"beni burada arama anne
kapıda adımı sorma
saçlarına yıldız düşmüş
koparma anne
ağlama" diye başlar ünlü
"Şafak Türküsü"...
Beynimize, yüreğimize kazınmıştır adeta.
Milyonlara ulaşmıştır.
"1984 Akademi Kitapevi Şiir Birincilik Ödülü''nü kazanmıştır.
İlk baskısı sansürlüdür kitabın.
Edebiyat dünyamızda bomba etkisi yaratmış, satış rekorları kırmıştır
"Şafak Türküsü"...
**
12 Eylül'de idamla yargılanan, 32 gün açlık grevi yapan şair Nevzat Çelik yazmıştır 280 dizeli bu şiiri.
Metris'te başlamış, Sağmalcılar'da bitirmiştir.
7 yıl sürmüştür hapisliği de ozanın...
1986'da Ahmet Kaya da besteleyip adeta marş haline getirmiştir
"Şafak Türküsü"nü...
**
Nevzat Çelik, şiiri neden yazdığını bakın nasıl anlatıyor?;
"Bir yanda yangın vardı, bir çağ yangın.
Herkese şu ya da bu oranda bir pay düşüyordu bu yangından.
Kıyısında, köşesinde yananlar vardı, bir de tam ortasında tam yananlar!
Ben yangının tam ortasında, hem de hiç yakınmadan yananları,
etiyle, kanıyla, özlemleri, kavgaları ve umutları duyurmak istedim..."
**
Can Baba(Yücel) onun için,
"Gepegergin bir tamburateli Nevzat Çelik 'in yüreği.
Aşkla, ölümle, korkuyla, umutla ve uslu olmayan usuylan..."
Çelik'in imza kuyruklarını rahmetli Cumhuriyet Yazarı Mustafa Ekmekçi de dinazor kuyruğuna benzetirdi...
**
Nevzat Çelik,
Foça'daydı.
Dostlarım Müzisyen Besteci Haluk Çetin ve Mehmet Gümüş, bizi buluşturdu.
Şairimiz müzikli şiir dinletisinin konuğuydu.
Program öncesi edebiyat ve ülke gündemi üzerine lezzetli bir sohbete ortak olduk.
"Müebbet Türküsü" kitabını da imzalattım.
(Şafak Türküsü maalesef tükenmişti)
Şiirin girişini de Gramofon 'un levhasına el yazısıyla yazıp imzalanmasının da tanığıydım.
**
Sonra şiir yolculuğunun belgeseli gösterildi.
Ardından da Nevzat Çelik, Haluk Çetin'in gitarı eşliğinde peşpeşe şiirlerini okudu.
Elbette final, "Şafak Türküsü"ydü...
**
Ne demiş bilge?;
"Şairler ölmez, istersen şiire sor..."