Hiç böylesini yaşamamıştık.
Ülkenin dört bir yanından pis kokular geliyor.
Yerel seçimlere yaklaşık iki ay kaldı.
Her seçimde yeni yöntemler buluyorlar sonuçları değiştirmek için.
Nasıl güveneceksiniz seçim sandığına? Nasıl inanacaksınız çıkan sonuçlara?
Önceki seçimlerde kedilerin trafolara girmesine, sayım sırasında elektriklerin kesilmesine ölülere oy kullandırılmasına alışmıştık.
Şimdi yıkık evlere, dört katlı evlerin beşinci katlarına seçmen yazılmasına, ahırlara seçmen doldurulmasına vardırdılar işi.
100 yaşın üzerinde 6 bin seçmen kaydettirdikleri iddia ediliyor.
Taksi duraklarını ev olarak yazmışlar.
Bazı dairelerde 60 kişi oturuyor!
Son numaraları ise yapay seçmenlerin yer değiştirmesi.
Gerçi son seçimlerde de bir milyondan fazla seçmenin yer değiştirdiği belirtilmişti ama şimdi bunu daha sistematik hale getirdiler.
Ne yapıyorlar biliyor musunuz?
Birçok il ve yüzden fazla ilçede seçimlerin küçük farklarla sonuçlanacağını hesaplamışlar.
Bindirilmiş kıtaları bu il ve ilçelere kaydettirmeye çalışıyorlar.
Bazı ilçelerin seçmen sayısı ilçe nüfusundan daha fazla.
Bir gecede ilçenin nüfus tabelalarını değiştiriyorlar.
Yalnızca İstanbul'da 15 ilçede kazanan ile ikinci arasındaki farkın 8 bin kadar olacağı tahmin ediliyor.
Kazanamayacakları kesin olan ilçelerden, bu ilçelere seçmen aktararak buralardaki belediye başkanlıklarını hanelerine yazdırmaya çalışıyorlar.
Yılmaz Özdil yazdı; İzmir Foça'da Komando Okulu'nda üç aylık eğitim gören 4 bin civarındaki Uzman Erbaş seçmen olarak görünüyor.
Bu kişiler Nisan ayında görev yerlerine gidecekler.
Son seçimlerde CHP'nin oyu ile AKP+MHP'nin oyu arasındaki fark 2 bin 500.
Ne olacak şimdi?
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven açıklama yapmış; ''Mükerrer seçmen de, sahte seçmen de, hayali seçmen de yok'' demiş.
Ne kadar inandırıcı.
Yapılan itirazların büyük bölümü işleme bile konmamış.
Üstelik Yüksek Seçim Kurulu'nun mühürsüz oylarla ilgili kararı hala hatırlarda iken...
Bütün bunlara karşı muhalefet partileri ne yapıyor?
Mücadele ediyor mu?
Sessiz sessiz seyrediyor mu henüz anlamak mümkün değil.
Baksanıza İzmir'de bile hala adayları belli değil.
Cumhur Adayı Zeybekci propagandada sınır tanımıyor.
İzmir'i şarapçılığın merkezi yapacağını söylemiş.
Daha önce belediye başkanlığı yaptığı Denizli'de üzüm bağlarının ve şarapçılığın durumu ortada.
Şarap içenleri de şehir dışına Tabakhane'ye sürmüştü.
Şarapçılığın merkezi yapacağı İzmir'de şarap içenleri sürecek bir çöplük bulması da zor olmaz...