Şair, Hikayeci, Güzel Yürekli İnsan, Sevgili Timuçin Özyürekli’yi erken bir yaşta yitireli beş sene olmuş. Bu yazı dizisi, özelinde İzmir’in sonsuzluktaki Edebiyat insanlarını hatırlama, onların eserlerini hatırlatma çabasının bir parçası. İzmir’in her yeni dönemde yeni tohumlar atılan Edebiyat Bahçesi’nin değerini gündemde tutmaya, farkındalık yaratmaya yönelik bir yazı serüveni... İzmir’de unutulmasını istemediğimiz edebiyat insanlarından biri de Sevgili Şairimiz, Yazar, Hikayeci Timuçin Özyürekli’dir. Timuçin Özyürekli iyi bir şair olmanın ötesinde, hakikatli insan yüreği, sevgi dolu gönlüyle, şiiri ile yaşamını kucaklaştıran biriydi.

Edebiyata emek vermiş, yaşadığı toplumun dertlerini dert edinmiş güzel yürekli, temiz, kıymetli edebiyat insanlarının unutulması ihtimali bile benim ruhumu her zaman yaralamıştır.

Elbette ‘unutulmamak’ yeryüzünde anlamlı bir yaşam sürdürmüş her insanın hakkıdır. Ama bu yazı dizisi, özelinde sonsuzluktaki İzmirli Edebiyat insanlarını hatırlama, onların eserlerini hatırlatma çabasının bir parçası. İzmir’in asırlara dayalı, her yeni dönemde yeni tohumlar atılan Edebiyat Bahçesi’nin değerini gündemde tutmaya yönelik bir yazı serüveni...

İzmir’de unutulmasını istemediğim edebiyat insanlarından biri de Sevgili Şairimiz, Yazar, Hikayeci Timuçin Özyürekli’dir. Sevgili Timuçin Ağabeyi, sevdiği İzmir’de saygıyla, sevgiyle anıyorum. Aslında O’nunla çok yakın bir iletişimim olamadı. Ama mütevazı duruşu, sıcak insanlığı, zarif ve erdemli, saygın hayatı, hep uzaktan da olsa beni etkilemiştir. Her görüşmemizde dostça sıcak kucaklaşması, insanlara duyduğu sevgi, bir insan olarak, bir şiir emekçisi olarak onurlu duruşu, hafızamda iz bırakmıştır. Benim şiirim serüvenimle ilgili, Cumhuriyet Kitap’ta kaleme aldığı ustalıklı, objektif değerlendirme yazısı, Sevgili Timuçin Özyürekli’den bana kalan güzel bir armağandır, hatıratımda her zaman anlamlı bir dipnot olarak yerini koruyacaktır. Timuçin Özyürekli bir şair olmanın ötesinde, insan yüreği, sevgi dolu gönlüyle, şiiri ile yaşamını kucaklaştıran biriydi. Hem şiir yazdı, hem de kendi hayatının şiirini yazmayı bildi. Gerçek şairler, aynı zamanda şiir gibi yaşamlara sahip olan, yazdıklarıyla yaşadıkları birbirini tamamlayan insanlardır. O yaşamıyla da şairdi.

Kibirden uzak, nazik, sağduyulu, edebiyata gönül vermiş güzel bir adamdı…

Yaşamının son yıllarında ağır hastalıklarla boğuştu.

Hukukçu Şair Veysel Gültaş

VEYSEL GÜLTAŞ’IN VEFASI

İzmir’in yine vefalı edebiyatçılarından, güzel yürekli insan, Hukukçu, Şair, Değerli Ağabeyimiz Veysel Gültaş, Timuçin Özyürekli yaşarken, O’nun şiirlerinden bir seçki oluşturarak “UNUTMA” (2019) adlı kitabı yayımlamıştı. O’na gösterilen, çok anlamlı, çok zarif, çok dostça, Timuçin Özyürekli’ye yaşarken moral desteği vermeyi hedefleyen, yürekten kopan bir edebiyat çabasıydı bu… Ama bu moral yetmedi Timuçin Özyürekli’ye….

Özyürekli’yi Temmuz 2020’de erken sayılabilecek bir yaşta yitirdik.

Sevgili Timuçin Özyürekli Selanik kökenli bir ailenin çocuğu olarak 1950 yılında Manisa’nın Turgutlu ilçesinde dünyaya gelmişti. İlk, orta ve lise öğrenimini Manisa’da tamamlamış, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun olmuştu. Dergiciliği çok eski sayılırdı. Örneğin İzmir’de Devrimci Kültürde Çıkış adlı dergiyi 1975 yılında çıkarmıştı. Çok yönlü bir insandı. Cumhuriyet gazetesi Kitap eki için kitap tanıtım yazıları kaleme alırdı. Yine TRT İzmir Radyosu için şiir ve öykü programı olan “Düşler Bahçesi”ni hazırlamış, iki yıl boyunca bu programın sunuculuğunu yapmıştı.

Timuçin Özyürekli’nin eserleri sırası Yeditepe, Yansıma, Yarına Doğru, Doğrultu, Dönemeç, Yeni Sanat, Türkiye Yazıları, Yürüyüş, Sanat Emeği, Bilim ve Sanat, Sanat-Edebiyat/81, Gerçek Sanat, Varlık, Adam Sanat, Mecene, Kum gibi dergilerde yer almıştı.

Ayrıca kendisinin çıkardığı Devrimci Kültürde Çıkış ve Agora dergilerinde de yer bulmuştu.

Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği üyesi olan Timuçin Özyürekli, TAYAD (1989), Petrol-İş Sendikası Şiir (1991) ve İzmir Buca Belediyesi Ali Rıza Ertan (1997) şiir ödüllerinin sahibiydi. Timuçin Özyürekli’nin şiir çizgisi, kendine özgüydü.

Kendi şiir dilini yaratmayı başarmıştı. Şiirlerini hem kişisel hayatının gelişimini yansıtıyor, hem de hayatın tüm pencerelerine ışık tutuyordu.

Merhaba Yaşamak

MERHABA YAŞAMAK-TİMUÇİN ÖZYÜREKLİ KİTABI”

Timuçin Özyürekli şiir anlayışıyla toplumcu gerçekçi bir çizgide sayılabilecek bir şairdi.

İncelikli şiirlerinde slogancı bir üslup olmazdı, olmadı da…

Kendi şiirini şekillendirirken, sözcükler üzerinde çalışılmış bir derinlik yaratmıştı.

Timuçin Özyürekli, şiirleriyle birlikte çocuklar için Milli Mücadele’yi aktaran, onlarda tarih bilinci yaratmayı hedefleyen hikâyeler de kaleme aldı. Özyürekli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu sevgi ve hayranlığını bu hikâyelerde de yansıtırdı.

Timuçin Özyürekli yaşarken, çok sevilmiş bir insandı. Dostları O’na vefalarını, ölümünden sonra 2022 yılında yayımlanan “Merhaba Yaşamak-Timuçin Özyürekli Kitabı” ile gösterdiler.

Bu dünyada çok az sayıda şaire nasip olmuş bir duyarlılıktı bu güzel tablo. Yazar ve Şair dostlarının yazdıklarını Ahmet Özer, Özge Sönmez ve Hasan Hüseyin Yalvaç bu kitapta toplayıp Özyürekli’ye duydukları sevgiyi içtenlikle yansıtmışlardı.

Kitap Özyürekli yaşarken kaleme aldığı yazıları, kendisiyle yapılan söyleşileri, ardından yazılanları, şiir kitaplarından, düzyazılarından, kitaplarına girmeyen şiirlerinden ve fotoğraflardan oluşuyordu. Ön sözde ise Timuçin Özyürekli’nin yaşamıyla sanatının bütünleştiği, işçi sınıfının ideolojisini benimsediği, düzyazılarında bunu dile getirdiği u vurgulanırken, şiirleriyle ölümsüzleştiği belirtilmişti. Hasan Hüseyin Yalvaç, Atilla Er, E. Bülent Yardımcı, Alime Yalçın Mitap, Tacim Çiçek, Yılmaz Arslan, Hayri K. Yetik, Mustafa Yıldız, Talat Avcı, Ahmet Günbaş, Hidayet Karakuş, Necati Yıldırım, Asım Öztürk, Oğuz Tümbaş, Özgen Seçkin, Ferhat İşlek, Asım Gönen, Ahmet Zeki Muslu, Y. Bekir Yurdakul, İlhan Soytürk, Tahsin Şimşek, Mehmet Şakir Örs, İbrahim Oluklu, Ferda İzbudak Akıncı, Mehmet Yaşar Bilen, bu anlamlı örnek gösterilecek kitabın söz söyleyenleri arasındaydı.

H. Hüseyin Yalvaç’ın, “Biz insanlık denizine akan nehirler gibiydik…” cümlesi ise Timuçin Özyürekli’yi hatırlamanın, unutmamanın manifestosu gibiydi…

Bu güzel insanların hepsinin yüreğine, dostluklarına sağlık…

Özge Sönmez, Oğuz Tümbaş, Ahmet Özer, Özyürekliyi Anma Etkinliğinde (1)

DOSTLARININ BAZI PAYLAŞIMLARI

Gelin Sevgili Timuçin Özyürekli’yi yine bazı dostlarının O’nun ölümü sonrasında ardından yazdıkları kısa cümleleri alıntılayarak daha iyi tanıyalım.

İşte Timuçin Özyürekli'nin ardından sevenlerinin bazı paylaşımları:

Semih Çelenk:

seksenli yıllarda cılız talebe kitaplığımda hep göz göze geldiğim bir kitaptır...

"merhaba yaşamak" rengi mordur. dağıldı dağılacak bir cildi vardır. dayanışma yayınlarından. şairi timuçin özyürekli'dir... sonradan tanışıp merhabalaştığım, zarif gülümsemesini zayıf bünyesinde ciddiyetle taşıyan güzel bir ağabey... bugün yitirmişiz...

"ellerim mektepli çocuk elleriydi yumuşacık/ son ayrılığımızdı ya da koşarak kavuşmamız/ acıyla yaslanır bir birimize yorgun ağlardık/ şimdi kalbimde dayanılmaz ağulu bir kırıklık"

Asım Öztürk:

Yaşamımın neredeyse 50 yılını, İzmir'de sanat ve kültür ortamında birlikte geçirdiğim can arkadaşım, düşün yoldaşım Timuçin ÖZYÜREKLİ yitirmiş olmanın acısı içindeyim.

O’nun şiiri, onun yaşama bakışıyla, tüm toplumsal tükenmişliklere karşın dik duruşuyla, eğilmeden onurlu yürüşüyle, hep yanımızda olacaktır. Sevgiler, onurlu dostluklar ona.”

Ahmet Zeki Muslu:

Sevgili kardeşim Timuçin, biz kuşaktaşın şairler ve bir bardak çay içtiğin arkadaşların olarak seni çok sevdik. Umarım sen de bizi sevmişsindir.

Başka ne diyeyim? Enver Gökçe'nin dediğini söylemekten başka elimden başka bir şey gelmiyor. ‘Ölüm adın kalleş olsun!’
Işıklar içinde uyu kardeşim.”

Ahmet Günbaş:

Timuçin, nasıl ölürsün sen güzel dostum, engin dostum, biricik dostum? Nasıl?..

Daha birkaç gün önce "Merhaba" diyen sesin kulaklarımda çınlarken!..

Çok yıkıldım, çok!..”

Mustafa Özturanlı:

TİMUÇİN ÖZYÜREKLİ'yi yitirmişiz...
çok, çok ama çok üzgünüm...

"...kimse kimseye dokunmasın, sakın ha
parmak izi kalır
haykıran şairler usulca çekilirler
gizli koyaklarına
ah biz böyle toplantıları hiç yapmadık:
bu son akşam yemeği..."

ÖZYÜREKLİ’NİN BAŞLICA ESERLERİ (Şiir):

Şafağın Buğusu (1982), Merhaba Yaşamak (1983), Sonsuz (tüm şiirleri, 1996), Fırtına Kuşları (2002), Gözlerin Uçurum (2013),  Hayatın İçinden (2013)

Çocuk Kitapları: Mustafa Kemal’in Süvarileri (2002), Kurtuluş Kartalı (2002),  Kanatsız Melek (2004) Kirli Benek (2007), Menekşe’yi Kim Çaldı (2008)

Ruhu şad olsun, Sevgili TİMUÇİN ÖZYÜREKLİ’yi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlarken, O’nu kişisel coğrafyasını daha iyi tanıyabileceğiniz iki şiiriyle analım:

Kitap-5

SİS İÇİNDE: İZMİR

Bıyıkları salkımsaçak, gözleri delişmen bir çocuk,

Kaybolan gölgesini arıyor yitip giden İnciraltı’nda

 Ne zaman konuşsa toprak insanı köylüler, onun kalbinde

Yurtsever bir Mustafa Kemal, ısıtır soğuk gövdesini

Pembe-beyaz zakkumlar arasında Bahri Baba Parkı’nda

Hangi aşkları yaşadın? Acemi öpüşlerin gizli fotoğraf

Arandığın günlerde saklandın Asansör civarında bir evde

Teksir makinasıyla çoğaltılırdı bildiriler gecelerde

Bıçaklanıyordun nerdeyse hüzünlü Basmane Tren Garı’nda

Cesaret ve ataklık fışkırmasaydı kaldırımlara, duvarlar

Şafak vakti işçiler için afişleniyordu, gözkapaklarında

Taşradan getirdiğin uykusuzluk, marşlar-türküler alnında

Duvar ilanlarında başlarına ödül konmuş asi gençlerin

Hiç sorma, söyleyemem gizlenişini Kadifekale eteklerinde

Buca’nın dar sokaklarında sekerek oynayan öksüz çocuklar

Vapurlar yanaşırdı iskeleye, güvercinler Saat Kulesi’nde

Gençlik eriyen bir imbattı her zaman Karşıyaka’da

Bornova’da gezindin yıllarca ürkek tarlakuşu gibi

Ne yerin oldu ne de terinin sindiği bir barınağın

Kabrin ışıklar içinde olsun diye bekliyor ışıkkent

Çoktan herkesin terk ettiği bir rüyaya sarınmış,

Nereye gitsen, nereye baksan sis içinde: İzmir…

(Agora Dergisi, Mayıs-Haziran 2002)

MEVSİM SONBAHAR

yağmur dindi, rüzgâr esmiyor

mevsim sonbahar, aylardan eylül

sarı yüzün hüzünlü bir çağrı

koklasam: tenin nane kokmuyor

rüzgâr esmiyor, yağmur dindi

bu deniz bizim mavi denizimiz değil

telefonum çalmıyor, mektubun gelmiyor

günler akıp gidiyor, evler sessiz

yağmur dindi, rüzgâr esmiyor

"ayva sarı nar kırmızı sonbahar..."

hisarönü kahvesi: çiçek ve kilim

aramız uzak, bakışım dağları aşmıyor

rüzgâr esmiyor, yağmur dindi

fotoğrafın solgun, sis içinde kâlbim

bir şarkı mırıldansam sensiz olmuyor

dokunsam: anılar kırılıp dağılıyor

yağmur dindi, rüzgâr esmiyor

şimdi sadece korkunç sessizlik

duvarda boş bir çerçeve duruyor

istasyon'da bıraktım gölgemi.

ölüm kadar yakınsın bana

hayat kadar uzak, ah sonbahar...