ettiğimiz geliri sokak hayvanlarının bakımı ve mamasına kullanacağız. Bu konuyu değerlendirmenizi rica ederiz”. Tüm canlılar bizim yaşamımız için önemli, bu örnek davranış tebrik ediyorum, örnek olsun.
HAFTANIN SÖZÜ “Doğa bizi hiçbir zaman aldatmaz, bizi aldatan daima kendimiziz” J.J.Rousseau