Onlar yani sokaktaki evcil hayvanlar; özellikle de sahipsiz köpekler sizce nerede yaşamalı?  

•    Parklar çok uygun değil; çocuklar var, anneler endişeleniyor!
•    Mahallede olmasın, havlıyorlar!
•    Dükkanların bulunduğu bölgeler olmaz, müşteriler rahatsız olabilir!
•    Sitelerin açık alanları hiç olmaz, site sakinleri hoşlanmıyor!
•    Yol kenarlarında olmasınlar, araçlar için tehlikeli!
•    Yazın plajlara da gelmesinler, insanların keyfi kaçmasın!
Peki, bu hayvanlar ne yapsın? Nereye gitsinler?
Hani yaşam hakkı? Hani 5199 sayılı kanun?

*
Birileri istiyor ki, yaşam hakkı boş verilsin. Ne kadar hayvan varsa ya öldürülsün ya toplanıp barınaklara tıkılsın ya da insanların henüz işgal etmediği dağ başı kaldıysa oralara atılsın. Ve zannediyorlar ki, sokak hayvanlarını öldürmek, barınağa kapatmak veya dağlara ormanlara atmak çözüm olacak. Anlamıyorlar, bilmiyorlar, öğrenmek istemiyorlar!
Hayvanları topluca bir yerlere kapatmak veya öldürmek sokak hayvanı popülasyonunu azaltacak çözüm değildir. Ülkemizde bu tip vahşi, merhametsiz, korkunç yöntemler defalarca denendi. Olan, zavallı, günahsız hayvanlara oldu. Onlar canlarından olurken bizler ise insanlığımızdan utandığımızla kaldık!

*
Bu hafta aslında yazacağım konu başkaydı. Çeşme’de kuzenimi ziyarete gittiğimde denize serinlemek için girip sonra sakince bir köşede uyuyan, kimselere karışmayan, site sakinlerinin de artık iyice benimsediği bir Kangal kırmasının hikayesini yazacaktım. Dev gibi haşmetli bir hayvan ama görseniz öyle uysal, öyle sakin, öyle saygılı ki… Bu sıcaklarda bir parça serinlemek onun da hakkı. Baş seviyesine kadar denize girip içinde bir süre bekleyişini; sonra küçük bir gölgelik altında yatarak çevresini ilgiyle izleyişini bir görseniz…
Ama tabii ben bunu yazana kadar, aynı ilçede –bir kişi rahatsız olduğu için- plajlardaki köpeklerin toplatılıp barınağa alındığı haberi geldi. Çeşme Belediyesi hayvanların kısırlaştırma, aşılama ve sağlık kontrolleri için alındığını söyledi. Tabi başta HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder olmak üzere toplamaya tepkiler yükselince hayvanların bir kısmı yerlerine geri bırakıldı.
Bu ülkede hayvan hakkı ihlalleri o kadar çok ki, belediyelerin samimiyetine inanalım mı inanmayalım mı bilemiyoruz. Mesela tepkiler gelmeseydi, haber sosyal medyaya yansımasaydı, köpeklerin toplatılmasını sağlayan kişi sosyal medyada böbürlenerek zaferini diğer hayvan düşmanlarıyla paylaşmasaydı, acaba köpekler alındıkları yere 1-2 gün içinde geri bırakılacak mıydı? Bilemiyoruz. İnşallah söylediklerinde en baştan samimidirler. Ve umarız barınağa alınan diğer iki köpek de en kısa sürede özgürlüğüne geri kavuşur.

Sorunun çözümü için tek bir formül var

Sokak hayvanlarını toplatmak, öldürmek, atmak çare değil. STK’ların ve hayvan hakları koruyucularının da uzun yıllardır gündeme getirdiği gibi, sokak hayvanı popülasyonunu kontrol altına almanın ve bunu insanca yapmanın tek formülü var: Türkiye genelinde kurumların ortak çalışmasıyla ve tüm hayvanlar kısırlaştırılana kadar sürecek eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği yapılmalı. Ama uzun vadeli sonuçlar için kısırlaştırma seferberliğine ek olarak üretim ve satışa yasak getirilmeli, merdivenaltı üretim sıkı denetimle bitirilmeli, sokağa terkler önlenmeli, barınaktan sahiplenmeye teşvik/destek verilmeli.

***********

WhatsApp Image 2023-08-04 at 16.48.59

DÜNYADAN BİHABER

AB, hayvan deneylerini yasaklama adımlarını hızlandırdı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Avrupa Vatandaşları Girişimi'nin başvurusu üzerine gerçekleştirdiği yeni toplantıda hayvanlar üzerinde yapılan testlerin aşamalı olarak kaldırılmasını hızlandırmak için harekete geçti. Hayvan refahının Avrupa’da yaşayanlar için önemli bir gündem maddesi olduğunu kabul eden AB Komisyonu, AB'nin özellikle hayvan deneylerinin sonlandırılması noktasında öncü rolünü de vurguladı. Toplantı sonunda şu üç konuda hızlı adımlar atılacağı mesajı verildi:
Kozmetikte hayvan deneyi yasağının korunması ve güçlendirilmesi: Halihazırda gerekli güvenlik testlerini kapsamayan yasağın kapsamının genişletilmesi noktasında devam eden dava sonuçları değerlendirecek.
Kimyasallar mevzuatının dönüştürülmesi: Kimyasallar mevzuatı bağlamında hayvanlar üzerinde yapılan deneyleri azaltma ve potansiyel olarak ortadan kaldırma taahhüdünün bir parçası olarak, Komisyon ilgili tüm taraflarla birlikte hayvanlar üzerinde deney yapılmayan kimyasal güvenlik değerlendirmelerine yönelik bir yol haritası üzerinde çalışacak.
AB'de bilimin modernize edilmesi: Komisyon, araştırma, eğitim ve öğretimde hayvanların kullanımını aşamalı olarak ortadan kaldırma hedefine ulaşmak için bir yasa teklifinin gerekli olduğu görüşünü paylaşmamakla birlikte, alternatif yaklaşımların geliştirilmesini güçlü bir şekilde desteklemeye devam edecek.

******

WhatsApp Image 2023-08-04 at 16.48.59 (1)

BİZİM GEZEGEN

Bu hızla gidersek bir Dünya’ya daha ihtiyacımız olacak

Küresel Ayak İzi Ağı (GFN) tarafından gezegenin 1 yıllık doğal kaynağının insanlar tarafından kullanımı ölçülerek hesaplanan Dünya Limit Aşım Günü, bu yıl 2 Ağustos tarihinde gerçekleşti. Yani diğer bir deyişle, 2 Ağustos itibarıyla Dünya’nın bize sunabildiği yıllık kaynakları tükettik ve cepten yemeye başladık.
Dünya Limit Aşım Günü doğal kaynakların, ekolojik ayak izine bölünüp o yılki gün sayısına çarpılmasıyla belirleniyor. Dünyanın genel limit aşım gününün yanı sıra ülkeler bazında da tüketilen kaynaklara göre tek tek ayrıca hesaplanıyor.  GFN verilerine göre, gelişmiş ülkelerin limit aşım günü, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha erken bir tarihe denk geliyor.
İlk Dünya Limit Aşım günü 1971 yılında saptandı. O yıl 25 Aralık’ta Dünya’nın sunduğu yıllık kaynak aşılmıştı. Aradan geçen 52 yılda artık insanlar gezegenin bir yıllık kaynağını 8 ay içinde tüketir oldu.
Covid-19 salgını nedeniyle doğal kaynak kullanımında azalma tespit edilen 2020 yılı hariç, küresel limit aşım günü her yıl bir öncekinden daha erken bir tarihte yaşandı.
Bu yıl Türkiye ise doğal kaynaklarını 22 Haziran'da tüketti. Yani yarı yılda ülkemizin bir yılda yenileyebileceği kaynaklardan daha fazlasını tüketmeye başladık.
Dünya Limit Aşım Günü, gereğinden fazlasını tüketmememiz konusunda uyarıcı niteliğiyle dikkat çekiyor. İnsanlar için “yeterli” tanımının yeniden yapılması ve kaynakları daha tasarruflu kullanmamız gerektiği mesajını veriyor.


*********

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

preview image

Ormanları korumak için 5 neden

•    Ormanlar yazın ısıyı 5 ila 8 derece arasında düşürür; kışın 1-3 derece yükseltir. Nemi sabit tutar.
•    Bir hektar ladin ormanı 32 ton, bir kayın ormanı 68 ton, çam ormanı ise 40 ton toz emer.
•    1 hektar iğne yapraklı orman yılda 30 ton, geniş yapraklı orman ise yılda 16 ton oksijen üretir.
•    Ormanlar aynı iklim koşullarına sahip çıplak toprağa kıyasla yüzeysel akışı 15-20 kat, erozyonu 350 kat azaltır.
•    100 yaşındaki bir kayın saatte 40 kişinin çıkardığı karbondioksiti yok eder. Ayrıca yılda 30.000 litre su çekerek erozyonu önler.

-    Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü