Halit Ayar, İTÜ Elektrik mühendisliği 4. Sınıf öğrencisiydi…
İstanbul’da Taksim’de idi…
Karanlık çoktan basmış, eğlenceden dönenler, yavaş yavaş evlerinin yolunu tutuyordu…
Halit’in yanına yanaştı biri…
Bir tartışma…
Gasp suçundan hükümlü Emrah Y, kendi ifadesine göre, 23 Yaşındaki Halit Ayar’dan bira almasını istiyor.
Ya da bira para vermesini…
Olumsuz yanıt alınca itiş kakış ve feci son.
23 yaşındaki genç kardeşimiz, bıçak darbeleriyle can veriyor.
….
Sanatçı Şevket Çoruh İzmir’den bir paylaşım yaptı.
Gece vakti Alsancak Heykel civarındaydı.
Çorbacıda çorbasını içiyordu.
Bir sokak hayvanına eziyet edenleri uyardı.
Bir anda kalabalıklaşan güruh, sanatçıyı hırpaladı.
Görüntülere göre hırpalamaktan da öteye gittiler…
…
Ne olduğunu anlayabiliyorum…
İki yıl öncesi idi.
Saat gece yarısı 02.30 civarıydı.
İstanbul’dan gelen misafirlerimi ağırlamıştım.
Alsancak’ta Salih İşgören İlkokulu'nun yanından, Kıbrıs Şehitleri'ne bağlanan ara sokaktan geçmek istedim.
Orası biraz karanlık ve izbe…
Hayatını Alsancak’ta geçirmiş biri olarak aklıma hiçbir şey gelmedi.
Yürüdüm.
Ara sokaklardan birileri çıktı.
Yaşları 15-17 arasında 6-7 genç.
Benim yaşıma göre bebe…
Kafalarında montlarının kapişonları…
Karnıma doğru sert bir cisim dayadılar…
Yeri geldiğinde başını okşayıp, 5-10 tl harçlık verdiğimiz tipler…
Para istediler. Cebimdeki taksi parasını verdim.
Olmadı telefonumu. Hemen verdim…
Direniş göstermeyince topuklayıp kayboldular…
Sağolsun, Alsancak karakolu hafta sonları curcuna…
Sabaha kadar ifade, anlatım falan…
Sağolsun oranın genç sivil polisleri geldi.
İki günde aydınlattılar konuyu…
İşin komiği polis arkadaşlar, oralardaki çeteleri isim isim biliyorlar.
Tanıyorlar…
Gençlik yıllarımız olsa direniş gösterir, karşı koymaya çalışırdım.
Belki de Halit’in başına gelenleri yaşardık…
***
Anlamadığım şu; gazetelerde boy boy haberler çıkıyor…
“Son okuduğum bekçi kadromuz 30 bine çıkacak” idi…
Taksim gibi, Alsancak gibi, Kıbrıs Şehitleri gibi hassas noktalarda, görünmeyen bu bekçi kadrolarımız, nerelerde görevli acaba?
***
Yaş 50 yi geçince akıl başa vuruyor…
Hele eşi dostu yavaş yavaş kaybetmeye, ya da ağır hastalıklarla hastanelerde görmeye başlayınca…
Hayat kavgası, idealler derken elde şu kalıyor…
Hayat çok kısa…
Direneceksek, direnelim de
Ölümümüz böyle adi sokak hikayelerinden olmasın…
***
Bin üç ellikibin yediyüz ellinci tekrar yazısıdır…
Bir fuar daha geldi geçti…
Fuar demek bu değil…
Üç beş yemekçi, 6-7 belediye standı, iki onur konuğu, gerisi bedava konserler…
Allahtan bu güzel konserler var da, yıl boyunca durumu olmayan gençlik ve aileler, özellikle çim konserlerinde geniş geniş konser dinliyor..
Onun dışında kopyala-yapıştır…
15 yıldır aynı hikaye…
Böyle fuar olmaz..
Bir teknoloji, bir yenilik, bir yapay zeka örneği, henüz piyasaya çıkmamış ürünler…
Hiçbiri yok…
Kötü fua , kötü…
***
CHP’de ilçe kongreleri yaklaşıyor.
Peşinden il başkanlığı yarışı…
Şimdiden başladı kaynamalar…
Kim kimin adamı, kim kime ne verecek?
Yazık ki bazı belediyeler, yan kuruluşlarına kadrolar açmaya başladı.
İnşallah ben yanılırım.
Bunlar normal işe alım için mi?
Yoksa delegasyona dağıtılacak arpalık mı?
Tarih itibariyle kadro açmak, ister istemez akla bunları getiriyor…
***
Hasan Elidemir
Şu kısa hayatımızın bize kazandırdığı değerlerden biriydi.
İzmirsporlu Hasan Elidemir…
Vefatı hepimizi derinden vurdu.
Gazeteci arkadaşlarımızın yazıları enfesti.
O yüzden inci dizmeye kalkmayacağım…
Sadece çok üzgünüm…
Işıklar içerisinde uyu Hasan abi. Hakkını helal et…
***
DELİ ZİYA; “Evren’e yolladığın her mesaj Kenan Evren’e gidiyorsa... Adrese iyi bak…”