''Vatan bugün düşmandan ve düşman istilasından kurtulmuştur. Fakat arkadaşlar unutulmamalıdır ki; O'nun karşısında yıkılan bir saray ve o sarayın etrafında milletin kanını emen bir zümre vardır. O saray ve zümre, kendi çıkarları karşısında vatan düşünmezler. Onlar hayatın her şey olduğunu ve hayatları konu olduğu zamanlarda vatanın, kutsallığın, mabetlerin ve dinin konu olmayacağını acı gerçeklerle, acı ihanetlerle göstermişlerdir. Yarın arkadaşlar, sırf kendi çıkarlarını kurtarmak için yine vatanlarını unutacaklardır. Memleket endişelerini yine kalplerinden sileceklerdir. Bunun karşısında arkadaşlar! Dün düşmanı denize döken orduyu meydana getiren bu milletin önlem alması ve o milletin evlatlarının da bundan sonra hiçbir şahsın, hiçbir hükümdarın esiri olmayacağını bütün açıklığıyla ve kesinlikle ifade etmesi zamanı gelmiştir...''
Tarih 29 Ekim 1923... Cumhuriyet’in ilanına saatler var. Bir gün önce Anayasa değişikliğine ilişkin yapılan çalışma TBMM Kanuni Esasi Encümeni tarafından son şekli verilerek ertesi sabah Meclis Genel Kuruluna sunulmuştur. Saruhan Milletvekili Vasıf (Çınar) Bey kürsüde Cumhuriyet’in ilan gerekçesini bu cümlelerle açıklamaktadır.
Aslında Gazi Mustafa Kemal uzun zamandır kafasında oluşturduğu Cumhuriyet fikrini bir gün önce Çankaya Köşkü’nde açıklamıştır;
Paşa kendisini Meclis'e ziyarete gelen Halit Paşa'yla Kemalettin Sami Paşa'yı Çankaya'ya davet eder. Onlara İsmet ve Kazım Paşa'yla Rize Mebusu Fuat Bulca ve Afyon Mebusu yazar Ruşen Eşref de katılır. Kısa bir Bakanlar Kurulu tartışmasından sonra Mustafa Kemal karşısındakilerin şaşkın bakışları altında açıklamayı yapar;
''Karar günü geldi arkadaşlar! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!''
Mustafa Kemal'in hayali artık ete-kemiğe bürünmüştür. Genel Kurulda Yenigün gazetesi sahibi, Kanuni Esası Encümeni Başkanı Yunus Nadi, Anayasa ile ilgili görüşlerini açıkladıktan sonra konuşmasını şu sözlerle tamamlar;
''Biz egemenliği kısıtsız, koşulsuz ulusa veren bir hükümet biçimini benimsemişizdir. Bu yönetim biçiminin adı cumhuriyettir. ''
Genel Kurulda coşkuyla karşılanan bu konuşmadan sonra Vasıf (Çınar) Bey o tarihi konuşmayı yapar;
''Türk Milleti bundan sonra başında hiçbir şahsın hakimiyetini kabul etmez. Türk milleti bundan sonra hiçbir ferdin esiri olamaz. Bundan böyle doğrudan doğruya kendisi hakim, kendisi efendidir. Geleceğine kendisi el koymuştur...
Yüce Meclis milletin ruhundan doğan bu arzuyu bütün açıklığıyla ilan etmelidir. Yüce Meclis bu kararı vererek ilan ettiğinde Türk tarihinde çok mukaddes bir fasıl açılmış olacaktır. Bu fasıl karşısında Türk milletinin kanını emerek, Türk milletini daima köle gibi görerek onların arkasında kişisel çıkarlarını gütmek isteyen ve onların peşinde koşan ne kadar hain varsa hep beraber yıkılacaktır.''
Meclis o gün tarihi toplantısına böyle başlamıştı. Saatler 20.30'u gösterdiğinde ise bütün eller havaya kalkarak yasa onaylanıyor, Meclis duvarlarından gök gürültüsünü andıran sesler yankılanıyordu;
''Yaşasın cumhuriyet''
100 yıldır bütün saldırılara karşın yaşıyor Cumhuriyet. Bütün unutturma çabalarına, törenlerden kaçma çabalarına, Ata'nın adını anmaktan kaçınmalarına karşın dimdik ayakta...
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 100. yıl dolayısıyla bir video hazırlamış. Bir bölümü ''100 yılda yapılanı 20 yıla sığdırdık’’ başlığı taşıyor. 20 yıla neleri sığdırdıklarını okurlarımın takdirlerine bırakıyorum...