Hayvan hakları uzun yıllardır ülkemizin gündeminde olan bir konu. Farkındalığın da artmasıyla artık toplumumuzun geniş kesimi tarafından destek gören bir mücadele halini aldı.
2004 öncesinde, hayvanların yasalar önünde haklara sahip olmaları için başlatılan bu mücadelenin sesi bugünkü kadar yüksek değildi. Ama bugün gelinen noktada sesimiz gür çıkıyor.
STK’ların, medyanın, ünlü isimlerin ve bazı milletvekillerinin de çabası ile hayvanların mal değil can olduğu; hayvanlara karşı işlenen her türlü suçun da cezasız kalmaması gerektiği gerçeği artık herkesçe biliniyor.
***
2004 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu yürürlüğe girdi. Tüm eksikliklerine rağmen böyle bir kanunun varlığı bile büyük bir adımdı.
Ama tabii ki kanun boşluklarla, eksiklerle, yanlış bir bakış açısıyla yapılmış; her şeyden önce hayvanlar “mal” olarak değerlendirilmişti. Hayvanları Koruma Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte bu kanunu değiştirmek, düzeltmek, iyileştirmek için yepyeni bir mücadele başlatıldı.
***
17 yıl sonra, 9 Temmuz 2021’de Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik öngören teklif kabul edildi. Umut verici adımlar atıldı mı? Evet atıldı. Yeterli mi? Kesinlikle hayır.
Hayvanseverler doğal olarak kırgın, doğal olarak isyanda.
Dile kolay 17 yıllık bir bekleyişti bu. Ve maalesef yeni değişiklikler, yılların emeğinin karşılığı olmaktan çok uzaktı.
Ama bir önceki yazımda da söylediğim gibi kanunlar önünde hayvanların “mal” statüsünden çıkarılıp “can” olarak kabul edilmesi bir zaferdir. Hayvan hakları savunucularının zaferidir.
Şu bir gerçek ki; 17 yılda kamuoyundaki farkındalık büyük oranda artırıldı. Hayvan hakları, adı bile anılmayan bir konuyken günümüzde siyasetin ve medyanın gündem başlıklarından biri haline geldi. Bu bile bir kazançtır.
Biliyorum; henüz istenilen seviyenin yarısında bile değiliz…
Biliyorum; bunca emeğe rağmen hala daha hayvanları öldüren, işkence eden, tecavüz eden suçluların hapis cezası almasının hakim takdirine bırakıldığı bir anlayış var karşımızda…
Ama biliyorum ki, bizler pes etmeyeceğiz. 2004’ten 2021’e yavaş adımlarla ulaştık. Şimdi adımlarımızı hızlandırıp Hayvanları Koruma Kanunu’nu Hayvan Hakları Yasası’na dönüştürmek için yola çıkıyoruz.
***
Türkiye’de “hak” kavramı aslında hep bir mücadele… İnsan hakları, işçi hakları, kadın hakları, çocuk hakları, LGBT hakları, işsiz hakları, emekli hakları, hayvan hakları… Böyle uzayıp giden bir liste var.
Zaman zaman hepimiz umutsuzluğa kapılıyor, “Yeter artık” diyor, inancımızı kaybetme noktasına gelebiliyoruz. Ama şunu unutmamak lazım; mücadele varsa umut da var.
O halde, daha iyisi için hak mücadelesi vermeye devam!
***
Sosyal Medyadan İnciler: Flamingolar neden ölüyor?
Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü son günlerde flamingo ölümleri ile anılıyor. Tuz Gölü’nün Konya Gölyazı bölgesinde binlerce flamingonun ölmesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Yetkililer, flamingo ölümlerinin temel nedenini küresel ısınma ve kuraklığa bağlıyor. Ancak konuyla ilgili haberlere göre kuluçkalarından çıkan yüzlerce yavru, çiftçilerin göle giden su kanallarına bent çekip su akışını kesmesi sonucunda öldü.
Olay sosyal medyada da tepki ile karşılandı. Doğa Derneği şu açıklamayı paylaştı: “Tuz Gölü’nde bu yıl yumurtadan çıkan binlerce flamingo yavrusunun tamamı açlıktan öldü. İç Anadolu'da kalan son flamingo kolonisinin yavrularının yok olma sebebi kuraklık ya da iklim krizi değil, pek çok canlının yaşam alanı olan sulak alanların yanlış tarım politikalarımız sonucunda kurutulması. İklim kriziyle karşı karşıya olduğumuz bu dönemde, Konya kapalı havzası gibi bölgelerde, ısrarla sulu tarım yapılmaya devam edilmesi ve yeni tarım politikaları üretilmemesi kabul edilemez. Türkiye'nin yanlış tarım politikaları ivedilikle doğanın hakkını gözetecek şekilde değişmelidir.”
WWF Türkiye ise “Korumadık, kaybettik!” başlığı ile şunları aktardı: “Binlerce flamingoya ev sahipliği yapan Tuz Gölü, yer altı sularının kontrolsüz yönetimi ve usulsüz su bentleri yapılması nedeniyle kurudu; flamingo yavruları topluca hayatını kaybetti. Uzun yıllardır akarsuların üzerine kurulan barajlar nedeniyle Tuz Gölü, yağmur suları ve Konya Havzası'ndan gelen drenaj kanalıyla beslenebiliyordu. Kanallardaki suların bilinçsiz ve orantısız kullanımıyla gölün dört kilometre kadar çekilmesi, yaşamak için hassas ve dengeli bir habitata ihtiyaç duyan flamingoların ölümüyle sonuçlandı.”
***
Kimi takip etsek?
Bu hafta sizler için önerim Instagram’da içimi ısıtan hesapların başında gelen KocaKafa. 30 bin kişinin takip ettiği hesap engelli hayvanlar adına farkındalık yaratmayı hedefliyor. Hesaba adını veren Koca Kafa arka ayakları tutmayan ama dünyalar yakışıklısı bir kedi. Engelli canlara karşı bakış açınızı değiştirecek bu hesabı takibe alın derim.