Yüzlerce yıldır çok uğraştık, didindik. Ve sonunda oldu.

Kendi sonumuzu getirmeyi başardık.

Bilimsel dergi Science Advances'da yayınlanan yeni bir araştırmaya göre; hayvanlar eskiye oranla 100 kat daha hızlı yok oluyor. Canlı türlerinin yarıya yakını belki de bu asrın sonunu göremeyecek.

'İroni mi' dersiniz yoksa 'ilahi adalet mi', insanoğlu da soyu tükenecek olan canlılar listesinin başında geliyor.

Bilim insanlarının deyimiyle 'altıncı kütlesel yok oluş'un ana nedeni tabii ki biziz.

Biraz daha açacak olursak; insanoğlunun dünya üzerindeki faaliyetleri.

* * *


İklim değişikliği, hava kirliliği, habitat kaybı, orman varlığının giderek azalması canlı türlerinin azalmasında başrolü oynuyor.

Nedense biz insanlar, 'nesli tükenme tehdidi altında' cümlesini küçümsüyoruz. Sanki bu işin ucu hiç bize değmeyecekmiş gibi günümüzü gün ediyoruz.

Bizler böyle gideduralım, bilim insanları uyarılarını sürdürüyor.

Stanford, Princeton ve Kaliforniya üniversiteleri uzmanlarının ortak araştırmasına göre, dinazor devri 66 milyon yıl önce bittiğinden beri yerküre hiç bu kadar hızlı bir tür kaybına uğramamıştı.

Araştırmanın öncü yazarı Gerardo Ceballos şöyle diyor:

"Eğer hayat var olmaya devam ederse, iyileşmesi birçok milyon yıl sürebilir ve türümüz bunun başlangıcında tamamen yok olabilir."

* * *


Tam da bu araştırmanın üstüne, yarın Dünya Hayvan Haklarını Koruma Günü.

Türlerin yarısı bu asrın sonunu göremeyecekken,

Bir kısmı çoktan tarihin tozlu sayfaları arasında sadece birer fotoğraf olarak kalmışken,

Bu günü kutlamak ne mümkün?

Kutlayamayız belki ama bugün, biz de hayvanları korumanın dünyamızı korumak olduğunu, dolayısı ile kendi türümüzü korumak olduğunu farkına varabiliriz.

Bugün doğaya en minimum düzeyde zarar verecek şekilde yaşayarak, derneklerde gönüllü çalışarak, hayvanlar için bağışta bulunarak, çevremizdeki canlıların yaşam hakkına saygı duyarak, çevremizi bu konuda bilinçlendirerek katkıda bulunabiliriz.

Gelecekte 'kutlu' olacak nice 4 Ekim'lere...