Putin, Rusya seçim tarihinin en yüksek oy oranı olan yüzde 76'ya ulaşarak yeniden devlet başkanı seçildi.
En yakın rakibinin aldığı oy oranı ise yüzde 11.8.
Rus halkı, uzunca bir süre içeride sorunsuz bir ülke yönetecek Putin'in politikalarına onay verdi.
Putin ilk açıklamasında, “Yeni devlet başkanlığı dönemimde işler eskisi gibi devam etmeyecek. Yeni bir atılım yapmamız gerekiyor” dedi.
Bu da Rusya'nın Amerikan karşıtlığının yanı sıra AB karşıtlığını sürdürecek dönemin devam edeceği anlamına geliyor.
***
Durum dünya için ne kadar önemli ise Türkiye için de o kadar önemli.
Çünkü Rusya, şu anda Suriye'de yürüttüğümüz her şeyin partneri.
Öyle görünüyor ki, bundan sonra bu ortaklık sürmek zorunda.
Karşı karşıya geleceğimiz güne kadar.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin cihatçı ÖSO'cular ile birlikte yürüttüğü harekatın geldiği nokta hepimizi şaşırttı açıkçası.
Herkes Afrin'de direniş beklerken, elimizi kolumuzu sallayarak, neredeyse hiçbir direnişle karşılaşmadan girdik.
Şaşkınlık yaşayanların çoğu şimdi kim kiminle anlaştı acaba sorusunu soruyor.
Yerinde ve mantıklı bir soru.
***
Afrin'e bakarak Suriye'yi anlamak güç.
Afrin ile birlikte birlikte değerlendirilecek iki yer daha var.
Bunların biri Doğu Guta bölgesi, diğeri ise İdlib.
Bu üç bölgede yaşananları birlikte değerlendirmeli, sonuçlarına bu açıdan bakmalıyız.
***
Doğu Guta'da, Cayş El-İslam, ÖSO çatısı altında faaliyet gösteren Faylak El-Rahman (Rahman Tugayı) Cephet-u Fetih El-Şam (Şam’ın Fethi Cephesi) isimli El-Nusra bulunuyor. Bir de IŞİD. Hepsinin amacı şeriat rejimi kurmak.
Biraz geriye gidersek, Halep'te de benzeri örgütler vardı ve Suriye rejimi Rusya ile birlikte kuşattı. Önemli zayiat verdikten sonra, bütün cihatçılar otobüslerle şehri terketti.
Nereye gittiler?
İdlib'e...
Yani bu demektir ki şu an İdlib'de önemli miktarda şeriatçı militan var.
Doğu Guta için de aynı şey geçerli.
Suriye rejimi ve Rusya bu bölgeyi çok önemsiyor. O yüzden de sürekli operasyon düzenliyor. ABD ve İsrail başta olmak üzere gürültü koparanların derdi bu bölgeyi terk etmemek. Ancak son haliyle sivillerin de şehirden çıkarılmasıyla Doğu Guta'da savaş hızlanacak.
Bence sonuçta Doğu Guta'daki şeriatçı militanların da İdlib'e gitmesine izin verilecek.
***
İşte Suriye Savaşı'nın en önemli kırılma anı, rejim ve Rusya'nın şeriatçı militanların büyük bölümünün İdlib'e varmasıyla ortaya çıkacak.
Çünkü İdlib'deki şeriatçı militanların arasında çok sayıda Çeçen de var. Ve Rusya bunların yeniden ülkelerine dönmelerini istemiyor.
Bunun için de İdlib'e sıkıştırdıkları Çeçenler de olmak üzere tüm şeriatçı militanları İdlib'de imha etmeyi düşünüyor.
***
Bizim için senaryonun en tehlikeli yeri burası.
Eğer Suriye ordusu Ruslarla birlikte İdlib'e operasyon yapmaya karar verirse, Türkiye Rusya ile karşı karşıya kalabilir.
Böyle bir durumda Türkiye ya ÖSO'yu yalnız bırakacak, ya Türkiye üzerinden başka ülkelere gitmelerine izin verecek ya da Rusya ile karşı karşıya gelmeyi göze alacaktır.
Bu üç seçenek içinde en zararsızı ÖSO'yu yalnız bırakmak olarak görülse de, Türkiye'nin Afrin'e birlikte harekat yaptığı ÖSO'nun bunu kabul etmesi mümkün değil. Ya kalıp kendi başına direnecek ya da Türkiye'ye yeni bir cephe açacaktır.
Öte yandan, Obama döneminde ÖSO'ya her türlü desteği veren ABD'de Trump'un başkan olması ve etrafının şahinler tarafından kuşatılması; onların da ÖSO ve benzerlerine bakış açısı göze önüne alınırsa, ABD'nin Rusya ile Suriye konusunda belli bir uzlaşma sağladığı hatta anlaştığını söylemek kehanet olmaz.
***
Bu kadar denklemin içinde tek karlı çıkan hiç kuşkusuz Putin.
Tek bir Çeçen şeriatçı militanının bile ülkesine dönmesine izin vermeyeceğine göre, Esad ile birlikte Suriye'de istediğini yapacaktır.
Hem de ABD'ye ve İran'a rağmen.
Bizim payımıza ise savaşmak düşmez umalım.