Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarışına son noktayı Sinan Oğan koydu. Aldığı yüzde 5’in üzerindeki oyla her iki adayın da ilk turda salt çoğunluğu aşmasını engelledi. Peki Sinan Oğan kim ve bu gerçeklik nasıl oluştu.

Bizim yaşadığımız coğrafyada yani İzmir’de hayat döngüsü, insanların yaşama bakışı, Türkiye için düşündükleri  sanıyorum ülkenin diğer bölgelerine pek uymuyor. 
İzmirli örneğin ülkeye gelen göçmenlerle ilgili olumsuz düşünse de “Bunları memleketlerine geri kovalım” demek yerine, “Bunların ülkelerine göç etmesini teşvik edelim” cümlesini kurmayı yeğler. 

Depremde büyük acılar yaşayan Kahramanmaraş’a yardıma koşar İzmirli. Bunu yaparken, Maraş seçmeninin  “Asla Alevi bir adaya ol vermem” demesini umursamaz. Çünkü deprem sonrası yardım çok önemlidir ve insanidir. Dolayısıyla bir İzmirliler, (İzmir seçmeni – Nereden İzmir’e göç ederse etsin) naiftir, öfkeden uzak insanı değerleriyle yaşar.

İzmir seçmeni Kürt komşusuna öfke beslemez. Eğer ortalamalarda anlaşıyorsa bir ömür süreyle Kürt komşusuyla barış içinde yaşar.  Alevi komşusunun evinin kapı sına asla çarpı işareti atmaz.  Oruç tutan Müslüman komşusuna da derin bir saygı gösterir. Kendisinin oruç tutmamasına da başkasının saygı göstermesini bekler. 
İzmirli bir Suriyeli göçmene Ümit Özdağ gibi asla “Kimliğini çıkar bakalım” demez. Bu nedenle de Sinan Oğan’ın aldığı bu kadar oyun nedenini çok anlayamaz. 

İki önemli sonuç

Yazı arşivimde çok değil daha birkaç gün önce sol-sosyalist partilerin “ÖDP Romantizmi içinde olduklarını” yazmıştım.  “Bir oy Kılıçdaroğlu’na bir Oy TİP’e” çağrısı yapanların seçimde adeta çarpıldıklarını gördük. İttifak yapmadan TBMM’ye girme hayalleri duvara tosladı. Bir de aldıkları oylarla başka partilerin 10 milletvekili civarındaki potansiyeline darbe vurdular. 

Bir başka önemli sonuç ise CHP içerisinde bulunan ve oylarının çok üzerinde TBMM’ye temsilci yollayan DEVA, Gelecek ve DP ve Saadet Partileri’nin durumu. Bence sessiz sedasız partilerini kapatıp gitmeleri en doğrusu. 

Son olarak İYİ Parti’nin gelecek vizyonu nasıl olur çok merak ediyorum. Düşündüklerinin çok altında bir sonuçla kapattılar dükkanı. Eğer ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilirse bu ittifak belki yeniden hayal kurabilir. Yoksa, özellikle de AKP’den kopan partilerin yok hükmünde görünümleri çok aleni. 
Dün gece tüm arkadaşlarımla yoğun bir mesai yaptık. Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlandıramadan gazetemizi baskıya yolladık. Önümüzdeki 15 günlük sürenin ne getireceğini birlikte tanık olacağız.  Bu arada sosyal medyada çok öfkeli bazı seçmen grupları özellikle depremde yok olan illerden çıkan sonuçlara isyan ettiklerine tanık oluyorum. 

Şunu belirtmeliyim ki, seçime öfkelenmek sizi geçici olarak rahatlatabilir ama haklı olduğunuzu ortaya koymaz. Seçmen ikna edilmediği sürece haklı olamazsınız.