Plak dinlemek tekrar popüler olmaya başladı son iki üç yılda…

Birçok pikap seçeneği ve birçok sanatçının eserlerinin yeni baskı plakları derken her yerde görünür oldu… Yaşadığımız dönemin zorluklarından dolayı nostaljiye tutunmamız mı sebep yoksa plak dinlemek için verilen emek ya da müzik kalitesi mi popüler hale getirdi tekrar acaba.
Benim için uzun yıllardır var olan bir tutku fakat ülke şartları plak koleksiyonu yapmak için müsait değil... Çünkü; plağa dair ne varsa ateş pahası... Plak çalarından tutunda, plak iğnesine kadar her şey...

Bizim evde modern zamandan sıyrılıp, baş başa kritik yapma köşesi ‘plak köşesi’. Elbette zaman ya da mekan sınırlaması yok müzik dinlemek için fakat bu bizim için ayrı bir etkinlik. İşleri bitirip, sakin kafa oturup sohbet ederken plağının hafif çıtırtısını duymak kendimizi dinginleştirme yöntemimiz…
Beraber yola çıktığımız günden beri de birlikte hep plak aldık, beraber bir dahaki aya bütçemize hangi plak uygunsa onu alalım diye plan yapıyoruz.. Plak alabilmek için bir dahaki aya plan yapmak.. Bu da ayrı bir kanayan yara aslında..  Böyle sanatsal aktiviteler insanlık için basit şeyler ama bizler için masraf hatta bütçemizin açık verme sebebi.. Genel olarak hiçbirimiz geçinemediği için bu ürünlerde lüks oluyor…

**

Antakya’da bir plakçı 
En son tatilimizde Antakya’da tanıştığımız Gökhan Plak.. Depremden plak dükkanı büyük hasar almadı fakat hepimizin kalbi hasarlı.. Herkes yakınlarını, anılarını gömdü, çocukluğunu, ilk aşklarını, orta yaşlı zamanlarını bıraktı o enkazların altında. Hiçbir yakınını kaybetmeyenler de yaşama sevinçlerini kaybetti...
Unuttuk mu? Asla…
Unutmamız demek, orada ölen herkese ihanet demek… Toparlanacak mıyız? 
Evet... Gerekirse ellerimizle kazıya kazıya tekrar ayağa kaldıracağız orayı…
Antakya’nın o huzur veren sokaklarından birindeydi yeri… Plak merakımızı görünce heyecanlanan, sıcak kanlı bir dükkân sahibiyle tanıştık... Oradan dönüyor olmanın garip huzursuzluğunu alıp götürmüştü onlarca plak ve geleneksel Antakya insanın dostça yaklaşımı... 
Numaralarımızı aldık, sosyal medya üzerinden iletişim kurduk, ihtiyaç olursa birbirimize haber vereceğiz diye sözleştik... Depremin sabahı kuzenim ve ailesine ulaştıktan sonra aklımıza geldi plakçı olan arkadaşımız. Herkes iyi miydi? Yoksa iki ay önce bir sürü anı biriktirdiğimiz birçok şey gibi orası da mı enkaza dönmüştü…. 
Depremin birinci haftasında ulaşabildik, tüm ailesi iyiydi fakat birçok şey kaybetmişlerdi… Yavaş yavaş toparlanıyorlar… Bir gün o sokaktan yine pikaplarından çalan güzel şarkılar duyulacak ve ayağa kalkmış, yaralarını sarmış olacaklar… Hep beraber tekrar ayağa kaldıracağız o şehri. O plak dükkanını da tabi… Takip etmek isterseniz sosyal medya hesapları var..  Belki bu şekilde dayanışırız orada olanlarla…