Sevgili okurlarım, bugünkü köşe yazımın konuğu, sayın Prof. Dr. Halil Çivi. Halil Çivi, entelektüel bir bilim adamı, şair ve yazar. Çok sayıda makaleleri ve eserleri vardır. Konumuz, Nazım Hikmet'i daha yakından tanımak.

Sayın hocam, kim bu Nazım Hikmet? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Prof. Dr. Halil Çivi: Haziran 2024. Büyük şairimiz Nazım Hikmet Ran, tam 61 yıl önce  bugün,  kendi vatan toprağından çok uzaklarda, Moskova'da yaşama gözlerini yummuştu. Mezarı hala Moskova'dadır.

Şimdilerde, solcu, sağcı, dindar ya da milliyetçi kimi politikacılar söyleşilerinde, ünlü şairimiz Nazım Hikmet'in şiirlerinden ve "Kuvayı Milliye Destanı" adlı başyapıtından bolca alıntılar yaparak siyasi söylemlerde bulunmayı çok seviyorlar. Hiç kuşkusuz bu durum çok sevindirici... Ancak bir zamanlar,  başta Sabahattin Ali, diğer bir çok yurtsever solcu yazar,  Nazım Hikmet adını anmanın, O'ndan şiir okumanın ya da çantasında, evinde Nazım Hikmet'le ilgili yapıtlar bulundurmanın komünist ve Sovyet yanlısı olmakla suçlanarak işkencelerden geçmek, hapsi boylamak ve hatta ölmek anlamına geldiğini hiç unutmamak gerekir.

Bu ve benzeri suçlamaların en büyük ıstırabını da,12 Mart 1971 Askeri Muhtırası ve 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra hak, hukuk, adalet, bağımsızlık, demokrasi isteyen çoğu ilerici gençler çekmiştir. Nereden  nereye?..

Peki kim bu Nazım Hikmet? Değeri ve önemi nereden geliyor?

Çok kısa ve öz yaşamı şöyle:

15 Ocak 1902 yılında Selanik'te doğmuş, 3 Haziran 1963 yılında Moskova'da vefat etmiştir. Önemli bir Osmanlı ailesinin evladıdır. Babası Hikmet Bey, annesi Celile Hanım'dır. Anne tarafından Leh (Polonya) asıllı olduğu söylenir.

Nazım Hikmet öğrenimine İstanbul Nişantaşı Numune Mektebi’nde başlamış, Galatasaray İdadisi’nden (Galatasaray Lisesi) mezun olmuş ve İstanbul Heybeliada Bahriye Mektebi’ne (Deniz Harp Okulu'na) yazılmıştır. Fakat sağlık sorunları nedeniyle askeri öğrenimini bitirememiştir.

Nazım Hikmet'in edebiyat ve siyasetle iç içe geçen acı, üzüntü ve hapishane yıllarıyla dolu çok sıkıntılı bir yaşam öyküsü vardır. Bu nedenle 1951 yılında ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış, Rusya'ya gitmiş, daha sonra Moskova'da üniversite okumuştur. 

2. Sorum şu: Sayın hocam, Nazım Hikmet'in eserleri ve yapıtları nelerdir?                 

Halil Çivi: Nazım'ın bazı önemli  fikirleri ve yapıtları şunlar:

Nazım Hikmet, evrensel,  insancıl (hümanist), toplumcu (sosyalist) ve ortaklaşacı (komünist) fikirleri ile tanınır. Bu nedenle de Amerikancı ve NATO'cu siyasi sağ iktidarlarca çok tehlikeli olarak tanıtılmış ve kovuşturulmuştur. Doğal olarak başta şiirleri olmak üzere tüm yapıtları da öyle...

Başlıca yapıtlarına gelince:

*Kuvayı Milliye Destanı, tam 835 Satır,

*Memleketimden İnsan Manzaraları,

*Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (roman),

*Ferhat ile Şirin (tiyatro),

*Kafatası (tiyatro) 

3. Sorum şu: Sayın hocam, Nazım Hikmet karşıtlığı hakkında ne söylemek istersiniz? 

Halil Çivi: Nazım Hikmet'in evrensel bir sanatçı olduğuna doğrudan tanık oldum.

Nazım Hikmet'in, sadece Türk yazınında (edebiyatında) değil, çağdaş dünya yazınında da  önemli bir yeri vardır. Ben de bu çağdaşlığın, istem dışı olarak, doğrudan tanığı olmuştum. Şöyle ki:

1970'li yıların son çeyreğinde Fransa'da, Nantes Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde doktora öğrencisiydim. 1970' li yıllar Ermeni Terör Örgütü ASALA'nın Türklerin, 24 Nisan 1915 yılında Ermenilere soykırım (genoside) yaptıkları bahanesiyle, başta Fransa olmak üzere, çeşitli Avrupa ülkelerinde sanırım 42 diplomatımıza suikast düzenleyip şehit ettikleri yıllardı.

Bu nedenle, Fransız polis örgütü de Türk kimliğimi her yerde açıklamamam için beni uyarmış ve şahsımı korumaya almışlardı.

Bir gün yanıma, Nantes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Dünya Edebiyatçıları Doktora Programından Türk olduğumu araştırarak öğrenen bir öğrenci geldi. Hocası kendisine Çağdaş Dünya Edebiyatçılarına örnek  kişi olarak Nazım Hikmet'i tez konusu olarak vermiş... Nazım Hikmet'in şiirlerinin Türkçeden Fransızcaya çevirisi gerekiyormuş. İşin ilginç yanı bu öğrenci Ermeni asıllıydı...

Zaman zaman uygarca tartıştık, konuştuk. Aramızda çatışmaya varan bir sorun olmadı. Ancak kafasındaki bilgiler hep tek yanlıydı, zamanla biraz törpülendi. Ben de kendisine çevirilerde yardımcı oldum. İlk çeviriyi "Sevdalı Bulut" isimli şiirle yapmaya başladık...

Kıssadan hisse şudur:

Kimileri sevse de sevmese de, hatta kimi cahil toplum kesimlerindeki Nazım Hikmet karşıtlığı ve hatta düşmanlığı devam etse de; O, Kuvayı Milliye Destanı ile, bizim toplumsal duygularımızı ve yurt sevgimizi en iyi anlatan ulusal  bir şairimiz olmanın yanında, evrensel düzlemde de büyük itibar gören ve saygı duyulan çağdaş ve evrensel bir sanatçımızdır. Yukarıda da anlatıldığı gibi, bu satırların yazarı doğrudan bu olguya tanıktır. Ayrıca eserleri onlarca yabancı dile çevrilmiştir.

Nazım Hikmet kendisini yakarak toplumu aydınlatmak istemiştir. Etkileri devam ediyor ve edecek... Nazım Hikmet memleket, memleket Nazım Hikmet...

Hep ışıklar içinde kalsın. O çağdaş bir dünya insanıydı.