Fehmi Koru’nun yıllar önce Londra’nın ünlü Oxford caddesinde çektiği, Hulusi Akar ve Abdullah Gül’ün samimiyetlerinin çok eskilere, Exeter yıllarına dayandığını gösteren fotoğraf çok tartışılacak gibi…

En önemlisi, darbe girişiminin ‘ne kadar gerçek’ olduğunu sorgulayanların sayısında önemli bir artış olabilir.

Hulusi Akar ve Hakan Fidan’ın Meclis Komisyonu’na ifade vermelerini, kimlerin, neden önlediği de tartışılacaktır.

Bakarsınız çok merak ettiğim, darbe girişimi sırasında Hulusi Akar'ın boynundaki morluğun nasıl oluştuğu bile ortaya çıkar… Şu ana kadarki mahkeme tutanaklarında buna ilişkin aydınlatıcı bir bilgi yok, çünkü.

12 Mart 2017 tarihli ‘Büyük oyun ve sorular’ başlıklı yazımdaki sorular önem kazandı:

“1- Hep Cuma günleri yapılan ve 15 Temmuz Cuma günü yapılması planlanan Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki ihtisas kursu diploma töreni, neden 14 Temmuz’a alındı?

2- Teamüller gereği Genelkurmay İkinci Başkanı’nın katıldığı törene, neden Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar geldi?

3- Aynı törene MİT Müsteşarı Hakan Fidan neden katıldı?

4- 18:00’de biten tören ve kokteylin ardından, Akar ve Fidan havuzlu bahçede 6 saat baş başa ne konuştular?

Asıl can alıcı üç soru:

1-CIA, FETÖ’ye ‘Tut’ derken, (Buraya ‘Pentagon’ sözcüğünü eklemek daha doğru olabilir, ÜZO) Erdoğan’a ‘Kaç’ demiş olabilir mi?

2-Akar ve Fidan, zamanında Erdoğan’a haber vermemiş olsalar, o koltuklarda oturmaya devam edebilirler miydi?

3-Darbe girişiminin amacı, Anayasa değişikliğine zemin hazırlamak ve Erdoğan’ı ‘MİT TIR’ları, Zarrab, darbe girişimi’ gibi konularla köşeye sıkıştırıp, istedikleri tavizleri koparmak olabilir mi?”

YENİ SORULAR

Özellikle fotoğrafın servis edilmesinin zamanlaması konusunda yeni sorular da takılıyor aklıma:

1-Bu fotoğraf referandumdan önce ortaya çıksa, ‘Hayır’ oylarını arttırır mıydı?

2-Fotoğrafın ortaya çıkışının ve zamanlamanın FETÖ ile ilişkisi var mı?

3-AKP milletvekili emekli general Şirin Ünal, darbe günü 16.00'da Karargah’ta Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la ne konuşmuş olabilir?

4-Akar'ın yaveri Levent Türkkan, darbeden üç gün sonra, tutuklu iken, Şirin Ünal ile nasıl telefon görüşmesi yapabildi? Ne konuştular?

5-Kılıçdaroğlu neden tüm bu soruları yeterince dile getirmiyor?

6-OHAL’in sürmesinin gerekçeleri neler?